Zor Günler Bizi Bekler

86 29 7
                                    

Bir yandan merdivenleri çıkıyor bir yandan da demin gördüklerimi düşünüyordum. Nasıl olabilirdi bu? Aylar öncesinde geride bıraktığım geçmişim nasıl olurda yeniden karşıma çıkabilirdi. Üstelik en olmadık an da en olmadık kişilerin yanında.Hızla üzerimi değiştirip odadan çıktım. Onun burda olması çok yanlıştı. Melek dışında kimse onu tanımıyordu.Merdivenleri inerken ayaklarım sanki zorlanıyordu.Beynimde dolaşan sorular eminim yüzüme de yansıyordu.Son basamağı inmemle bakışlar üzerimde toplandı.Sırtı bana dönüktü ama o kadar belliydi ki onun olduğu. Zorla gülümsemeye çalışırken bi anda onunla göz göze geldim.O an sanki aylar öncesine döndüm. Onunla tanıştığım ilk güne... O gözlere daha rahat bakıyordum şimdi.Yüzümdeki o zorla olan gülümsemem silinmiş yerini soğuk bir ifade almıştı.Melek yüzündeki ifadeden belli ediyordu huzursuz olduğunu. Hızla bakışlarımı ondan alıp boş olan koltuğa doğru yol aldım. "Hoşgeldiniz" diyerek yerime oturdum. Melek yanımdaydı ve bakışları diğerleri gibi üzerimdeydi.Fatih ile Duygu yan yana oturuyordu. Mert ve Deniz de onların yanındaydı.Sessizliği bozan Mert olmuştu."Bizi kimse tanıştırmadı. Ben Mert." Bi anda sanki herkes silindi. Sadece ikimiz kaldık.Onun bakışları beni rahatsız ediyordu.Araya giren sesle yeniden kendime geldim. Deniz birşeyler söylüyordu."Kendisi kuzenim oluyor.Aslında annelerimiz kuzen."Ciddi olmaması için dua ediyordum. İyi ama ben neden daha önce Deniz in adını hiç duymamıştım? Ya da Deniz benim kuzeni ile olan geçmişimi biliyor muydu? Mert neden önceden tanıştığımıza dair bişeyler söylemiyordu? Karmakarışık hale gelen beynim sanki iflasın eşiğindeydi. O kadar çok soru işareti vardı ki kafamda.Deniz benim hakkımda kuzenine birşeyler söylüyordu. Ardından Mert'in "Memnun oldum Elizan." demesiyle hafif hatta belli olmayacak şekilde gülümsemeye çalıştım.Ne gibi bir tepki vermem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Birkaç dakika tepkisiz bir şekilde oturduktan sonra Arya mutfaktan "Kızlar biriniz bi baksanıza. " deyince Melek ile aynı anda yerimizden kalktık. O an da tek istediğim ordan çıkmaktı.Tepkilerimin tuhaf olduğunu biliyordum en azından Melek ve Mert dışındakilere karşı. Ama bize göre aslında çok normaldi. Hatta ben bile kendimden daha fazlasını bekliyordum.Ama şimdi değildi. Mutfağa geldiğimizde Melek dibimde sanki her an düşüp bayılacakmışım gibi endişeyle bana bakıyordu. Arya ise nerde kaldığımıza dair isyanlardaydı. Onun elindeki tabaklarla içeri gitmesiyle Melek sıkıca bana sarıldı.Gözlerimi kapatıp sıkıca kollarımı ona doladım. Birkaç saniye durduktan sonra ayrılıp elime diğer tabakları aldım. Melek tuhaf bir şekilde bana bakıyordu. Bence o da benim bu sefer ağlayacağımı düşünmüştü. Gülümseyerek ona iyi olduğumu söyledim.Salona geldiğimizde Duygu ve Fatih bir köşede çok güzel sohbet ediyorlardı. Aslında sadece Fatih konuşuyordu. Bizim güzel kızımız ise kıpkırmızı olmuştu.Resmen Fatih e bakamıyordu.Saçlarıyla oynayarak onu dinliyordu.Arada bi gülüşlerini gördüğümde sadece yüzü değil gözlerinin içide gülüyordu. Arya ise yine kimseyi tınlamadan bir köşede telefonu ile ilgileniyordu. Deniz ve Mert ise öylece oturuyorlardı. Bizim geldiğimizi farketmeleriyle ikisinin de bakışları bize döndü. Ben her ikisinin de yüzüne bakmamaya özen göstererek eski yerime oturdum. Melek te elindekileri bırakıp yanıma geldi. Mert in bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Bu durum her ne kadar sinirimi bozuyor olsa da düşünmemeye çalıştım.Bir süre sonra ben ve Deniz in dahil olmadığı bir sohbet başlamıştı. Arya bile onlara eşlik ediyordu. Söylenen cümleler sanki çok uzaktan geliyor gibiydi.Halının desenlerine sabitlediğim bakışlarım, kafamda kırk takla atan cevapsız sorular...Biraz daha devam edersem eminim kafayı yerdim.Şuana kadar olan tüm herşey gözümün önünde canlanıyordu.Aylarca unutmak isteyip en sonun da başardım derken yeniden herşey su yüzüne çıkmıştı.Bir an önce bitsin istiyordum. Sohbet o kadar derinlere dalmıştı ki... En sonunda dayanamayıp ayağa kalktım. O an da yeniden tüm bakışlar bende toplanmıştı. Melek sanki her olasılığa karşı tetikte gibiydi. Onunda kafasında binlerce soru olduğuna emindim. Evet Elizan sakin ol. Zorla gülümsemeye çalışarak Mert in olduğu tarafa bakmadan "Gençler sizin sohbetinize doyum olmaz amma ve lakin benim güzelim uykuma da değişmem.Bilirsiniz ki o benim herşeyim. Size iyi sohbetler bana da iyi uykular." diyip gülümseyerek merdivenleri doğru yürüdüm.Deniz sanki yemedim der gibi bakıyordu.Şuan bunu düşüncek ne zamanım ne de halim vardı.Bi an önce yukarı çıkıp odada kendi kendimi yiyip bitirmek için can atıyordum.Arkamdan duyduğum "İyi geceler Elizan." cümlesiyle ayaklarım daha da hızlandı. Bi insan nasıl olurda bu kadar laftan anlamaz olabilirdi. Eğer o kişi Mert ise olabilirmiş meğersem. Kapıyı kapatıp kendimi yatağa atmam bir oldu. Uyuyabileceğimi hiç sanmıyordum.Mert in amacı neydi? Neden karşıma çıkma gereksinimi duymuştu? O günden sonra bikaç kez benimle konuşmaya çalışmıştı ama ben buna izin vermemiştim.Zaten okullarımız farklıydı.Ama anlamadığım nokta ben Deniz i ya da Deniz beni neden bilmiyordu. Bunun cevabı diğer soruların da olduğu gibi Mert deydi. Ama benim onunla karşılıklı bir cümle dahi kurma gibi bir niyetim yoktu. Hem de eskiyi açmak gibi büyük bir aptallık yapmak asla.Ne kadar süre düşünüp düşünüp daha çok cevapsız sorular bulsam da bi türlü anlam vermemiştim.Kapının açıldığını hissettiğim an uyuyor numarası yapmaya çalıştım. Aslında ne zaman bu numarayı yapmaya kalksam hep uyuyup kalıyordum. Bu yüzden herkes yiyordu. Ama bu sefer bunun olması imkansızdı. Gelen Melek ti ve düşünmekten uyuyamayacağımı adı gibi biliyordu.Yatakta doğrulup ona oturması için yer açtım. "İyiyim merak etme. Sadece düşünmekten kafayı yemiş olabilirim." deyip zoraki bir tebessüm ettim.

Her hareketimin, her kelimemin ne anlama geldiğini biliyordu Melek. Ne zaman gerçekten mutlu olduğumu, neye canımın sıkıldığını... Ona karşı hiç bir şekilde kalkanlarım yoktu. Ne hissettiğimi ondan saklamam imkansızdı. Yine de her seferinde "iyiyim" diyebiliyordum. İnanmayacağını bile bile. Hani böyle katlayıp en sevdiğim kitabımın arasında saklamak istediğim kişilerden biriydi o. Her ne olursa olsun yanımda olan. E bir de uçak yapıp camdan dışarı atmak istediklerim vardı.

Belki de iyi olmak istediğimi bildiği için, belki de beni daha fazla yormamak için tek kelime etmedi. Sıkıca sarıldı. Aslında şuan tek ihtiyacım buydu. Bu gece benim için uyumak çok zor olacaktı.Bunu ikimizde biliyorduk. Ama sabah gitmemiz gereken bir okul vardı. Her ne kadar defalarca günün analizini yapıp aklımdaki soruları daha da artırarak olmayan uykumu daha çok kaçırsam da sabahın o ilk ve en güzel anlarında uykunun kollarına bırakabilmiştim kendimi.Anlaşılan bugüne 1-0 yenik başlamıştım.

Uykusuz bir Elizan,
-Eşkimiş hamura benzeyen bir surat
-Savaş alanına dönmüş saçlar..
-Açılmamak için direnen iki tanecik göz.
-Her an patlamaya hazır bir bomba..
-Yakıcı bir ateş.
Demekti.

Annem artık bu hallerime alışmıştı. Genel olarak sabahları bana yaklaşma taraftarı değildi.Çünkü ben bile bu halimi sevmiyordum. Bırakın da özgürce uyuyabileyim.








Uzun bir aradan sonra yeniden Merhaba 😊
Farkındayım ki bölümler arasında çok uzun zamanlar var. Bundan sonra bölümleri daha hızlı paylaşmayı düşünüyorum. Sizlerin görüş ve önerilerinizi bekliyorum 😊 iyi okumalar o zaman 🙆😊

Yarım Kalan YarımsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin