Otorite

1.6K 145 13
                                    

Valinin yanından çıkan Fungu direk kütüphanenin en üst katına gitti. İlk olarak zihnini güçlendirmek için en iyi tekniği aradı. Tekniği bulduğu zaman şok oldu adı Athena'nin Gücü idi. Bu isim Yunan mitolojisinde akıl tanrıçasıydı. Kitabın girişinde tekniğin geldiği yer yazıyordu. Yazana göre Athena taşını ele geçiren birinin zihninde belirmiş ama bu teknik zihnini güçlendirsede savaşta ise yaramıyordu. Ama Fungu zihin gücünü kontrol etmeyi ve gücü öğrenmeliydi. Tekniğin hikayesini geçip kendisini açtığı zaman ;

"9 Kat 9 Saray. Her biri için kurulacak Krallık zihninindeki sarayı saray büyüyüp kurulacak 9 tane olacak "

Yazısı ile karşılaştı.

Ardından zihin gücünü nasıl kullanacağını yazıyordu. Fungu 2 saat boyunca küçük bir kağıdı oynatmaya çalışıp sonunda başarmıştı. Fungu yaklaşık yarım gün boyunca dinlenmeden aralıksız buna çalıştı.
Yarım gün sonunda acemi seviyesinde kullanabiliyordu. Ardından zihnindeki saraylara ulaşmaya çalıştı ama ulaştığı zaman şok oldu. Çünkü 9 saray açık ve ortada "Gecenin Kılıcı" duruyordu. Ama saraylar yazandan çok farklıydı.

Çünkü hepsi farklı renk ve üstlerine isim vardı. Bunlar ;

"Ateş Sarayı, Su sarayı, Toprak Sarayı, Hava Sarayı, Yıldırım Sarayı, Işık Sarayı, Karanlık Sarayı, Şifa Sarayı, Zihin sarayı"

Zihin sarayı yeni yeni parlıyordu ayrıca yıldırım ışık ve karanlık tamamen kapalı gibi duruyordu. Şifa sarayı yarı yarıya açılmıştı. Diğerleri ise tamamen açılmıştı. Diğer dünyada olan güçlerinin nerden geldiğini şimdi anlamıştı zihin gücünü kullandıkca zihin sarayı açılacak diğerleri için ise tam bilmiyordu. Bu onu bu dünyada bile hileci yapıyordu. Daha genç iken 9 Saray da gün yüzüne çıkmış bunla kalmayıp 8 tanesi özelleştirilmiş.

O gün bütün kattaki her kitabı zihin gücü ile taradı aradı. Elementler hakkında bilgi ararken daha farkı bir şey bulmuştu. Durmadan değişen bir kitap ve kitap ile ilgili bilgilerde Göksel Güç Taşları ve sahipleri yazıyordu . Bunu en başta anlamayan Fungu biraz araştırma sonucunda bunlar eski dünyasındaki tanrı güçlerini taşıyan taşlardı. Ayrıca sadece bunlar değil bazı element bazı silah hatta bazı dönüşüm taşları bile vardı. Bu kitap o taşların sahipleri hakkında adını soyadini ve lakabı gibi şeyleri söylüyordu. Kitaba bakarken bazı isimleri aldı mesela İkiz kraliçeler; Artemis ve Neith
taşlarinin sahipleri avcılık ve okçulukta en tepede bulunan ikizler.

