12.Bölüm

596 42 1
                                    

"Elbette... Müsaadenizle benim derse girmem gerek."

Dersliğe varana kadar kendimi toparlayamadım, Alan'ın bakışlarını hiç sevmemiştim. Ders anlatırken bir yandan aklım sürekli Alan ve Eric'e gidiyordu. Derse yeterince konstre olmadığımı fark edince ikinci dersi işlemeyeceğimi söyledim sınıfa.

Ders bitince Alan'ın odasına gittim, gergindim ama böyle birine karşı gerginliğimi belli etmemem gerekiyordu.

"Doktor Feola oturun lütfen."dedi Alan beni görünce, samimi bir tavır takınmıştı ama rol yaptığını anlayabiliyordum

"Nasılsınız?"dedi oturduktan sonra.

"İyiyim."dedim gülümsemeye çalışıp.

"Henry ile sizi birlikte görünce şaşırdım doğrusu, sizin gibi naif bir hanım öyle bir adamla nasıl tanıştı aklım almıyor."

"Hastalarımdan biri."dedim düz bir ifadeyle.

"Ama onun için çok değerli olduğunuz da belli. Beni görünce hemen sizi korumak istedi."

"Doktor FROX, eğer benim özel hayatımı konuşacaksınız gideceğim."

"Tamam sakin olun."dedi ben ayağa kalkınca. "Sadece yakın olmak istemiştim." Yerime oturunca konuşmasına devam etti "Anlatın bakalım Doktor FEOLA, nasıl oldu da doktor olmaya karar verdiniz?"

"Özel nedenler."dedim geçiştirmeye çalışarak. Henry bile bilmiyorken bunu Alan'a anlatmayacaktım.

"Neyse beni ilgilendirmez."diye iç çekti. "Siz iyi bir doktorsunuz, özellikle küçük Alex ile aranızda bir bağ olduğu ortada."

"Alex? O çocuğu nereden biliyorsunuz?" Tamam, şimdi gerginliğimi belli ediyor olabilirdim.

"Evet."diyip gülümsedi "Kendisi sizi çok seviyor bu belli. Zavallıcığın başına bir şey gelmesini istemem."

"Zaten gelmeyecek."dedim kaşlarımı çatıp "İki gün sonra taburcu olacak. Beni tehtit edemezsiniz bayım!"

"Sizi neden tehtit edeyim doktor?"

"Yapma lütfen!"sesimi yükseltip ayağa kalktım "Tom ve Henry bana her şeyi anlattı. Senin yapacaklarının sınırı yok."

"O halde Alex'in hayatının sizin elinizde olduğunuzu bilirsiniz."ayağa kalkıp gözlerini üzerime dikti. "O evi terk et Emma, yoksa Alex ilaç karışmasından dolayı zehirlenir hatta ölebilir."

"Alex ilaç almıyor artık."dedim aynı kararlılıkla "Ailemle tehtit etmeyi de aklından geçirme çünkü ikisi de mezarda. Sana bol şans."

Odasından çıkacakken Alan arkamdan sesledi

"Sadece bir günün var Emma! Alex'in hayatı sana bağlı ve inan ilacı alması an meselesi olur hiç zorlanmam."

Odamdan içeri girdiğimde hemen koltuğuma oturdum, bacaklarım sinirden tutmuyordu artık. Nasıl bir insan küçük bir çocuğu öldürmekten çekinmez? Akşam eve gittiğimde bu durumu Henry'e nasıl anlatacaktım bilmiyordum ama beni anlayacağını ummaktan başka çarem yoktu. Bir süre sandalyede oturup sinirlerimin yatışmasını bekledim, ardından da Alex'i ziyaret ettim.Alex beni görünce gülümseyip yanağımı öptü.

"Bugün nasılsın bakalım?"

"İyiyim."dedi Alex "Ne zaman taburcu olacağım?"

"İki gün sonra."dedim elini tutup "Tanrm! Seni çok özleyeceğim."

"Evime gelirsin."dedi yetişkin edasıyla.

"Anlaştık."diye gülümsedim "En kısa zamanda ziyarete geleceğim. Bu arada seni uyarmalıyım kim sana ilaç verirse versin içme.Artık ilaç almayacaksın."

"Tamam."

Fakülte çıkışında Henry'i görmek çok iyi gelmişti.Hemen koşup sarıldım.

"Konuşmamız gerek."dedim sarılmam bitince "Pek hoş gelişmeler olmadı."

"Alan burada iyi bir gelişmesi olması imkansız."diye gülümseyip saçımı okşayıp "Ne oldu anlat."

Faytona bindiğimizde sabahki konuşmamızı anlattım.

"Evden ayrılmam gerek."dedim sıkıntıyla. "Eric'e nasıl anlatacağız bunu?"

"Anlatmayacağız çünkü sen hiçbir yere gitmeyeceksin."diyip elimi tuttu "Sen nereye gidersen git biz de yanında olacağız."

"Nasıl?"

"Sana hediye ettiğim eve yerleş biz de sık sık seni ziyarete geliriz.."

"Alan bunu fark ederse..."

Konuşmamı bitiremeden Henry beni öpüp yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Öyle bir şey olmayacak. Sana söz veriyorum. Olsa bile sizi koruyacağım."

Ertesi gün erkenden eşyalarımın bir kısmını yeni evime taşıdık. Henry boynumu öpüp beni kendine çevirdi.

"Seni tüm gün görememek çok zor olacak."

"Normal zamanlarda da göremiyordun ki."diye gülümsedim "İkimiz de işte oluyoruz."

"Olabilir ama o zaman seni en azından akşamları görebiliyordum şimdi istediğim gibi göremeyeceğim."

"İstediğin zaman görebilirsin."

"O zaman her akşam buradayım demektir."diyip alnımı öptü. "İşe gitmeliyim, akşam gelirim."

"Tamam canım."

Henry gidince getirdiğimiz eşyaları yerleştirdim. Çok vaktimi almıştı ama hemen hemen her eşya akşama olmadan yerleşmişti. Eşyalar yerleştikten kısa bir süre sonra kapı çalındı, gelen Henry olmalıydı. Üstümü düzeltip kapıyı açtım.Henry beni öpüp içeri girdi.

"Çok yorulmuş olmalısın."dedi yaptığım işleri görünce

"O kadar da değil.."dedim gülümseyip "Ben alışkınım."

Beni kucaklayıp dudağımı öptü.

"İkimiz de dinlenmeyi hak ettik."dedi "Odanda uzanabiliriz değil mi?"

"Elbette."

Yatağa uzanınca başımı omzuna yasladım ve sohbet ettik, daha çok Henry konuşmuştu. Günün nasıl geçtiğini anlattı.

"Her zaman bu kadar yoğun mu işin?"dedim anlatması bitince.

"Tabi ki değil ama bir iki aydır böyle... İhaleden dolayı yoğunum.Bir de bilmek istersin Isabella geldi..."

Canım sıkılsa da belli etmemeye çalıştım.

"Ne istiyormuş?"

"Eve dönmek..."diye iç çekti "Ona bunun mümkün olmadığını söyledim."

"Henry belki de kabul etmeisin.Yani... Aile olabilirsiniz."

"Ailem Eric ,sen ve Tom'dan oluşuyor."dedi yüzümü okşayıp "Bunun aksi olmayacak."

"Alan'nın buna engel olacağına eminim."

"Hiçbir şey bize engel olmayacak."elimi öpüp gülümsedi "Buna müsaade etmem"

Ff;B5

EmmaWhere stories live. Discover now