Bay Sümsük'ün Sarı Çorapları

6.Ne Yapmalı? Ne Yapmalı?

Merhaba değerli okuyucular, Yeni bölümle sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar :) Lütfen yorum ve oy atmayı unutmayın. Sizi seviyorum :)

Gözlerini yavaş yavaş açarken yüzünde ıslaklık hissetti. Köpeği durmadan yüzünü yalıyordu.

"Tamam Rush. Uyandım işte. "

Ağzı kurumuştu. Yatağının yanındaki dantelli sehpadan bir bardak su aldı. Burnuna gece tıkadığı peçeteleri unutup bardağı ağzına dikince peçeteler bardağın içine düştü.

"Rush! Bu peçeteleri bardağın içine sen mi bıraktın? Çok yaramaz bir köpek oldun sen! "

Rush her şeyden habersiz uğuldamaya başladı. Alicem sanki gece rüyasında görmüş gibi:

" Gel Rush, bir sosyal medya hesabı açalım. " dedi.

Bilgisayarını alıp dizlerinin üstüne koydu. Sırıtarak "Belki güzel kız arkadaşlarımız olur." dedi.

Bir an durup Selin'i hatırladı. Ondan gerçekten hoşlanmıştı ama Selin onu kırmıştı.

"Ben duygusal biriyim Rush, bana böyle davranması beni son derece üzdü."
Derin bir of çekti ve yeniden konuşmaya başladı.

" Ne yapıyorum ben Rush... Selin benim hayal bile edemeyeceğim kadar güzel. Bir de bana bak.Kendi düşüncelerini beynine hapsetmiş; isteklerini, hayallerini ve duygularını içi buz gibi sular toplamış yüreğinde biriktirip bütün bunları çürümeye mahkum eden aptalın tekiyim. Bugüne kadar kimseden görmediğim o, masal dünyamla süslü derin ilgiyi ondan bekleyerek ona haksızlık ediyorum. Ben kimim ki? O benim beklentilerimi karşılayabilir belki ama ben ona yetebilir miyim? Ben onun düşlediği kişi olabilir miyim? O yeşil gözlerin, pembe pamuk dudakların, avuçlarımda düşlediğim başak başak, sarı saçların sahibi olabilir miyim? Yapamam Rush... Ben ona yetemem. Ben onun çam yeşili gözlerini, bu aptal ifadesiz yüzle dolduramam. Belki onu tanıyalı çok olmadı. Ama onu unutmalıyım. "

Selin ile ilgili olan düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Kendine bir facebook hesabı açtı.
Üniversitedeki fotoğraflarından birini profiline koydu. Köpeğine dönüp:
"Kullanıcı adımız ne olsun Rush?" dedi.
Başını kaldırıp biraz düşündü. "Bay Sarı Çorap'a ne dersin Rush? "

Rush havlamaya başladı.

"Evet profil tamamlandı. Şimdi güzel kızları ekleyip en güzeline buluşma teklif edelim."

Annesi odaya girince bilgisayarını hızla kapattı. Annesi etraftaki dantelleri, Alicem'in kirli elbiselerini ve sarı çoraplarını yıkamak üzere aldı ve hiç bir şey söylemeden odadan çıktı. Çamaşırları makineye yerleştirirken:

"Hayret! İlk kez çoraplarını makinede yıkamama engel olmadı. Galiba gerçekten değişiyor." dedi.

Alicem eklediği kızlardan mesaj beklerken oyalanmak amacıyla, odasında aksiyon filmi izleyip kendini filmin iyice kaptırmakla meşgulken evin kapısı çaldı. Şadiye Hanım kendine kendine "Allah Allah kim bu acaba? Kimseyi de beklemiyorduk." diyerek kapıyı açtı. Gelen Kıymet Hanım ve Mücella Hanımdı yanlarında da yirmi dört yirmi beş yaşlarında, 1.75 boylarında, uzun, düz saçlı, kalın çerçeve gözlüklü, bıyıklı bir genç kız vardı. Kıymet ve Mücella ellerinde börek ve kek tabakları ile şarkı söyler gibi aynı anda:

" Şadooooşş sana bir sürprizimiz vaaarr. " diye bağırdılar.
"Sürpriz mi ne sürprizi?"
"Aslında sana değil Alicem'eee. "
"Aa... Alicem'e mi? "
Kıymet Hanım bembeyaz ve kısa saçlı başını içeri uzattı.
"Evet nerede o bakalım?"
"Aslında o şu an..."
"Bizi içeri almayacak mısın? "
Şadiye Hanım onları gönülsüzce içeri buyur etti. Mücella Hanım Şadiye Hanım'a sarıldı ve samimiyetsiz bir ifade ile:
"Ay şekerim nasıl da özledik seni biliyor musun." dedi. Şadiye gözlerini devirdi.
"Yaa bilmez miyimm. Ben de sizi çok özledimm."
"Eee çağırsana Alicem'i. Gelsin onu biri ile tanıştıracağızz."
"Sahi Mücoş kim bu kızımız? "
"Ayol tanımadın mı? Eskiden mahallemizde bir bakkal dükkanı vardı. Naciye Hanım üç tane oğlu ile çevirirdi dükkanı."