10.Bölüm - "Ulan çok canım yanıyor."

164 8 0
                                    

Hasta, hasta yazdığım bir bölüm oldu.
Hatam varsa kusura bakmayın..
İyi Okumalar.. 💕

# MODEL - MEY #

"Sen HİÇBİRŞEYİN olamayan insanları ne diye düşünüyorsun!"
Batu hızlı adımlarla yanıma yaklaşarak bir elini arka duvara yasladı ve bna doğru hafif eğildi. Aramızda yok denecek kadar az mesafeyi gözlerini kapatıp, kapatmaya başladı. Aklıma bugün dediği sözler gelince hızla elimi göğsüne koyup ittirdim. Ani tepkimle beraber gözleri açıldı. Ellerimi çekip parmağımı sertçe göğsüne bastırdım. "Çevrede görmek istemediğin, hiçbir şeyin olmayan insanları öpmek hobin mi Batu Arslan?!" Söylediğim sözle beraber kafasını aşağı eğerek kısıkca güldü. Salak mı bu? Ben hala boş boş ona bakarken yere indirdiği kafasını kaldırıp bana baktı suratına çarpık bir gülümseme vardı. "Dediklerine çok takılmışsın Berra Emir?" alaycı bir şekilde bunu sormasıyla sinir kat sayım daha da arttı. Sert bir şekilde gittiğim den dolayı aramızda açılan mesafeyi bir iki adımla kapattım. "Sen dengesiz misin?" ciddi bir şekilde sorduğum soruyla beraber yüzündeki şırıtış silindi hafif bana doğru eğilerek gözlerime baktı. Burnuma dolan sigara kokusu ile kaşlarım çatıldı, sigara mı içiyordu? Allah aşkına Berra ne şaşırıyorsun? Düşüncelerimden sesi ile ayrılırken burnuma dolan sigara kokusunun etkisinden hala çıkamamıştım Antalya'ya geldiğimden beri içemiyordum. "Dengesizim ne olucak?" kahverengiliklerini gözlerime dikerek söylediği bu sözle bende ona sertçe bakarak cevap verdim. "O zaman bu dengesiz hallerini dışarıya yansıtma! He illa oyun oynamak istersen oynarız. Ama dikkat et bu sefer canı yanan sen olursun!" cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp ilerlemeye başladım, ara sokaktan barın önüne dönecekken sesini duymamla duraksadım, "Kiminle oynadığına dikkat et Berra Emir!" verdiği tepki ile gözlerimi devirerek, "Hah!" diye bağırarak yürümeye devam ettim.

Barın önüne geldiğimde kızlar girişinde duruyordu. Yanlarına ilerlediğinde Simay'ın sorusu ile gözlerimi arkadaki Batu'nun arabasından çekerek ona döndürdüm. "Neredeydin? İyi misin? Bir sorun yok demi?" sorduğu sorulara karşın göz devirme isteğimi geri çevirerek, "Sorun yok" dedim. Buz gibi ve ifadesiz bir şekilde bunu demek kaşlarını çantasına sebep olurken onun bu tavrını önemsemeyerek Esra ve Gece'ye döndüm. "Gidiyor muyuz?" Esra'nın hızla başını sallayıp elindeki çantayı bana uzattı. Çantamı alarak önden yürümeye başladım. Koluna dolanan elle başımı çevrdiğimde bana meraklı gözlerle bakan Esra'yı gördüm. "Anlatmayacak mısın?" koluma girerek söylediği bu sözle derin bir nefes alarak, "Çok dengesiz." diye sitem ettim bıraksalar ağlayacak durumdayım şuan da, "Kim Batu mu?" Esra'nın sorusuna başımı onaylar anlamda sallarken, "Bir saniyesi öbür saniyesini tutmuyor,güvenmeye çalışıyorum, arkadaş olayım diyorum ama yok beyefendi de salak salak umursamaz tavırlar yeter! Sıkıldım. Benim sorunlarım bana yeterince yetiyor zaten,başka bir soruna ihtiyacım yok, kaldıramam." aldığım nefesi hızla dışarı verirken başımı Esra'ya çevirdim. Bana sanki beni incelermişcesine, dikkatli ve sert bakıyordu."Peki, şimdi ne yapacaksın?" sabahtan beri beynimi yiyip bitiren soruyu bana bir kez daha sorduğunda ne kadar burdan koşarak uzaklaşıp kendimi uçurumdan atma isteğim gelse de bu isteğimi hemen beynimden yok ettim. Omuz silkerek, "Bilmiyorum." dedikten sonra Esra'nın gözlerinde olan gözlerimi, yere çevirdim. "O da sana benziyor." aniden verdiği cevap ile hızla kafam tekrar ona dönerken kaşlarım çatıldı. "Ne demek oluyor bu?" bu cevabımla beraber yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. "Senin gözlerinde ne gördüysem aynısını Batu'da da gördüm ben Berra, kırılmışlık var gözlerinizden birşey anlatmamaya hisettirmemeye çalışıyorsunuz ama kırılmış, yorulmuş bir insan anlar ikinizi de fazla kırmışlar hani diyorsun ya 'paramparçayım' diye gerçekten öylesin ama kırgınlığını gördüğüm kadar, toparlandığını da görüyorum hatırlasana ilk geldiğinde sen de Batu gibiydin.." dudaklarını birbirine bastırarak düşünür gibi gözlerini kısarak, "Immm... Dengesizdin. Ama şimdi biraz daha iyisin ona da zaman versen o da senin gibi toparlamaya başlayacak?" hafif tebessümle söylediği bu sözler ne kadar bütün beynimi karmakarışık yapsa da bugün duyduklarım arasında en mantıklısıydı. Ben hala beynimde yankılanan düşünceler ile Esra'ya bakarken sesiyle kafamı iki yana sallayıp kendime geldim. "Geldik." kafamı çevrdiğimde yurdun önündeydik, arkamızdan gelen Esra ve Simay'ın sesi ile onlara döndüm, bir iki adımda yanımıza geldiler. "Ben burdan ayrılıyorum, güzel bir geceydi sağolun. Görüşürüz." el sallayarak yanımızdan ayrılırken biz de aynı anda "Görüşürüz." diyerek yurda ilerleyip içeri girdik,merdivenlerden çıkarken, "Yarın bizim dersimiz yok, Esra senin var mı?" Gece'nin soru ile Esra elindeki telefondan başını kaldırıp Gece'ye döndü. "11'den 1'e kadar var." , "Tamam o zaman alışverişe çıkalım mı yarın?" alışveriş mi? Hayır lütfen. "Ben almıyım." kaşlarımi kaldırarak söylediğim bu sözle Gece'nin kaşları çatılırken Esra kafasını yanına yatırıp bana hafifçe güldü. "Gidelim Gece, Berra'da gelecek." Esra'nın sesi ile kaşlarım çatılırken elimde ki anahtarla kapının kilidini açıp içeriye girdim. "Ya lütfen sevmiyorum ben." sonuna kadar itiraz ederken Esra ve Gece gülüp aynı anda, "Geliyorsun." diye bağırıp dolaplarına yöneldiler. Bende sesli bir şekilde oflayıp kendimi yatağıma bıraktım. "Ben gezmem bir yerde otururum, siz yaparsınız daha da ısrar edersiniz asla gelmem!" bu sözümle Esra başını sallayarak kendini yatağa atarken, Gece pis bir sırıtışla bana bakıp banyoya girdi. Bende oflayarak yataktan kalkıp dolabıma ilerlerken Gece'nin banyodan "Oflama." sesiyle gözlerimi devirdim. Pijamalarımı aldıktan sonra oda da banyo da Gece olduğu için hızlıca oda da üstünü giyip kendimi düşüncelere dalmadan rahat bir uyku(!) uyumak adına yatağıma bıraktım.

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin