Camdan Kelebek

75 3 1
                                    

    Yazlığa geleli iki hafta geçmişti. Sude buraların yabancısı değildi. Sahilde bir mekanın garsonluğunu yapıyordu. Hiç yoktan iyiydi. Makarna yemiyorduk.

Ama aklım Sude'de kalıyordu. Sabahları bazen onun yerine ben bakıyordum ama geceleri o çalışmak zorunda kalıyordu. Geceleri daha tehlikeliydi. Hem o adamlar ya bizi tanıyacak olurlarsa...

Akşam Sude içeri girdiğinde yorgunluğu her halinden belliydi. Anahtarları fırlatıp koltuğun üzerine yığıldı. Eline kumandayı alıp kanalları değiştirmeye başladı.

Sude oyalanırken düşünmeden edemedim. Okul ne olacaktı? Umarım bu kovalamaca tatil bitmeden sona erer. Şüphesiz hayatımın en kötü yaz tatilini geçiriyordum.

Sude'nin sesiyle irkildim. Uyumaya gidiyordu. Merdivenleri tükenmiş adımlarla ağır ağır çıkıyordu. Kanalı değiştirip müzik kanalı açtım.

Mutfağa gidip kahve yaptım.☕ Koltuğun en ücra köşesine çekilip kahvemi içmeye devam ettim. Nasıl bilmiyorum ama bir ara kendimden geçmişim.

Sabah  Sude'nin sesiyle uyandım. Geç kalmıştım. Sabah Sude'nin yerine ben bakacaktım. Koşa koşa sahile indim.🌅 Ve her zamanki gibi ayaklarımın her yerine kum girmişti.

Kimsenin beni fark etmemesini umarak insanların arasından cafeye girdim. Hızlıca önlüğümü bağlayıp işe başladım. Öğleye kadar herşey normaldi. Öğlen sahilde yapılan voleybol maçını izlemek için insanlar cafeye akın ettiler. İşler her zamankinden yoğun olacak gibiydi. O kadar insanın arasında tedirgin olacaktım.

İnsanlar doluşmaya başlamıştı. Sahilden müzik sesleri yükselmeye başlamıştı. İnsanlar için eğlencenin dozu tamamen artıyordu. Hatta mekanda 5 Seconds of Summer şarkıları çalmaya başlayınca müziğin sesi bir tık daha açıldı.🔊 Voleybol maçı bitince oyuncuların çoğu yanlarında kızlarla içeri girmeye başlamıştı. İnsanları idare etmek oldukça zorlaşıyordu.

Siparişleri aldığım sırada,🍹 arka masada oturan siyah takım elbiseli adamı fark ettim. Açıkçası burda herkes şort ve parmak arası terlikliydi. Onu fark etmez çok da zor değildi. Adam bana doğru baktı. Onunla göz göze geldiğimde bütün bedenimi korku esir aldı. Etrafına baktım. Kimseye bir şey diyemezdim. Adama tekrar baktığımda üstüme doğru geliyordu. Artık çok geç diye içimden geçiriyordum ki arkada büyük bir gürültü koptu.

Ne olduğunu anlamak için baktım. İnsanların  kargaşasından bir şey gözükmüyordu. Bir adam olduğu yerde başını tutuyordu. O sırada insanların arasından bir el kolundan tutup beni çekti. Korkuyla kolumu geri çektim. Siyah takımlı adam olmalıydı. Kafamı çevirip kim olduğuna baktım. Şaşkına döndüm.

Samet'ti...

Elini uzatmış beni bekliyordu. Siyah takımlı adamın hala bana doğru gelmekte olduğunu görünce elini tutup kalabalığın arasında ilerlemeye başladık.

İnsanları yarıp kapıya kadar çıkabilmiştik ki hem içerdeki kızgın kalabalık hem de siyah takımlı adamla yanındaki üç beş kişi bize doğru pek de hoş olmayan niyetlerle geliyordu.

Samet'e takılıp kaçmakla doğru mu yaptım bilmiyorum ama o kalabalık bizi tek parça bırakmazdı kesin. Korkuyla Samet'in elini daha da sıktım.

Uzun bir süre koştum. Arkamızdaki adamların bizi dövme hırsına hayran kalmıştım. Soluk soluğa ara sokağın birine dalmıştık. Üzerimde cafenin önlüğü ile bu kadar aksiyon yaptığım için kendime gülmüştüm. Peki ya Samet nasıl bir anda çıkıp kurtarmıştı?

Kumarbaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin