2. Bölüm "ATEŞ"

1.6K 128 108
                                    

Bölüm şarkısını size bırakıyorum :D (MEDYA YÜKLENMEDİĞİNDEN FOTOĞRAFI BURAYA KOYMAK ZORUNDA KALDIM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısını size bırakıyorum :D (MEDYA YÜKLENMEDİĞİNDEN FOTOĞRAFI BURAYA KOYMAK ZORUNDA KALDIM.)

Bazen insanlar içerisinde gizlenen, o her daim aradıkları, günah keçilerini yanlış yerlerde aradıklarından bulamazlar. Bir insan için suçlu hep dışarıda olabiliyor ve bunu insan önce kendi içerisindeki odalarda gezinerek bulabileceğinin farkında varamayabiliyor. Neden, nasıl, hangi sebeple... Bu soruların cevabını hep dışarda arıyoruz, arıyoruz, arıyoruz. Bulunabildi mi? Hayır.

"Ateş arıyor..." yazısını görünce telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Efendim? Çabuk söyle işim var."

"Ne kibar bir telefon açış değil mi ama (!) Ya oğlum nerdesin kaç gündür? Meydanlar sensiz sessiz haberin olsun."

Son cümlede sezdiğim gereksiz gülümsemeye karşı göz devirerek karşılık vermiştim.

"Tamam. Nerdesiniz?

"Hani işin vardı lan?"

Biraz kafa dağıtıp sinirimi insanlardan çıkartmak iyi gelir diye düşündüm.

"Ateş kısa kes yavrucuğum. Bak daraltı geliyor." Uzayan lafları hiç sevmezdim.
"(...) Geliyorum."

On sekiz yaşımı geçmiş olmamın fırsatlarından biri de vakit kaybetmeden ehliyet almamdı. Bana verdikleri adrese gelince arabayı valeye bırakıp mekâna girdim. Girişinde büyük harflerle"BLUE WHITE" yazılı bir tabela vardı. Ateş'i bulduğumda her zaman ki gibi sinmiş bir köşeye yanında ki kıza kendini bırakarak çaktırmadan- ki hep anlaşılır- Rüya'yı kesiyordu. Ateş'in Rüya'ya olan aşkı herkes tarafından bilinirdi. Rüya'nın ise onu kullandığı... Rüya yine içki fıçısının içine düşmüş bir ördek gibi hıçkırıklara boğulmuş sarhoş sarhoş salınıyordu. Göz devirerek Ateş'in yanına kuruldum. Kızlardan biri kucağıma geliyorken elimin tersiyle uğurladım.

"Seninki yine dağıtmış(!)" Dedim alaycı bir tavırla.

"Seni çağırmamın sebebi de bu ya kardeşim. Benim onun gözünde şuradan geçen ( eliyle tüm barı işaret ederek) herhangi bir insan ne kadar değerliyse o değeri taşıyorum. Yani sıfır."

İşaret parmağı ile başparmağını birleştirip bir "0" yapmıştı.

"Ben ne yapayım oğlum?"

"Sen öyle değilsin Rüzgâr. Sen onu idare edebilirsin. O sana tapıyor (!) Sana aşık."

Gözlerimi ona kenetleyip sanki gözbebeklerim olanı biteni emecekmiş gibi dediği şeyleri hazmetmeye çalıştım. En yakın arkadaşımın, bu dünya da en çok sevdiğine inandığım insan beni mi seviyordu? Kardeşim dediğim herifin canını en çok yakan ben olmuştum, öyle mi? Diye düşünen taraflarım diğer acılarımdan ağır basmıştı.

Her Senimi KaybettimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin