AY-28

3.9K 205 95
                                    

Multi : Can

***


Karamel kokusunun burnuma dolmasıyla gülümseyerek mırıldandım. Sağa doğru dönüp yastığa biraz daha sarıldım. Doruk da buralarda bir yerdeydi ama şu an çok dağınık yattığım için onu bir türlü bulamıyordum. Ben de elde var sıfır olmasın diye yastığıyla idare ediyordum. Belime nazikçe yerleşen elle yatakta yavaşça geriye doğru sürüklendim.

Bu elin kime ait olduğunu çok iyi biliyordum. Yastığı bırakarak arkama döndüm. Ve karamelin asıl kaynağına sarıldım.

Sıcak nefesi tenimi okşarken "Sonunda beni bulabildin." diye fısıldadığında bir şeyler mırıldandım ama kendim bile ne dediğimin farkında değildim.

Dudağımda küçük küçük baskılar hissettiğimde gülümsedim. "Uyanma vaktin gelmedi mi sence?" dediğinde gözlerimi hâlâ açamamıştım.
Boyun girintisine biraz daha sokulup derin bir nefes aldım. Bu kokuyla kendimden geçerken nasıl uyanmamı beklerdi?

"Fazla uykucusun küçük hanım. Senin şu an benimle ilgileniyor olman gerekiyor." Sesinde ki alayı sezdiğimde konuşacak gücü kendimde bulabilmiştim.

"Bence uyurken de ilgilenebilirim." Uykulu çıkan sesime karşı güldü.

"Nasıl ilgileneceksin bakalım?" dediğinde sesi tüylerimi diken diken etmişti. Dudaklarımı aralayıp onun da benimle uyuyabileceğini söyleyecektim ki aşağıdan gelen gürültüyle lafım ağzıma tıkılmıştı.

Gözlerim aniden açılıp yatakta hızlıca doğrulurken "Tamam kalktım!" diye bağırdım. Boş boş etrafıma bakınırken Doruk'un kahkahası kulaklarımda yankılandı. Etrafıma boş bakışlar atmayı bırakıp omzumun üzerinden Doruk'a baktım.

"Ev de savaş mı çıktı? Neler oluyor?"

"Şu an da aşağıda Batman ile Joker karşı karşıya gelmiş gibi düşünebilirsin." Gözlerimi devirip başımı kaşıdım. Gözlerimi kapatıp düşündüğümde Doruk'un ne demek istediğini anlamıştım. Derin bir nefes alarak ayağa kalkarken "Şunlara bir bakayım en iyisi." dedim.

Doruk'da kafasını sallayarak beni onayladı ve peşimden ayağa kalktı. Saçlarım kuş yuvasına dönmüş halde ve penguenli pijamalarımla merdivenlerden inmeye başladım. Doruk da peşimden geliyordu.

Hâlâ uykulu olduğum için gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Son basamağıda indiğimde gözlerim Mira'nın havaya kaldırmış olduğu ellerinin arasında ki vazoya kaydı. Vazonun orada ne işi vardı yahu?

Vazoyla bakışmamı kesip gözlerimi Can'a çevirdim. Koltuğun arkasında siper almış bir Doruk ve bana bir de Mira'ya bakıyordu. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovaladım.

Beni baştan aşağı süzen Mira'yı umursamayarak "Ya Doruk." dedim. Dudaklarımı yalayıp işaret parmağımı Mira ve Can arasında getirip götürdüm.

"Sanırım ben hasta oldum. Hatta hastalık başıma vurdu. Halisülasyon görmeye başladım." dedim elimi alnıma götürerek. Doruk'un belime sarılan ellerini hissettiğimde hâlâ bakışlarımı Mira ve Can'dan çekmemiştim.

"Şaşkın ördeğim benim.." diye başlayan cümlesini Can böldü.

"Aha Duffy Duck'a bağlayacaklar yine. Kaç Mira kaç!" diyerek koltuğun üzerinden atladı ve oturdu. Mira'da gözlerini devirerek kendine koltuğa bıraktığında önce Can'a "Sen sus." dedi.

Sonra bize bakarak sırıtmaya başladı. Hayranlıkla derin bir nefes alarak "Bırak Duffy Duck'a bağlasınlar." diye mırıldandı. Gülümsemem giderek büyürken Mira heyecanla konuştu.

ALIN YAZIM #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin