19.bölüm

9.5K 423 31
                                    

not: arkadaşlar Sahra hikayesi şuan 22.bölümde ama çok geç yazdığım için bölümleri birer hafta arayla yayımlayıp hem arayı soğutmamk hem düzenli yayımlamak hemde dengeyi bozmamak adına böyle yayımlıyorum. eğerki derseniz "biz 22.bölüme kadar okumak istiyoruz hepsini yayımla" o zaman kimi zaman iki hafta bile bekleyebilirsiniz yeni bölüm için. karar sizin yorumlarınıza göre bunu değerlendireceğim ama sadece iki üç yorumla değil hayalet okuyucularımdan da bu konuda yorum bekliyorum :) keyifli okumalar umarım beğendiğiniz bir bölüm olur :)

SAHRA!

19.BÖLÜM

Yazar; Canan Takan

Cebindeki telefonun titreşimiyle kızı kendinden uzaklaştıran İmran telefonunu açtığında beklemediği birinin sesini duydu. “alo İmran nerdesin?”… Sahra’nın sesiydi bu. Hemen eliyle Anessa’nın ağzını kapatırken “bir şey mi oldu?” diye cevap verdi genç adam. “annen birkaç defadır nereye gittiğini soruyor bana arada kaldım. Ne söyleyeyim?”… “ofise gittiğimi söyle, şuan yoldayım birazdan orda olurum.” Diyen İmran “tamam.” Sesini duyunca telefonu cebine attı tekrardan. “beni daha ne kadar saklayabileceğini düşünüyorsun!” diye yüksek sesle çıkıştı Anessa. İmran’ın cebindeki telefon hala açıktı. Sahra hattın diğer ucundaki kişinin kadın olduğunu rahatlıkla anlayabilmişti. “ofisteyim demedi mi az önce?” diye tekrarlarken telefonu kulağından ayırmadı.

Anessa’nın çıkışmasının üzerine “seni hiç saklamadım ki!” dediği sırada telefon kapandı. Şu yeni dokunmatik telefonların azizliğine uğramıştı Sahra. O elindeki telefonla kalakalmışken İmran sözlerine devam ediyordu. “Hem ne için, kim için saklayacakmışım? Hala dediklerimi anlamadın galiba, seni hayatımın geri kalanında istemiyorum.”… vakit kaybetmeden kızın evinden ayrılan İmran, arkasına dahi dönüp bakmadan arabasına gitti. Kafasında eskiye ve şuana ait her şey dört dönüyordu sanki. Eve gitmek yerine daha sakin ve öfkesinin soğumasını bekleyebileceği bir yere gitmeyi düşündü ardından arabasını çalıştırdı.

Anessa küt diye kapanan kapıyla koca evde tek başına kalmıştı. İmran giderken çok açık konuşmuştu fakat şuan bu sözleri üzerine alınacak durumda değildi. Bir an önce ona maddi çıkarlarını sağlayacak biriyle olmalıydı ve kahretsin ki İmran’dan daha iyi bir seçenek yoktu bunun için. Oturduğu dairenin kirası, alışveriş parası kısacası iyi şartlarda yaşayabilmesi için bol paralı birini bulamazsa gelecek ay kendini kapının önünde bulması kaçınılmaz son olacaktı. İmran ayrıldığında gözünden kaçmayan bir diğer şey ise genç adamın üç yıl öncesine göre daha erkeksi görünüyor olmasıydı. Suratına yerleştirdiği gülümsemeyle yeni bir plan düşünmeden önce mutfaktan bir kupa kahve almaya gitti. Görünüşe göre bu sefer biraz zorlanacak gibiydi.

Sahra ansızın kapanan telefonun ardından bir süre yerinde sabitlenip düşüncelere dalsa da bu konunun üzerinde durmamaya çalıştı. “bana ne oluyor ki hem!” diye düşünürken, ne zamandan beri İmran’ın gönül işlerini merak ettiği de ayrı bir soru işareti oluşturmuştu kafasında. Birden bire sıcak basmış, yanakları kızarmıştı Sahra’nın bu yüzden çözüm olarak İmran gelmeden güzel bir duş almanın iyi bir fikir olduğunu düşündü. Kıyafetlerini alıp banyoya girdiğinde bir erkekle aynı odayı, hatta aynı banyoyu paylaştığına inanamamanın verdiği bakışlarla etrafı süzdü. “fazla vaktin yok Sahra. Bir an önce duşunu al ve çık buradan.” Diye telkin verdi kendine ve soyunup duşa attı kendini. İlk başlarda tepe duşunu ayarlayamadığı için sinir oldu fakat birkaç dakika içinde olayı çözünce keyifli bir duş aldı. Kıyafetlerini giyip odaya döndüğünde İmran hala gelmemişti. Saatin kaç olduğunu merak edip yatağın başındaki komodine baktı, gece yarısı geçeli çok olmuştu. Peki, nerdeydi İmran? Tekrar arayıp aramamak konusunda kararsız kalmıştı Sahra. Telefonunu birkaç kez eline alsa da geri yerine koydu.

SAHRA!Where stories live. Discover now