Yapboz Parçaları - 15

3.2K 236 260
                                    

-DÜZENLENDİ!-

YAPBOZ PARÇALARI - 15 | "VİCDAN"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YAPBOZ PARÇALARI - 15 | "VİCDAN"

Hatalarıyla yüzleşmekten kaçınmayanlar... Bu size.

***

Dolunay Bulut

Çocukken yapmamam gereken bir şey yaptığımda dolabımın kenarında kalan boşluğa sığınıp saklanırdım. Orası bana güven verirdi. Şu sıralarda bir boşluğa sığınıp güvenli hissetmek istiyordum. Bu isteğimin nedeni belliydi; minik Dolunay gibi, kocaman kız olmuş Dolunay da yapmaması gereken bir şey yapmıştı. Hatta yapmaya da devam ediyordu. Bir başkasının acılarına izinsiz erişiyordu.

"Hemdert olmayacak mıyız?" Düşüncelerimden beni koparan Yaman'ın sesi oldu. Sıkıntıyla nefesimi verip kendimi toparladım. Bir miktar afallamıştım zira acılarına eriştiğim kişi ondan başkası değildi. Bana cevap vermemi bekler gibi bakınca ne diyeceğimi bilemeyerek "Bakılır," dedim.

"Bakılır." Sinir bozucu bir şekilde tekrar ettikten sonra gözlerimi ondan çektim. Yaman'ın benden ne kadar farklı olduğunu bir kere daha fark ettim. Ben onun dertlerine izinsiz bir şekilde ulaşırken o benim dertlerime ulaşmak için benden izin istiyordu. Miray "Süt istedik hala gelmedi," diye huysuzlandığında bir kere daha düşüncelerimden uzaklaştım.

"Bir dakika önce istediğiniz için olabilir mi?" diyen Berfin'i kafamı aşağı-yukarı sallayarak onayladım.

"O kadar az mı oldu ya?" dedi Alp sabırsızlıkla. Buğra "Evet," demekle yetindi. Masadaki muhabbet uzamayınca düşüncelerimin canlanmasına engel olmak için dikkatimi mekânın tasarımına verdim. Gözlerim direkt olarak duvardaki yazıları bulurken okumaya başladım.

Uçurumları sevenin kanatları olmalı.

İstemsizce dudaklarım kıvrıldı, bu kıvrılışın nedeni yine Yaman'la alakalıydı. Ne zaman onun günlüğünü okusam uçurumun kenarından ayaklarımı sallandırdığımı hissediyordum. Buradaki problem uçurumun dibine yakın olmam değildi, buradaki problem kanatlarımın olmamasıydı. Gözlerimi başka yere çevirip Yaman'ı zihnimden uzaklaştırmaya çalıştım.

İnsanı yaralayan tek şey, gerçektir.

Duvardaki bütün sözler bizim için mi yazılmıştı? Acaba mekânın sahibi oturup 'Dolunay buraya gelip kafasını dağıtamasın,' diye düşünerek mi yazmıştı bu sözleri? Sinirle solumadan edemedim. Neden her söz benim hatama çıkıyordu ki? Onu günlüğünü okuduğum gerçeği yaralayacaktı. Bu aklıma bir kere daha gelmişti işte!

Duymak istemeyen kadar sağır yoktur.

Duvardaki bir diğer yazıya da gözlerim değdiğinde ellerimi sinirle saçlarımdan geçirdim. Ben mi çok alıngandım yoksa her şey üst üste mi geliyordu? Bu söz, vicdanımın sesine sağır oluşumu hatırlatıyordu.

Yapboz Parçaları (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin