Yasemin odaya girdiğinde dosyalara gömülmüş halinden taviz vermeyen sevgilisine baktı. Adamın gözleri dosyaları hızla tarıyor, ardından imza atması gereken yere imzasını atıp, diğer sayfaya geçiyordu. Dün gece geç saate kadar çalışmış, nedense eve gitmemişti. Yasemin de onu bırakmamış tek başına, zaten hızlı olması gerektiği için projenin başında sabahlamışlardı. Sabaha karşı Yasemin birkaç saatliğine de olsa Armağan'ı görmek ve beraber yemek yemek için Ares'e eve gitmeyi teklif etmiş, adam da kızımı görmek için kabul etmişti. Evdeyken ikisi de duş almış, Ares Armağan'ı yanına alarak uyurken Yasemin de yanlarına yatıp biraz dinlenmişti. Şimdi de üç saatlik uykuyla çalışan sevgilisini izliyordu.
Adam gözlerini kaldırıp, Yasemin'i gördüğünde istemsizce gülümsedi. Kadını görmesi ile şenlenen gözleri sevgisini belli etmiş, arkaya yaslanırken Yasemin'in kendisine doğru yürüyüşünü izledi. Saate ilk kez bakma gereği duyduğunda mesai bitimine yarım saat kaldığını fark etti. Dünden beri gerçekten yorulmuştu. Dinlenmeye ihtiyacı vardı. Önünde kalan dosyalara baktı. Babası bunları kesin intikam olsun diye koymuştu önüne. Çok az kalmıştı neyseki.
"Nasılsın?" Yasemin adamın yanına geldiğinde dağılmış saçlarına ve yorgun görünen ifadesine baktı. Önünde yığınla dosya vardı ve onları incelemiş olmasını ümit ediyordu. " Çok yoruldun ya."
Ares gülümsedi. "Az kaldı ama. Bir daha böyle sıkışmaz bunlar."
Yasemin şefkatle gülümsedi. Adamın dağılmış saçlarını eliyle arkaya taradı. Ares şaşırmış, Yasemin daha çok gülümsemişti. "Çalışmayı çok seviyorsun." Yasemin daha çok gülümsedi. "Yorgun olsan da mutlusun. Değil mi? Çalışmak seni hem düşüncelere çekiyor hem de düşüncelerden kurtarıyor."
Genç adam çevik bir hareketle kadını kucağına çekti. Yasemin şaşkınlıkla bakmış, ne olduğunu anlayamamıştı bile. Dizine oturttuğu kadının yüzündeki saçları kulağının arkasına sıkıştırdı adam. Kadının yanağını okşarken gülümsemesi munzurdu. Buna rağmen gözleri öyle hissettirmeyi nasıl başarıyordu?
"Seni daha çok seviyorum."
Yasemin'in dudakları bunu beklemediğini ispat edercesine aralanırken adam gülümsemedi. Öyle yoğun bakıyordu ki. Gözleri öylesine derin, öldüresiye ağırdı. Böyle sevilmek hem güzel hem zordu. Böyle katıksız. Yasemin aşkı ilk kez Ares de tatmış olmayı, onun da bir adam en fazla ne kadar masum severse öle katıksız sevmesini seviyordu. Onun ilki olmayı ve onun hayatına giren ilk kadın olmayı seviyordu kadın. Kendisinden önce başka birine böyle bakmamış olmasını ve kendisinden başkasına böyle bakmayacak olmasına mutluydu. Geçmişteki başka birini bile düşünmek kadının kalbini sıkıştırıyordu çünkü. Bunu düşünmek bile ölüm gibiydi. Gülümsedi kadın içten bir şekilde. Bu adam kendisine böyle baktığı sürece bir ömür gülümseyebilirdi.
Ares sözlerine devam etti. "Seni çok seviyorum Yasemin." Kadının beline elini koymuştu ve sımsıkı tutuyordu. "Beni düşündürmeni ve yine senin yanında hiçbir şey düşünememeyi. Bana yaşadığımı hissettirmeni ve yine sana bakarken nefes almayı unutmayı."
Genç kadın gülümseyerek adamın yüzüne parmaklarını koydu. Adamın turuncu renkli Sakallarını parmakları ile okşarken alınlarını yaslamıştı. Birden ağzından dökülenlere engel olamadığında bunun da Yasemin'in Ares'i ne kadar sevdiğini belli ettiği aşikardı.
"Ares..." dedi adamın gözlerine bakarak. Bir eli adamın ensesinde bir eli de sakallarında idi. "Göl evine gidelim mi?"
Adamın dudakları şaşkınlıkla aralanırken, Ares dizinde oturan kadına bakıyordu. Bu kadın, kendisine en iyi gelecek şeyi öneriyordu şuan. "Yasemin..." gülümsedi adam. Kadın tüm korkularını beraber yenmeyi istiyordu. Bunu istediği belliydi. Adam tutuşunu sıkılaştırdı. Kadının parmakları hala yüzündeydi ve bu adamı heyecanlandırıyordu.

ВЫ ЧИТАЕТЕ
SON HEDİYE #Wattys 2016 ~ DÜZENLENDİ
Любовные романы" Bana vereceğin son hediyeyi istiyorum Demirhan." yutkunup, "Hediyemi verecek misin?" diye sordu. Elinde olmadan sesi titremişti. Kömür karası gözleri de titrek bakıyordu. Aslında tüm bedeni titriyordu. Adam kızın titreyen vücuduna baktıkça kalbi...