Katiller Şehri

734 47 7
                                    

“Özür dilerim, sizi tanıyor muyum?”

İşte bu sözlerdi Jason’ı yerle bir eden.

Jason, ne zaman bir sorunla karşılaşsa ya da onu üzen bir durum olsa Amy’nin yanına giderdi. Onunla konuşur, kendisini bir nebze de olsa iyi hissetmesini sağlardı. Hatta Amy ona söylemese bile rüyalarına girip mutluluğunu kat kat artırırdı.

Fakat şuan ki durum ile, karşısında duranın sevdiği Amy olduğundan emin değildi. Beden ona aitti. Ama hafızası silinmişti.

“Hayır, hayır. Bu gerçek olamaz.” Jason onun omzuna kapanmış ağlıyordu.

“Hey, lütfen. Lütfen ağlamayı keser misin? Ben, nerdeyim, bana ne yaptın?” Haklıydı.

Jason ağlamayı kesip serinkanlılığını korumalıydı. Ama elinde değildi. Yıllardır sevdiği, aşık olduğu kişi, ellerinin altından kayıp gitmişti.

Çok geçmeden Jason onun omuzlarından ayrılmış, gözyaşlarını kurulayarak konuşmaya geri dönmüştü.

“Amy. Ben, ne diyeceğimi bilemiyorum. Benimle gelmelisin.” Elini ona uzatınca Amy, tereddütsüz tutmuştu. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu, sanki onu yıllardır tanıyordu.

Fakat şöyle bir şey vardı ki, Amy on iki yaşında, sadece evlatlık alındığı aileleri tanıyan küçük bir çocuktu sadece. Doğrusu bu bedende ne kadar çocuk, orası tartışılırdı ama…

Birlikte uyandığı odadan çıkarlarken Jason sürekli ona kaçamak bakışlar atıyordu. Ümit arayışı…

“Bana nerede olduğumuzu söyleyecek misin? Ben, bu bedene nasıl girdim. Daha on iki yaşındayım!” Sesinin gücünü fark edince bir anda sustu. Ne kadar yükselirse sesi o kadar inceliyordu. Bu yüzden kafası yere eğip susmaya karar verdi. Neyse ki Jason sorusunu yanıtlamak için onun çenesini başparmağıyla havaya kaldırıp konuşmaya başlamıştı.

“Amy, sen bir tür Katiller Şehri’ndesin.”

Katil. Amy için bu kelime yabancı sayılmazdı. Ölü bulunan aileleri için her zaman bir katil aranırdı. Sonuçta her zamanki gibi sıfır olurdu.

“Katil?”

“Evet. Katil. Hepimiz birer katiliz. Şöyle bir şey var ki, sen de öylesin.”

İşte bu, Amy için yabancıydı. O bir katil değildi!

Düşündüklerini canlandırırcasına kafasını sağa sola sallayarak ellerini ondan kurtardı ve sokak boyunca hızla koşmaya başladı.

“Amy! Bekle..!”

Amy durmuştu. Ama yanındaki ismi lazım değil yüzünden değil. Birisine çarpmıştı.

“Hey! Dikkat etsene…” Amy, çarpıştığı kişiyi yer düşürmüştü. Düşen kadın tam ayağa kalkıp onu boğazlayacakken Amy’nin yüzünü gördü.

“Amy! Bu sen olamazsın! Tanrım!” Boğazlamak yerine ona sarılmayı seçmişti. Ne kadar çok kişi sarılıyordu ona böyle!

“Ben, ben…”

“Ah, konuşmayı bırak. Hadi bize gidelim. Amy, bana yaşadıklarını anlatmazsan seni öldürürüm biliyorsun değil mi?” Bu şaka biraz ağır kaçmıştı.

“Amy…” Soluklar içindeki adam sonunda yanına ulaşmış, onu omzundan tutmuştu.

“Jason? İki aşk kumrusu hasret gideriyor desenize.”

“Cece şuan hiçte sırası değil.” Jason onu kolundan tutunca Amy yana çekildi.

“Birisi bana burada neler olduğunu açıklayabilir mi!” Harika, sesi yine incelmişti.

I'm not sorry IEn iyi Paranomal HikayesiIWhere stories live. Discover now