☁BÖLÜM 1☁

61.6K 2K 822
                                    

Yeni kurguyla karşınızdayım!
Keyifli okumalar💙

☁☁☁☁☁

"Duru kalk kız geç kalıcaksın" Neden her sabah annem bana böyle böğürüyor ki? "Beni böyle uyandırmak sana haz mı veriyor am-" ağzımda hissettiğim benim için artık bir gelenek haline gelmiş 39 numara terliklerle susturuldum. Annem yine o muhteşem sesiyle "Uyan kız babası kılıklı" dedi. Yorganı tekmeleyerek yataktan kalktım. Ayağıma Haşmet ve Şeyimeyi geçirerek banyoya doğru adımladım. Bir saniye siz bilmiyorsunuz değil mi? Haşmet ve Şeyime, pondiflerimin adı. Ay siz şimdi pondifi de bilmiyorsunuzdur cahiller. Evde giydiğimiz pofuduk terliklere pondif denir. Yani benim deyimimle. Banyoya girip yüzünü yıkadıktan sonra merdivenlerden aşağı zıplayarak indim. Babam sofraya oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Koşarak yanına gidip yanağından öptüm ve neşeyle konuştum. "Günaydın canımın içi" dedim. Mutfakta olan annemin yanına hızla ilerleyip "Günaydın Zeliş Sultan" diye bağırdım. Annem elindeki tabağı sofraya bırakıp konuştu. "Rekorunu kırdın kızım, yine okula geç kaldın bravo." deyip alkışlar gibi yaptı. "Şşştt lütfen o güzel ellerinizi benim için yormayın." Annemin eli terliklerine uzanınca "Tamam tamam sustum" dedim ellerimi teslim olmuş gibi kaldırarak. Annem terliğini yere bırakıp "Kalk git üstünü giy çabuk" dedi. "Anneğğ ya hazır geç kalmışken okula gitmesem mi? Lütfennnn" dedim. Ama sevgili anneciğim öyle bir baktı ki bunun hayır demek olduğu kilometrelerce öteden anlaşılırdı. Sevgili annem yine terliğine uzanmadan koşarak odama çıktım. İğrenç okul kıyafetimle bir süre bakıştıktan sonra giyinmeye karar verdim. Kısa kareli eteğimi ve okul gömleğimi giyip saçlarımı her zaman ki gibi topuz yaptım. Siyah çantamı alıp koşarak aşağı indim. "Ben çıkıyorum, görüşürüz ponçikler" deyip beyaz converselerimi giydim. Evden çıkıp kapıyı kapattım. Dur bir saniye! Ben cüzdanımı aldım mı? Hemen çantamı açıp içine baktım. Bravo bana! Hani benim alkışım arkadaşlar. Cüzdanımı almayı unuttuğum için kapıyı çaldım. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Annem "Yavrum çok erken geldin, okulun çabuk bitti herhalde." Dedi dalgayla. Anneme dil çıkarıp konuştum. "Cüzdanımı masanın üstünde unutmuşum verir misim?" dedim en tatlı sesimle. Tek kaşını kaldırıp 3 numaralı bakışını attı. Bu bakış annemin hayır bakışıydı. Işte üşengeçliğimi konuşturmanın tam vakti. Izleyin bebekler. Dizlerimin üstüne çöktüm ve sürünerek masaya ulaştım. Cüzdanımı alıp aynı şekilde kapıya süründüm. Annem bana bu kız benim kızım olamaz şeklinde bakıyordu. Sonunda kapıya ulaştığımda kapıya tutunarak ayağa kalktım. Saate baktığımda 3. derse yetişebileceğimi gördüm. Koşmam gerekliydi. Hadi acı yok Raki diyerek kendime gaz verdim ve tabana kuvvet koşmaya başladım.

Okula vardığımda teneffüstü. Bahçeye baktığımda bizimkilerin burda olmadığını gördüm. Büyük ihtimalle şuan kantinde tıkımakla meşgullerdi. Koşarak okulun kantinine ilerlemeye başladım. Kantine girdiğimde Eylül, Mert, Emre ve Selin masada oturuyorlardı. Dur! Umut nerde lan? Gözlerim Umut'u aramaya başladığında yemek almak için sıra beklediğini gördüm. Koşarak yanına gidip "Yavvruuummm banada bir tost alır mısın?" Bana bakıp güldü. "Tamam baş belası" yanağını öpüp bizimkilerin oturduğu masaya ilerleyip oturdum. "Selam Gençlik" dediğimde herkes bana yemin ediyorum tescilli mal bakışını attı. Umut birkaç dakika sonra elinde tostlarla geldi. "Sağol aşkoşum" Selin söze atılıp "Kankitoşlarım bu akşam buluşalım mı?" Hepimiz bu fikri onayladık.

