Bölüm 3🍦

28 2 2
                                    

  Okuduğunuz için çok teşekkürlerr.🍦🍦

Not🍨: Kitap kapağında fotoğraf var ama temsili olarak orada. Hiçbir karakter için birisini belirlemedim. Okurken kendi zihninizde istediğiniz birini canlandırırsanız bence daha güzel olur. İyi okumalar🍦


İdil'in "oha" demesiyle merakıma yenik düşüp gözlerimi açtım. Yok artık daha neler! Ne görsem beğenirsiniz?!
Abim ve sevgilisi Melisa. Ve şuan pekte uygun olmayan bir biçimdeler. Hırsız gelse daha iyiydi yani o derece.

  Hepimiz ağzımız açık onlara bakıyorduk ama onlar hala daha bizi farketmemişlerdi. Adeta dördümüze de kal gelmişti. Ta ki Melisa'nın abimin tişörtünü sıyırmasıyla benim "Aile var burda be! Ayrılın çabuk." diye böğürmeme kadar. Böğürmemle birlikte Melisa çığlık atarak abimden ayrıldı. Kızlar ise sessizce gülüyorlardı. Abim şaşırmış ses tonuyla "Siktir!" diye tepki verip "Senin yani sizin. Of ne işiniz var burada?" dedi. "Valla biz tatile geldik abicim ama siz... Neyse" deyip güldüğümde kızlar da dayanamayıp kahkayı patlattı. Melisa'yı pek sevdiğimiz söylenemezdi. Ve şuan yaptığım ima ile kırmızıya dönmeye başlamıştı. Onu öyle görünce daha sesli gülmeye devam ettik. Abim kendini toparlayıp valizleri içeri koydu ve kapıyı kapattı. Biz de gülmemizi zorda olsa durdurduk. Valizlerle yatak odasına yönelince "Hoop. Orası Beril'le benim odam. Olduğun yerde kal Aras Ataoğlu!" diye bağırdım. Omuzlarını silkip arkasını döndü. "Öyle mi küçük hanım. Ama artık benim." dedi cool bir şekilde. Şu gen bir bana geçmemişti zaten koca ailede. Verdiği cevap Melisa'nın hoşuna gitmiş olacak ki sırıtmaya başladı. Tabi ben durur muyum? Hayır.
"Ne oldu Melisacım? Pek bir hoşuna gitti yatak odasında kalma fikri."
Kızlar yine gülmeye başlamışken Melisa'nın kaşları çatıldı. Abim susmayacağımı bildiği için oflayıp valizleri salona götürdü. Ve kazanan yine Arya Ataoğlu. Melisa da omuzuma çarpıp abimin peşinden salona girip gözlerini devirdi ve sesli bir biçimde kapıyı çarptı. Hayvan sanki babasının kapısı! Tam ağzımı açıyordum ki İdil kolumdan tutup sırıtarak "yeter bugünlük" dedi. Kafamı sallayıp mutfağa yöneldim. Sinirden gerilmiştim. Bir bardak çıkartıp su koydum. Bir dikişte içip tekrar balkona çıkmış olan kızların yanına gittim. Melisa'nın kızaran yüz ifadesini anlatıp anlatıp gülüyorlardı.

  Hepimiz gülmekten yorulup sustuğumuzda Defne hala gülmeye devam ediyordu. Tamam komikti de bu kadar da değil. Gülerken birden kollarını masaya koyup üstüne kafasını gömdü ve ağlamaya başladı. Ne olduğunu anlamadığımız için üçümüzde birbirimize baktık. Beril yanında oturduğu için yavaşça omzuna dokunup "Ne oldu şimdi niye ağlıyorsun Defne?" diye sordu. Defne birden ağlamayı bıraktı ve kafasını kaldırdı. Bismillahirrahmanirrahim ne oluyor bu kıza? Gözündeki yaşı sildi. "Hani şimdi çok güldük ya"
hep bir ağızdan eee dedik. "İşte çok gülen çok ağlarmış derler. Bende bir şey olmadan ağlayayım dedim."
İdil "Ya birimizde normal olalım be!" diye isyan etti. "Uyku... Uyumayınca balatalar attı tabi bunun. Kalkın uyuyalım." dedim. İdil bıkkınlıkla kafasını iki yana salladı ve kalktı. Beril "ben Sarpla konuşucam siz çekilebilirsiniz" dedi. Şuan sırf inadımdan gitmezdim ama gerçekten yorgundum. İdil Defne'nin kolundan tutup onu sürükleyerek odaya götürürken bende peşlerinden odama yürüdüm. Demek isterdim. Ama abim korku filmi gibi salon kapısından fırlayıp kolumu tuttu. Beni yatak odasına sürükleyip kapıyı kapattı. Niye herkes birbirinin kolunu tutup sürüklüyor? Kolumu çekip "Ne var?!" diye sordum. Derin bir nefes alıp verdi ve konuştu.
"Bak Arya, Melisa'yı sevmediğini biliyorum ama birkaç gün idare et. Annemlere de bir şey söyleme sakın. Melisa'yı buraya getirdiğimi öğrenirlerse beni mahvederler."
Haklıydı. Annemler Melisa'yla tanışmışlardı ama pek hoşlanmamışlardı. Tabiki de ben gaz vermedim(!). Neyse konumuz şuan bu değil.
"Benim çıkarım ne olacak abicim?"
"Sömürdün bitirdin beni be Arya. Yeter artık."
"Aa annemi mi arasam ne yapsam? Çokta canım sıkıldı."
Telefonumun kilidini açtım.
"Tamam tamam. Küçük cadı. Ne istersen yaparım."
Alkış yaparak zıpladım. Abim de İdil gibi başını bıkkınlıkla iki yana salladı ve daha sonra bana sarıldı. Saçımı öpüp geri çekildi. Klasik Aras&Arya kardeşler. '1 dakikalığına bile birbirinize küsmeyin. Kızsanızda, sinirlenseniz de hemen sarılın. Birbiriniz için çok değerlisiniz.'
Annem bizi hep bunları tekrarlayarak büyüttü. Gerçekten de birbirimize hiç küsmüyorduk. Kızsakta, bağırsakta en sonunda birbirimize sarılıyorduk.
"Hadi hadi. Sevgilin korkmasın tek başına. İyi geceler." deyip kapıyı açtım. Açtığım kapıdan dışarı çıktı ve "İyi geceler." dedi. Kapıyı tekrar kapatıp pijamalarımı giydim. Yatağa zıplayıp telefonumu elime aldım. İlk önce saate girip alarma tıkladım. Saat 8 deki ekmek alarmını etkinleştirip snapchate girdim. Artık alarmı Pepe'nin 'iki ekmek aldım eve gidiyorum' şarkısı yapacaktım. Snaplerin yüklenmesini beklerken hücresel veriyi açmadığımı farkettim. Açmak zor gelince uygulamadan çıkıp telefonu kapattım, uzanıp komodinin üstüne koydum. Pembe ayıcığımı alıp sımsıkı sarıldım ve gözlerimi kapattım.

Aşkın Dondurma HaliWhere stories live. Discover now