BÖLÜM 12-Bu Kaslara Haksızlık Ediyorsun

290 81 12
                                    

Suna Demirel (Eylül'ün Annesi)

"Güney!" Diye bağırdım, hiç cevap vermedi. Eylül'ün odasına girdiğimde odanın boş olduğunu gördüm, üstelik pencere de açıktı. Bu deliller tek birşeyi ifade ediyor; Evden Kaçmış!
Eylül'ün odasına koşar adım girdim ve hemen pencereden aşağı baktım ama nafile, çoktan gitmişe benziyordu. Odanın içerisine giren ayak seslerini duydum, arkamı döndüğümde bunun Güney olduğunu gördüm "boş boşuna arama Eylül geri dönmeyecek" dedi, gözlerimi devirdim ve sinirim bozulmuştu kısa bir kahkaha attım "Eylül mü? Malımı bana anlatma!" Dedim ve bir adım attı "herkes senden nefret ediyor hala bunun farkında değilsin!" dedi sinirden köpürmüşe benziyordu "ben onun annesiyim onun iyiliğini düşünüyorum, bir zamanlar seninde iyiliğini düşünüyordum" dedim, gözlerini devirdi "senin kimseyi düşündüğün yok, sen bizden nefret ediyorsun şu hayatta sırf para için yaşıyorsun! Ama yanlız kalacaksın! Herkes senden nefret ediyor!" Diye bağırdı. Sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı "kes sesini Güney! Ben senin annenim! Benden değil asıl herkes sizden nefret ediyor! Söylesene oğlum? Sizi seven birini söyle bana? Ben hariç ki bende sevmiyordum!" Diye bağırdım. Sinirden köpürmüşe benziyordu " sen ne benim nede Eylül'ün annesisin, geçmişini babamdan bile daha iyi biliyorum, bizi Burçak'la da neden ayırdığını biliyorum! Herkesi kandırmaya çalışıyorsun ama bu gerçekleri babama söylediğimde bakalım ne yapacaksın?" Diye bağırdı. Güney'e yaklaşmaya başladım, bana bağırmaya devam ediyordu bir anda "yeteeer!" Diye bağırdım ve hızlı bir tokat attım bu sefer çok sert olmuştu. Elini yanağına bile götürmedi gözünden yaşlar yerine nefret akıyordu her zamanki gibi ona sinirli bir şekilde bakıp ruh halimi yansıtıp "acısın diye vurmuştum!" Diye bağırdım bana bakmadan ruhsuz bir şekilde
"benim ruhum ölü..."

---

*Hava kararmıştı, bu iki şahıs arabaya tamir etmek için ışık bulmadıklarından geceyi arabada geçirirler. Eylül rahatın fazlasıyla düşkün olduğu için arka üçlü koltukta uyumak ister. Yiğit ise kaslarının sıklım tıklım yerlerde zarar göreceğini iddia eder ve ufak bir tartışma başlar*

Eylül Demirel
"Sen önde yat Yiğit!" Diye ısrar ettim " sen önde yat! Bana acımıyorsan şu kaslara acı Allah rızası için. Hem bu kadar kas öne sığmaz" dedi ve o çok abarttığı kaslarını gösterdi bana. Bende kendimi göstererek " şimdi ben, bu halimle, bu narin vücudumla? Öndemi yatayım?! Tabii ki hayır!" Dedim yönetmencim oradan bir piçsmile alabilir miyim?
-tabii ki Eylül'üm
Yiğit attığım bakışı hiç sorgulamadı, arka kapıya doğru ilerlediğini anladım direk bende kapıyı açıp içeri girdim ama aynı anda girmiştik. İkimizde saf saf bekliyorduk
"anlaşılan ikimizde önde yatmak istemiyoruz" dedim "seninle uğraşamam Eylül, ben uyuyacağım" dedi uykusu gelmişti ses tonundan belliydi " ya kalk git önde yat! Ben kızım centilmen ol azıcık" dedim "ikinci bir seçenek daha var ama beğenmiyorsun ben ne yapayım?" Dedi. Sinirlenmeye başladım "önde yatmayacağım anla şunu!" Diye bağırdım. Yiğit gözlerini kısarak ve surat ifadesini biraz daha çapkın bir hale büründürerek " önde yatmaktan bahsetmiyorum" dedi ve bıyık altından gülüyordu, bir süre bir şey söylemedim hemen ardından "iki dakika adam ol diyeceğim, kaç dakikam kaldı diyeceksin Yiğit!" Dedim ve ona iğrenerek baktım "defol git!" Diye ekledim. Yiğit gözlerini kapatıp cama kafasını yasladı "artık uyku vakti beni rahatsız etme!" Dedi gözlerimi belirtip " Yiğit! Saçmalama!" Diye bağırdım " Eylül uykum var,seninde var" dedi elimi havada sallayıp "eee! O zaman ne yapacağız" dedim bu çocuk benim kafamı karıştırıyordu "uykusu olan insanlar ne yaparsa bizde onu yapacağız! Tabii sen o kategoriye giriyorsan eğer girmiyorsan orası ayrı bir mevzu" dedi. Sondaki hakareti tıklamadım hıhh cool ben tşk Türkiye'm tşk. Bu konuşmanın sonu nereye gideceği haklında hiçbir fikrim yok " yanii!" Diye bağırdım gözlerini bir anda açtı ve çok sinirli bir ses tonuyla "halay çekicez! Git halay çek! Müziği aç halay çek! Git lan!" Diye bağırdı Yiğit'i sinir etmek acayip hoşuma gidiyordu "ee müzik yok!" Diye devam ettim "müziği bilmem ama sende beyin yok!" Dedi ve yüzümü ekşitip soğuk bir şekilde alkışladım "ilkokul seviyesindeki esprilerin bittiyse uyuyacağım" dedim gözlerini kapattı uyumak için hazırlanıyordu "uyuyalımm" dedi son harfi uzatıp. Hiç cevap vermedim ben sol cama yaslandım Yiğit de sağ cama yaslandı. Ve şimdi biraz sleep...

Aptal Kelebek [Yayınlanmaya Devam Ediyor!]Where stories live. Discover now