Zilin çaldığını duyunca tostuma hüzünlü bir bakış attım. Hepimiz ayaklanarak sınıfa doğru yürümeye başladık. "Ders ne lan" Emre yüzünü buruşturarak "Matematik" dedi. Hepimiz aynı anda ııyy dedik. Sınıfa geldiğimizde Umut ve ben geçip sıramıza oturduk. "Pakizeciğim giricek bu derse, hastayım bu kadına yaa" Umut'a mal mısın? bakışımı attım. Ama sonra aklıma gelen cümleyle sırıtıp konuşmaya başladım. "Aşk bir sabunsa köpürt beni pakize" dedim. Umut ilk başta sen az önce ne dedin lan şeklinde baksa da şimdi kahkahalarla gülüyordu. Bu sırada sevgili hocacığım sınıfa girmişti. Yine her zaman ki gibi ayağa kalkar gibi yaptım. Hoca oturun dediğinde popişimi sırayla buluşturdum. Sınıftan bir kız ağzını yayarak "Hocaağğğmm ödev vermiştiniz" dedi. Böyle konuşan kızların ağzına vurmak istiyorum. Hele ki böyle konuşup ödev olduğunu hatırlatan kızlara neler yapmak istediğimi söylemiyorum bile.

Ders sonunda bittiğinde 2-3 kişi hariç herkes eksi almıştı. Ne mükemmel ama. Emre arkası dönük bir şekilde listeye bakıyordu. Işte tam zamanı Duru! Hadi bebeğim. Koşarak Emre'nin sırtına atladım. "Kankeytoşkummm" Emre refleks olarak bacaklarımı tuttu. Eğilip Emre'nin yanağını öptüm. "Kimin kankası bee" deyip bu sefer yanağını sıktım. "Ulan Duru sırtımı kırdın. Yeter lan" güldüm. "Şşştt kankayto Duru Albey'in senin sırtına atlaması senin için bir onurdur." Emre bıkkınlıkla nefesini verdi. "Duru in lan" ofladım. "Tamam be yemedik sırtını." Sırtından inip bir ders önce aldığım sevgili tostcuğumu yemeye karar verdim. Sıramda Eylül ve Mert vardı. Ulan kesin aşık bunlar be. Içimden ooooo diye bağırmak geçsede, içimde kalmasının daha iyi olacağını düşündüm. Ama ben Duru Albey'im bebekler tabiki de bir bokluk yapmasam olmaz. Eylül'e bakıp sinsice sırıttım. Ne kadar da sinsirella bir kız. Düşüncelerimi bölüp hızla gidip Eylül'ün kucağına oturdum. "Sevgilim beni Mertle mi aldatıyor-" lafımı tamamlayamadan popişimde bir acı hissettim. Beni yere atmış kalleş. "Pislik, mal, salak, öküz, hayvan, orangutan, insan dışı varlık, geber, öl." Yerden kalkıp Selişkomun yanına gittim. "Kankacım şimdi sen bana elindekini bana veri-" elindeki çikolatalı sütü bana uzattı. "Al kanka zıkkımlan." Selinin elinden sütü alıp yanağını sıkıp "Tisikkirlir yavruşummm" dedim.

Sonunda son ders zili çaldığında çantamı alıp ayağa kalktım. Mert yanımıza gelip kolunu omzuma attı. "Kaçta buluşucaz lan" Emre bıkkınlıkla konuştu. "Ulan yarın biyoloji sınavı var biriniz kitap getirsin kopya kağıdı hazırlayalım." Biyoloji sınavı mı? Kelimenin tam anlamıyla sıçtık. "O zaman 6.30-7.00 gibi buluşalım" dedi Umut. Hepimiz onayladık.

Bir süre yürüdükten sonra diğerleriyle ayrıldık. Yani yine Umutla ikimiz kalmıştık. Ikimizin evi yakındı. Sohbet ederken Umut'un telefonu çaldı. Yine tüm fesatlığımı konuşturarak sokağın ortasında "Oooooo!" diye bağırdım. Fakat bağırmamla Umut'un kafama vurması bir oldu. "Aman be tamam, sustum. Zaten evime geldik." Umut'un yanağını öpüp el salladım ve kapıyı çaldım. Annem dakikalar sonra kapıyı açtı. Neşeli gözüküyordu. Yanağını sulu sulu öpüp "Noldu Zeliş Sultan ne bu neşe" diye sordum. "Kız sana yeni kıyafetler aldım gel" deyip elimi tuttu ve beni odama sürüklemeye başladı. Odama girmemle kusmak istemem bir oldu.

☁☁☁☁☁

Merhabalarrr! Bu hikaye için haftalardır uğraşıyorum. Sonunda yazabildim. Şuan elimde 4. Bölüme kadar hazır. Yani okuyucu sayıma göre bölüm atacağım. Umarım diğer hikayelerim gibi bu hikayemde beğenilir. Aralarda argo kelimeler olucak rahatsız olan varsa bana mesaj atabilir. Dikkate alır düzenlerim. Şimdi konuşmamı bitirmeden önce teşekkür etmem gereken kişiler var.
Öncelikle bu hikayede yaşanan herşey gerçek. Sadece biraz abartarak yazıyorum. Bana tüm bunları yazmam da yardımcı olan;
merveaylanc 'a
-_OxyGeN_- ' e
-_-AloNe_aNgeL-_- ' a
Bayan_cikolatali_sut ' e
baby_lovatic ' e
nk_12_34 'e
nalgaeeobsneun 'a
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM 💙❤ HEPİNİZE ÇOK SEVIYORUM💙❤
Ayrıca kapak tasarımı için -_-AloNe_aNgeL-_- ' a birkez daha teşekkür ederim.

DİKKAT DURU ÇIKABİLİR!Where stories live. Discover now