Bölüm 2🍦

31 3 3
                                    

  Merdivenleri bitirip soluma döndüm. Oha. Yok artık.

  Bu sabahki çocuk. E bu yine bana bakıyor. Allah'ım nasıl bir klişenin içindeyim?
Ben şok olmuş bakarken bir kadın sesi duyuldu.
Kadın "Cenk kapıyı kapatsana oğlum." dedi.
Dondurma çocuk ise "Tamam anne." deyip kapıyı kapattı. Ayşe teyzeye ne yapıtınız? Siz kimsiniz? Gerçekten bunlar kimdi? Mal gibi bakma Arya git kapıyı aç. İç sesime beni uyardığı için teşekkür edip kapıyı açtım. Arabanın anahtarı aldığım gibi kapıyı kilitledim ve koşarak aşağıya indim.

  Dışarı çıktığımda kafamı kaldırıp yan tarafın balkonuna baktım. Dondurma çocuk dışarı bakıyordu. Hemen bakışlarımı yere indirip hızla arabaya yürüdüm. Kızlar az daha geç gelsem buharlaşacak gibi duruyorlardı. Defne "Arya nerde kaldın. Ağaç olduk burada!" dedi. Cevap vermeden kapıları açıp arabaya bindim. Defne ve Beril arkaya oturdular. İdil ön koltuğa oturacaktı ama duvardan kapı açılmıyordu. Anahtarı takıp kemerimi de taktım. Kontağı çevirip ayağımı frene koydum ve vitesi P den D ye getirdim. Ayağımı frenden çekip gaz verdim ve kapıyı duvardan kurtardım. İdil hemen arabaya bindi. Kemerini takınca ana yola çıkmak için caddeden diğer aralığa döndüm. Yol boyunca müzik dinleyip hepsine o muhteşem seslerimizle eşlik ettik.

  Alışveriş merkezi tıklım tıklım doluydu. 10 dakikalık bir otopark turundan sonra boş yer bulduk. Arabayı park edip indik.
"Evet ilk olarak nereye gidiyoruz?" diye sordum. Üçü de aynı anda "Gratis!" diye bağırdı. Gratis olmadan yaşayamıyorduk. "Hadi o zaman." dedim ve yürümeye başladım.

  Tüm Gratis'i aldıktan sonra diğer mağazaları da tavaf edip arabaya geri döndük. Bagajı açtım. Tüm poşetleri yerleştirip yola koyulduk. Yazlığa varmadan önce markete uğradık. Yoksa Berilaşkım bize yemek yapamazdı.

   Market alışverişini de tamamlayıp tekrar arabaya doluştuk. 5 dakika kadar sonra evin önündeydik. Arabadan inip bagajı açtım. Tüm poşetleri bölüştük. Arabaya geri binip karşı evin duvarına yaklaştırdıktan sonra yere bıraktığım poşetleri alıp bende apartmana girdim. Eve girer girmez kendimizi koltuklara bıraktık. O kadar yorulmuştuk ki kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizliğimizi zil bozdu. Birbirimize 'kapıyı kim açacak' bakışları attık. İş yine başa düşmüştü. Sürüne sürüne kapıya yürüdüm. Kapıyı açtığımda karşımda araba anahtarını almaya çıktığımda gördüğüm kadın duruyordu.
"Buyrun?"
"Merhaba. Ben karşı komşunuzun kızı Derya."
"Merhaba Derya Hanım. Ayşe teyzenin kızı mısınız?"
"Evet. Annem bu yaz gelmek istemeyince oğlumla beraber ben geldim. Sende yanlış hatırlamıyorsam Sude Hanım'ın kızı Arya olmalısın."
"Aynen. Bir şey mi istemiştiniz?"
"Evde tuz yokmuş. Bakkalda da bulamadık. Sizde varsa eğer tuz isteyecektim."
"Vardır herhalde. Bir dakika." deyip "Beriiill" diye çığırdım.
"Efendim?"
"Tuz var mı evde?"
"Yok ben yemeklere deniz suyu koyuyorum."
Bu cevabı gözlerimi devirmeme neden oldu. Şakacı kız. Derya Hanım'a gülümseyip içeri gittim. Bir kaseye tuz doldurup kapıya geri döndüm. Gülümseyerek tuzu uzattım. Derya Hanım da teşekkür ederek açık bıraktığı ev kapısından içeri girdi. Bende kapıyı kapatıp kızların yanına geri döndüm.

Oturmak yerine, market poşetlerinden bozulabilecek olan şeyleri buzdolabına yerleştirdim. 'Diğerlerini de onlar yerleştirsin' diyen iç sesime hak vererek odaya gittim. Eşyalarımı ve bornozumu alıp banyoya geçtim. Makyajımı temizleyip duşa girdim. Yorgunluğuma ılık bir duş iyi gelecekti.

  Büyük uğraş vererek saçlarımı taramaya çalışıyordum. Saç açıcı spreyden biraz daha sıkıp tekrar tarağı elime aldım. Saçlarımı çok sevmesem direkt gidip kısacık kestirirdim. Ama yemiyordu. Kolum saçımı taramaktan kopma derecesine geldiğinde tarağı yavaşça yerine bıraktım. Kafam resmen tarakta kalmıştı. Taraktaki saçlarımı toplayıp çöpe attım. Yaz olduğu için saçımı kurutmaya gerek duymuyordum.

  Balkonda oturan kızların yanına çıktım. Hepsi telefonlarıyla uğraşıyordu. "Yeni nesil çok kötü." diye mırıldanıp bende içeriden telefonumu aldım. İdil'in yanına oturdum. Telefonumu açtığımda annemin aramış olduğunu gördüm. İki gündür annemi aramamıştım. Hayırlı evlat olmak böyle bir şeydi işte. Cevapsız çağrının üstüne tıklayarak telefonu kulağıma götürdüm. Telefon ilk çalışta açılınca şaşırdım.
—"Alo! Arya neden telefonunu açmıyorsun kızım? 2 gündür de aramadın zaten. Çok merak ettim. İyi misin?"
—"Kızmakta haklısın annecim ama unutmuşum ne yapıyım."
—"Sana bir omega-3 alsam iyi olacak. Bursa'ya döner dönmez hasteneye uğra da bir check-up yaptıralım."
—"Anne sakin ol. Bir şeyim yok çok şükür. Berilaşkım iyi bakıyor bize."
—"İyi bakalım. Kızlara selam söyle. Benim şimdi toplantıya girmem gerekiyor."
—"Tamam. Öpüyorum"
Telefonu kapatıp kızlara döndüm.
"Annemin selamı var."
Yine hiçbiri beni duymamıştı. Ama ben ne yapacağımı biliyorum.
"Kızlar o yerdeki ne?! Ay böcek mi ne o?! Kocaman!!"
Ve görev başarıyla sonuçlandı. Hepsi telefonları masaya fırlatıp çığlığı bastı. Kazanan Arya Ataoğlu!

Böcek geldiği için ve hepimizde böceklerden korktuğumuz için her akşam olduğu gibi yine ışığı kapatmış balkonda öyle oturuyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Böcek geldiği için ve hepimizde böceklerden korktuğumuz için her akşam olduğu gibi yine ışığı kapatmış balkonda öyle oturuyorduk. Hepsini korkuttuğumda dikkatlerini çekebilmiştim. O zamandan beri de aralıksız gıybet yapıyorduk. Yani yaklaşık 3 saattir. Gıybet is forever. Gıybet bizim için bir yaşam kaynağıydı.

Tam ağzımı açmıştım ki kapının kilidini zorlama sesi gelince sustum. Hepimiz buradaydık. Kim gelmiş olabilirdi ki? Defne korkudan çığlık attı. Beril ise ona vurarak sessiz olmasını söyledi. Ne yalan söyleyeyim bende tırsmıştım. İdil ayaklanıp "Mutfağa gidelim de tava falan alalım. Hırlı mı hırsız mı kim geldi bilmiyoruz." dedi. Kafamızı sallayıp peşine takıldık. Haklıydı, gelen her kimse bize zarar verebilirdi.

  Tava, kepçe ne bulduysak elimize aldık. Mutfak kapısının arkasından koridoru kesmeye başladık. 1-2 dakika sonra kapı sonunda açıldı. Elimdeki metal kevgiri ve maşayı daha da sıktım. Kapı yavaşça aralanmaya başladı. Kapı aralandıkça bende gözümü kapattım. İdil'in "oha" demesiyle merakıma yenik düşüp gözlerimi açtım. Ne görsem beğenirsiniz?!

Aşkın Dondurma HaliWhere stories live. Discover now