Savaş Borazanı Zon ; Herkül taşının sahibi

Gökyüzü Taşına sahip Uçan Balina While

Hayal taşına sahip oyuncu kedi Mitia

Teknoloji taşına sahip Silhp

Makina dönüşüm taşına sahip Tusia

Melek taşına sahip Gökyüzü incisi Luria

Bitki taşına sahip Cilcia

Ve bir kaç kişinin daha ismini aldı

Bu kitaba da göz attıktan sonra elementler ile ilgili olan kitabı zihin gücü ile aramaya başladı her kitaba bakıyordu zihin gücü ile durmadan zihin gücü sarayı daha fazla parladı ve parladı. Yaklaşık 1 gün sonunda aradığı kitap ile ilgili hiç bir şey bulamadı. Hiç bir şey bulamayınca oradan çıktı ve ölü toprakların ortasında çıktı. Çoktan bir gün geçmişti burada bir kale yapacak ve sonraki gün Efendinin Hükmü adlı tekniğini kullanıp kargalar ile bağ kurucaltı. Fungu ilk önce bütün araziyi düzeltmek için fazlalık olan yerleri parçaladı. Engebeli kısım tam ortadan yavaş yavaş havaya yükseliyordu. Bütün alanda bir tür attığında üstünde küçük bir dağ duruyor gibiydi bir anda bütün herseyi kızıl alevler sardı burun ölü toprakları ateslemisti kale yapıcaktı. Bir anda küçük dağ etrafa yayıldı. Yavaş yavaş ölü toprakların ortasi açılırken etrafında ilk önce devasa ağaçların olduğu küçük bir orman sardı ateşler orman ile geri çekildi. Ormandan sonra duvar yükseldi. Duvarlar ateş ile güçlendirildi ve zift gibi siyah renge büründü. Ardından alev yavaş yavaş merkeze toplandı merkeze yaklaştıkça alevler arkasında meyva ağaçları sebze bahçeleri türlü otlar bırakıyordu. Merkezde ise yavaş yavaş yükselen 300 metre çapında bir kule vardı. Kulenin son 50 metre kala normal otlar şifalı otlara döndü. Ve içe geldikçe otların güçleri yükseliyordu. Kulenin dibinde ise en üst düzeyde olan cosmos seviyeden bitkiler oldu. Yavaş yavaş yükselen kule yakasık yerden 100 metre yukarı çıktı yerin altında ise 75 metreye indi.
Ardından merkez kule de ateş aldı ateş sonra beyaza döndü. Beyaz alev ile yanan kule sarsılmaz bir kuleye dönmüştü. Gecenin ortasında ay gibi parlayan bir kuleydi. Bütün gece bitmişti. 2. Günun neredeyse sonuna gelmişti. O duvarları kimse geçemezdi geçse bile bu kuleye hiç bir şey yapamazdı. Kulenin içine girdi en üst kata uçtu ve yerden bitkiler yükselmeye başladı. Bitkilerin yavaş yavaş yatak şeklini aldı ve Fungu kendini yatağın içine attı. Fungu uyandığı zaman çoktan akşam olmuştu. Şimdi tekniği uygulayacaktı. 3. Günü böyle bitirecekti. Fungu tekniği tam olarak biliyordu. Ilk olarak altın tozu ile yere iki tane beş köşeli yıldız çizdi. Ardından bir tarafa kendi elini keserek akıttıgı kanı tam yıldızın ortasına bıraktı. Diğeri için ise sanki boşluktan çıkmış gibi bir karga ortaya çıktı. Sanki ısınlanmıştı ama tek olan şey karganın yerini farkettim an küçük bir hava tüneli yapmıştı. Hava tüneli ile karga anında ellerindeydi. Kargayi diğer yıldızın içine koyunca;

"Yerler ve gokler beni duyun ve su aciz canlıyı yarattığının yüce karga ile birleştir." demesi ile muhteşem bir ışık parladı ve Fungunun göğsünün önünde sanki kalbine giren simsiyah bir huni ortaya çıktı. Karga huni ye çekildi ve Fungu ilk önce kalbinde sonra ise beyninde gariplikler oldu kalbi ve beyni bağlantı kurdu ardından yüzlerce binlerce milyonlarca derken dünyadaki bütün kargalar ile zihin bağı kurdu. Bir anda Fungu ağırlaştı. 60 kilo olan çocuk bir anda 10 ton olmuştu.

Bunu beklemeyen Fungu yere kapaklandı. Içinde devasa bir boşluk meydana geldi ve burada dünyadaki bütün kargalar toplanabilecegi bir ada oluştu. Ada milyarlarca ton olmasına rağmen hissettiği sadece 10.000 de 1 i belki olabilirdi. Ama bu tekniğin etkisi olarak yazmiyordu. Bunlar tekniğin insandan insana farklı etkiler çıkardığının göstergesi olabilirdi. Fungu bütün kargalar ile bilgi akışını sağlaması ve vücuduna alışmasi bütün günü harcamasına sebep oldu. Bu ağırlıktaki vücudu için üstündeki hava basıncını seyreltti. Eğer kilosu artmasaydı. Yaptığı şeyle tek bir hareket ile yüzlerce metre uçabilirdi. 3 gün de bitince bir anda ortadan olduğu yerden gidip evde bıraktıkları Mavi Şeytan ve adını daha sormadığı 2 kişiyi aldı. Bu sırada aralıklarla üstündeki ağırlığı her saat başı 10 kilo arttırmaya başlayacağına karar verdi. Kilo bütün vücuduna dağıldığı için sadece ince bir zırh etkisi gösterecek ve 1 saat kolaylıkla alisabilinecek bir zamandı. Bu sayede 1 ay 15 gün içinde ağırlığa alısacagini düşündü.

Yaptığı kale gelirken isimlerini öğrenmişti. Mavi Şeytan tarafından kurtarılan Mynisa çift kılıç kullanan mavi bir elfdi. Abisi ise Myrad tam elfti ama çoğu elfe göre farklıydı doğa suikastçisi olduğunu söyledi.
Doğa suikastçisi elf olduğu için gecede gizlenmek zor olduğundan doğada gizlenen ve doğada suikast yapan bir tarzmıs. Fungu bunun nereden geldiğini ilk kez duyduğunu söylediği zaman Myrad ilk temsilcisi kendisi olduğunu söyledi yeri geldiğinde ok yeri geldiğinde kılıç ve gerektiği zaman hançer kullanıyormuş.

Fungu kaleye vardığı zaman etrafını nerdeyse bütün halk çevirdiğini ve orada kendini güçlü sanan ama bu dünyaya göre çöpten farksız kişiler vardı. Fungu Gece kimliği ile kalenin giriş kapısının üstünde belirdi. Herkes bir anda beliren adamı görünce korkmuştu ve sesler kesilmişti. Dakikanın 3'te 1'i kadar süre içinde yeniden ugultular çıkmaya başladı. Herkes bu gördüğü kişinin Mavi Şeytana boyun eğdiren Gece olduğunu kavramıştı. Gece herkes sustuktan sonra ayağı ile kale duvarını ağırlığının bir kısmını serbest bırakarak vurmuştu. Bu ses bütün alana bomba etkisi yaratmıştı. Ardından

"Papatya şehri halkı birliğimizin kalesinin önünde bu gürültü nedir?"

Diye sordu sesi güçlü olmasa bile hava akımlarını kullanarak sesini bütün halka rahatlıkla duyurmuştu. Ardından halktan biri öne çıkarak;

"Bu kale bir anda çıkınca ilahi eser konutu indiğini düşündük efendim."

Bunu dedikten sonra Fungu birliğin simgesini kale duvarında olmadığını farketti ve anında duvarda simgeyi çıkmasını sağladı.

"Bu benim birliğimin kalesidir benim tarafımdan tek bir günde büyük uğraşlarla yapıldı. Ama hepinizin burada toplanması çok iyi oldu. Sizden elinizdeki Tam veya eksik bütün tekniklerinizi istiyorum. Teknik getirenler tekniğe göre özel bitkilerle ödüllendirilecektir."
Bunu demesi ile yerden Yeryüzü seviyesinde bir bitki büyüdü ve uçarak gecenin eline kondu.

"En iyisi için bunlardan 10 tane verilecek en kötüsü için ise -Bu sefer dere seviye bir bitki büyüdü ve Gece'nin eline uçtu- bundan 1 tane "

Dedi ardından yeniden yok oldu. Dediği şey planlanmış bir şey değildi o an aklına geldi. Bu yolla hem insanlarla aralarını iyi bir seviyeye getirecek hemde güçlü teknikler alabilirdi. 10 adet Yeryüzü bitkisi bir çok dövüş okulunu bile çıldırtırdı. Ayrıca bu bitkileri satıp birlik için hazine bile yapabilirdi. Myradı ve Mynisa yanına gitti. Onlari disari cikarip kulenin etrafında devasa bir alan açıp orada sıra sıra dere seviyesinden yeryüzü seviyesine kadar bitkiler oluşturdu. Ve hepsini sarmasiklardan oluşan devasa torbalara koyduktan sonra olayı Myrad ile Mynisa ya anlattı. Ardından teknik gücünü Mynisa değerlendireceğini ödülü ise Myradın vereceğini söyledi. Kendisinin ise şifa okuluna gidip eğitimini tamamlaması gerektiğini sadece akşamları gelebileceğini söyledi.

Güç seviyeleri

Temel
Dere
Nehir
Yaşam
Yeryüzü
Gökyüzü
Gezegen
Güneş
Uzay
Cosmos

Aslında çoktan yayınlardim ama telefon bozulunca bütün taslaklar onla birlikte gitti. Bütün olayların özetleri filan vardı onda o yüzden onları yeniden halletmem filan çok uzun zaman aldı. Gecikme için hepinizden özür dilerim.

Cezaya ÖdülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin