Farklıyım Bölüm 7

351 20 0
                                    

Eve erken gideceğim demiştim halama evet ama buradan gitmeyi de gönlüm istemiyordu. Sanki burada ne kadar uzun zaman geçirirsem o kadar iyi olacakmış gibi hissediyordum. Geldiğimizden beri o kadar çok şey konuşulmuştu ki kahkahaları bir türlü dinmek bilmiyordu. Evet ben çok konuşmamıştım veya gülmememiştim ama ortamda dönen sohbet çok güzeldi. Ortadaki büyük yuvarlak masaya uzanıp biramı elime alırken Cenk bana seslendi. "Ee Cemre sen anlat bakalım neler yaparsın dışarı çıktığın zamanlar." Elimi geri çekip arkama yaslandım. Bir saniye düşündükten sonra dudaklarımı ıslatıp konuştum. "Ben dolaşırım. Böyle yerlerde tek başına yapılacak bir şey olmuyor. Zaten beni de almıyorlar." Kafasıyla onaylayıp ikinci bir soruya hazırlandı. "Peki nerelerde dolaşırsın?" Diğerleri pek ilgili davranmıyor olsa da Cenk ve Berk oldukca dikkatli bir şekilde beni dinliyorlardı. "Aslında boş boş sokaklarda dolanır eve dönerim. Öyle elit yerlerde gezmiyorum." Az önce geri çektiğim elimi tekrar birama uzattım. Dudaklarıma götürürken cebimdeki telefonun titremesiyle irkildim. Elimdekini masaya koyduktan sonra cebimden telefonu çıkarıp arayana baktım. Halam arıyordu. Müzik sesinden uzaklaşmak için dışarıya çıkmam gerekiyordu. İnsanların arasından zar zor geçerken çıkışa ulaşabildiğim için kendimi tebrik ettim. Ne yazık ki ben kapıya gidene kadar halam aramayı sonlandırmıştı. Hayalkırıklığı ile ekrana bakarken tekrar aramasıyla anında açtım. "Efendim hala?"

"Tatlım neredesin?" Geç kalmış sayılmazdım. Ama halamın sorgulaması da biraz şaşırtmıştı. Pek umurunda olduğumu sanmıyordum çünkü. "Dışarıdayım ne oldu?" Bir öksürük sesinden sonra "Tamam tatlım ben bu gece bir arkadaşımda kalacağım. Kız partisi gibi bir şey senin için sorun olmaz değil mi?" Gözlerimi devirdim. Hemde en ağır şekilde. Ne sanmıştım ki? "Tamam hala sorun değil iyi eğlenceler." Telefonu kapatıp arkamı dönmemle olduğum yerde sıçradım. Beni mi dinlemişti? "Ne yapıyorsun dibimde?" diye çemkirdim. Gülümseyerek ellerini göğüs hizasında kaldırdı. "Merak ettim sadece." Anlamadım? Ne yaptım dedi bu az önce merak mı ettim dedi. Ciddi bakışlarımı bozmadan yanından geçip içeriye girdiğimde müzik sesi kulaklarımı, duman kokusu ise ciğerlerimi doldurdu. Halam da evde olmadığına göre biraz daha durabilirdim yani. Yeşil deri koltuklara oturmadan önce bileğimden çekilmiştim. Berk bugün iyi miydi? Bu tavırlar, hareketler ne bileyim kalıbına yakışmıyordu. "Ne var?" dedim duymasa da dudaklarımı okuduğuna emindim. Önce kendisi oturduğunda yanına da beni oturttu. Terbiyesizce bir hareket yapmamıştı sadece yan yana oturuyorduk. Anlamadığım için her bir hareketini izleyip bir anlam çıkartmaya çalışıyordum ama pek mümkün değildi. Sağ bacağını biraz öne uzatıp cebinden telefonunu çıkarttığında bir şey göstereceğini tahmin ediyordum. Birisiyle olan mesajı açtıktan sonra ekranı bana çevirdi.

-Cemre sabah benim yanımdaydı. Dün beni arayıp onunla konuşmuşsun. Seni aramamı falan söyledi.

-Evet.

-Bugün okula gelmedi değil mi?

-Ulan piç ne geveliyorsun ağzında söyle?

-Cemre benim yanımdaydı. Benim için Buket'le kavga etti. Beni kafasından atmak için de senin yanında.

-Hala çocuksun. Büyü artık.

Mesaj burada bitiyordu. Kaan'ın neden böyle konuştuğunu anlamıyordum evet ama Berk neden bana bu mesajları göstermişti ki? Kulağıma eğilip nefesini üflemesiyle irkildim. "Kaan'a dikkat et diye gösterdim sana bu mesajları. Sana nasıl danranıyor bilmem ama onunki sadece çocuksu bir hırs. Pek güvenilecek birisi değil." Geri çekildiğinde gözlerine bakıp kaşlarımı çattım. Ortamdaki müziğin sesi daha da artmıştı. Bu gürültüde beni duyması zor olurdu. Bu sefer ben onun kulağına yanaştım. "Neyin hırsı bu?" dedikten sonra geri çekilmiştim ama birbirimize hala yakındık. Aramızdaki bu kısa mesafeyi açmak adına geriye doğru gitmek istemiştim ki Berk kulağıma yanaşarak duraksadı. Yanaklarımız birbirine değiyordu ve yeni çıkmış sakallarını hissedebiliyordum. Ben bir şey söylemesini beklerken o sadece susarak bekledi. Saçları ne güzeldi böyle. Benim saçlarım böyle bakımlı durmuyordu. Parfümü ise ayrı bir şeydi. Odunsu bir kokusu vardı. Göremesem de nefes alış verişini hissedebiliyordum. Kulağıma çarpan nefesi konuşmak için ağzını açtığının göstergesiydi. Birden geri çekilince kafam sağa çökmüştü. Masaya doğru eğilip Cenk'e bir şey söyledikten sonra bana kalkmamı söyledi. Sanırım konuşacaktık. "Seni evine bırakayım."Ayağa kalktıktan sonra masada oturanlara elimi sallayıp hafifce gülümsedim. Berk'e dönüp "Ben giderim." demiştim ve o da ne dediğimi anlamıştı ama beni önüme çevirip itekledi. Gerek yoktu ki gelmesine yolu bulurdum ben. Çıkışa kadar sürekli arkamı dönmeye ve ona gelmene gerek yok demeye çalışıyordum ama beni iteklemekten başka bir tepki vermiyordu. "Ben kendim giderim götürmene gerek yok. Hem ev uzak kaldı şimdi o kadar yolu benimle gelip tekrar buraya gelmek falan olmaz o yüzden gerek yok yani." Eliyle ağzımı kapatıp susturduğunda gözlerimin kocaman açıldığını ve maymuna benzediğimi biliyordum. "Cemre sus ve yürü. Eğer gelmememle ilgili tek kelime dahi edersen..." Vücudumu süzerek bakmasa olmazdı zaten. Kollarımı göğsümde birleştirip kafamı öne eğdim. "Bana öyle bakmayı kes de gidelim." Gülümseyerek önüne döndüğünde kollarımı çözerek onu takip ettim. Uzattığı kaskı kafama taktıktan sonra kendi kaskını da kafasına geçirdi. "Hızlı kullanma." dedim ama dinlemeyeceğini biliyordum. "Sıkı sarıl." dedi alay eder gibi. Kollarımı beline sardıktan sonra aynı ses kulaklarıma doldu ve bu sefer ilkine göre daha yavaş bir şekilde eve geldik. Gerçekten yavaş gidildiği zaman zevkli olmadığını da görmüş oldum.

Farklıyım (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora