09.04.2015

66 15 9
                                    

~BÖLÜM 3~

MEDYA YEKTA VE LARA♥♡

Yutkundu ve anlatmaya devam etti.

09.04.2015
NUR'DAN

Dün ne oldu anlamadım. Günlerden cumartesiydi. Hava yine çok sıcaktı.üstüme bordo salaş t-shirt, altıma siyah tayt ve ayakkabı olarak da beyaz converselerimi giymiştim. Saçlarımı dağınık sevdiğim için dağınık bıraktım. Ne yapacaktım bilmiyorum. Çünkü tam da bugün Amerika'dan ve Burak'tan ayrılacaktım. Nasıl olacak bilmiyorum. Ama olacak tı. Yurttaki arkadaşlarımla akşama kadar vakit geçirdim.uçak saati gelince yurttan dışarı çıktım. Biletim bugün olduğu için telaşlanmak yerine tam tersine rahattım. Çünkü annem bavulumu toplatmıştı ve kaydımı aldırmıştı. Bavullarımı gelen şoföre uzattım ve yurda son kez göz attım. Ne kadar çok alışmıştım bu yere hiç imkanı yokken birden bağlanmıştım. "Elvedaa!" Ağzımdan son sözcükler dökülürken gözlerimde dolmuştu zaten.

Babam ve annem beni arabada bekliyorlardı. Hemen arabaya gittim.Burak'ın Amerika'dan ayrılacağımdan haberi yoktu. Çünkü ona söyleyip bos yere üzmek istemedim. Ucağımızın saatine çok az kalmıştı. Havaalanına gelmiştik bile. Moralim çok bozuktu. Burak'i geride bıraktım. Sevgimi aşkımı kalbime gömüp onu geride bıraktım. Uçak saatimize yarım saat vardı. Sıraya girdik ve yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Biletlerimizi okuttuk ve artık herşey hazırdı ve geri dönüş yoktu. Uçağa doğru ilerledik. Hostes bize yardımcı olup yerimize getirdi. Anons sesi geldi. "Sayın yolcularımız Amerika-Istanbul uçuşumuz 10 dakika sonra başlayacaktır. Lütfen herkes yerlerini alsın. Iyi yolculuklar..." Evet kendi kendime Amerika maceram da burda bitti. Dedim ve yorgunluğumu atmak için biraz uyumak istedim.

5 dakika ya oldu ya olmadı. Bilincim açıktı.sesler duydum."Nurrrr!" "Nurrrr!" Biri bağırıyordu. Biri değil Burak'tı. Hemen gözlerimi açtım. Karşımda bütün ihtişamıyla duruyordu. Konumdan tuttuğu gibi beni dışarı çıkardı ve çıkışa doğru koşmaya başladık. Arkamı dönemedim bile "kesin annemler beni öldürecek!" Dedim kendi kendime.

Annemleri merak ediyordum. Ama Burak'la olmak beni rahatlatıyordu. Telefonum cebimdeydi Allah'tan. Burak'la havaalanından çıktık ve işaret ettiği araba yani arabasına bindik. Sessizliği bozan o oldu.

"Gidiyorsun ve bana haber vermiyorsun?" Dedi ukalaca.
"Söyleyecektim. kusura bakma!" Dedim. "Neyse bunları sonra konuşuruz şimdi ne yapalım. Bakalım?" Diye soru yöneltti. "Neyse sen sus ben seni güzel bir yere akşam yemeği yemeğe götürücem. Sonra gezeriz." Dedi basımla onayladım. Beni öyle bir yere götürdü hayatimda babamdan başka hiçbir erkekle böyle güzel bir yerde yemek yememistim. Içeri girdik bahçe tarafında bir masaya oturduk. Burak kendi seçtiği iki kişilik yemeği istedikten sonra biraz manzaranın keyfini çıkarmak istedim. O kadar güzeldi ki Burak'la arkadas olarak değilde sevgiliymisiz gibi düşündüm. Sonra birinin bana seslendiğini farkettim. ~tabi yabancı dille~
"Hanımefendi içecek olarak ne alırsınız?" Diyen bir garson ve kıkır kıkır gülen bir Burak beni karşıladı. Bende güldüm ve sonra "orange juice" dedim. Yemeklerimiz geldi. Burak'la hiç konuşmamıştık. Sessizliği bozan Burak oldu.
"Eee nasıl bakalım beğendin mi?" Diye sordu. Bende kendi kendime gülümsedim ve "Evet çok güzelmiş. Daha önce böyle bir yere gelmemiştim." Dedi. O da "Tabi ya ben olmasam hala böyle bir yeri kesfetmemiştin."dedi ukala ses tonuyla "Bundan sonra gideceğimız yer daha güzel orayı daha çok begenirsin." Dedi. Bana bakıp sadece gülmekle yetindi. Daha yarım saat önce ıstanbul için hazırlanıyordum. Şimdi ise oturmuş Burak'la yemek yiyorum.

Ikimizde çok aç olmalıyız ki yemeğimiz erken bitti. Hesabi istedi. Hesabi ödedikten sonra dışarı çıkarken gözüm bir salıncağa takıldı. Hemen o tarafa kostum. "Yani biliyorsun ki Lara salınacağı çok seviyorum." Neyse kostum. Hemen oturdum ve yavaş yavaş sallanmaya başladım. O kadar güzeldi ki neredeyse uykuya dalacaktım. Sonra arkamdan birinin beni salladığını farkettim. Burak'tı. Gülümsemesini duydum. Hızlı sallamaya başladı. O kadar hızlıydı ki her an duşebilirdim."Burak yavaş salla yoksa düşücem!"dedim. Ama beni dinlemedi."Akıllım farkındaysan sallamiyorum bende ayakta sallaniyorum." Demesiyle gözlerim sanki yuvalarından çıkmaya zorluyorlardı."Ne? Nasıl? Nasıl ya? Burak durdur şu salınacağı yoksa düşücem! !" Dedim. O da "Nur sıkı tutun! dengemi sağlayamıyorum!" Demesiyle ip koptu ve dengem sarsıldı. Düştüm. Daha doğrusu Burak'ın üstünde buldum kendimi. Yüzümüz o kadar yakındı ki. Hızla alıp verdiği nefes yüzüme çarpıyordu. Bu an hiç bitmesin istedim. Sonra Burak'ın üstünde olduğunu unutup"Burak! Iyimisin?" Diye sordum. O da "Iyiyim ama eğer biraz daha üstümde durmaya devam edersen nefes darlığından ölebilirim." Dedi.Hemen toparlandım."Kusura bakma, Burak kaşın patlamış. Iyimisin?"dedim. Elini hemen kaşına götürmüştü. Kaşını silmisti ve bana "Birşeyim yok. Yani sadece kaşım patladı. Nefes darlığından ölmedim."dedi pis pis sırıtarak. Koluna bir tane yapıştırdıktan sonra bende güldüm. Garsonlar hemen yanımıza geldi. Kaşına pansuman yapıp yarasını kapattık. Sonradan salıncağın parasını ödemek istedik. Ama sahibi istemedi. "Istersen artik yeter,uçağımda kaçtı. Ben yurda söylerim. Bir gün daha kalabilirim. Yani yurda gidebilirim." Dedim. Burak'da hayır niye gidecekmişsin? Zaten beni balo'da ektin şimdi benim istediklerim olacak!"dedi. Sahi balo'da söylemişti sevdiği biri olduğunu niye şimdi bana söylemiyor diye düşünürken. Arabanın oraya gelmiştik. "Hadi bakalım atla gidiyoruz!"dedi. Önce o sonra ben arabaya bindik. Uzun bir yolculuktan sonra arabayla bir garaja girdik. "Nereye geldik?"diye soru yönelttim. O da "patlama canım birazdan görürsün!" demişti. Arabayı parkettikten sonra asansörle 2 kat yukarıya çıktık. Koskoca açık bir alan ve dev oyuncaklarla karşılaşınca bir çığlık patlattım."inanmıyorum Lunapark!!!" Dedim kahkaha attım. Burak'da "Evet canım Lunapark!" Dedi alaycı ses tonuyla."Bak Burak yeter artık eğer biletleri almazsan hemen giderim."diye bir tehdit savurdum. O da "Hayır almıyorum hadi git!" Dedi. YüZümü astım ve içimden "benimle dalga geçiyor." Dedim ve arkamı döndüm ve geldiğim yone gitmeye başladım. Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Biri yani Burak kolumdan tuttu ve "şaka be Nur hemen alınma sen bekle ben biletleri alıp geliyorum."dedi ve arkasını döndü. Bende "Heh adam ol şöyle!" Dedim ve "Bir daha duymim?" Dedi ve işaret parmağını kaldırdı. Çok mahçup olmuştum. Hemen gidip biletleri alıp gelmişti. Yavaş yavaş bilet sırasına girdik ve sıra bize geldi görevli "Biletler!" Dedi. Biletleri uzattik ve içeri adımımızı attık." Şimdi istediğimiz oyuncağa girebiliriz!" Dedim içimden.
Burak"Hadi ilk önce korku tüneline gireli?"dedi. Bende "Tamam." Dedim. Korku tünelinin olduğu yere doğru ilerledik. Içeri adım attık. Yavaş yavaş ilerlerken içeriden o kadar tuhaf sesler geliyordu ki icimde birşeyler olduğunu farkettim. Galiba korkuyordum."Burak!" Dedim ve arkamı döndüm."Ben gelemicem sen gir ben çıkışta bekliyorum."dedim. Hızlı adımlarla dışarı ilerlerken konumdan tuttu ve "Hayır Nur boşuna mi geldik? Girelim işte " dedi. Üzgün bir ses tonu vardı. "Tamamlama korkarım ben seslere baksana?"demiştim. O da "Korkma yanında ben varken bir şey olmaz"demişti. Ilk defa babamdan başkadır erkeğe içimde güven duygusu oluşmuştu.
(Kafamı Lara'ya cevirdim. Hâlâ dinliyordu.)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Çocuk=İki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin