41-Dostluğun Düşmanı

5.3K 288 225
                                    

Yapılan iyiliklerin bir sınırı vardı, peki ya kötülüklerin? Kötülük sınırsızdı. İyilikten beslenip ebediyete kadar yolu vardı. Kimine karşı içimdeki iyiliği bitirmeye karar verdim. Bitirmeliydim ki benden beslenmelerini kesebilmeliydim. Kalbimin sömürülmesini durdurtabilmeliydim.

Kapıyı geriye ittirip sertçe duvara çarpmasına aldırmadan merdivenlere yöneldim. Peşimden gelen adım seslerini yok sayıp merdivenleri koşarak çıkmaya başladım. Çantamın geriye doğru Hülya tarafından çekiştirilmesiyle çantayı omzumdan kaydırıp göğsüne çarptım. Hülya pek umursamamış olacak ki kolumdan tutup kendine bakmaya zorladı. "Şehnaz beni bir dinle! Anlattığın o kadınla bir alakam yok! Kadını görmedim bile." Kolumu ince parmaklarının arasından kurtarıp adımlarımı sıklaştırdım. "Şehnaz lütfen dinle," diye yakardı arkamdan. Bir yandan da iki koluyla beni çepeçevre sarıp durdurtmaya çabalıyordu. Hışımla onu yana itmiştim ki kollarımdan sıkıca tuttuğu için ben de onunla birlikte basamağa yığıldım.

"Hâlâ yalan söylüyorsun!" Tırabzana tutunup ayağa kalktım, ahtapot gibi beni sarmalayan Hülya'ya karşın. "Bedir'e söyleyeceğim. Bu defa haddini fazlasıyla aştın!" Ona sırtımı dönüp ayağımı basamağa atıyordum ki ayak bileğimden tutmasıyla dizlerimin üzerinde basamağa düştüm. Diz kapaklarım sızlamıştı. Dişlerimi sıkarak başımı Hülya'ya çevirdim. Mavi gözlerinin dolduğunu görmemle iyice tepem attı. "Hadi, ağla yine yalandan. Dokuz ay geçmesine karşın daha yeni fark ediyorum, kişiliksizliğini!"

Mavi gözleri yaşlarını pınarlarından taşırdı. "Şehnaz." Fısıltılı çıkan sesiyle hızlıca yanaklarındaki yaşları silip iyice dibime sokuldu. "Bak... Ben o kadını tanımıyorum. Öyle bir şansım var ki tam seninle barıştığım an böyle bir şey başımıza geldi. Benim o fahişelerle ne gibi bir alakam olabilir? Böyle bir şeyi yapsam annem, babam, ağabeyim benden nefret eder! Yapma Şehnaz. Çocuk değilim, nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağını gayet iyi biliyorum."

"Madem suçsuzsun, neden bu kadar endişelisin?" Sesim sakindi. Sinirlenmem için başka nedenlere ihtiyacım yoktu, bu bile yeterdi fakat içim şu an fazlasıyla dingindi. Belki de yakında tamamen ne var ne yok içimdekileri dışa patlatacağım içindi.

"Çünkü ağabeyimin gözünde yerlerdeyim. Senin için beni karşısına alması zor değil. Ben suçsuzum ama kalkıp da ağabeyime bugünkü ilgim olmayan saçmalığı anlatırsan gerçeği öğrenene kadar onun zehrinde boğulurum." Susup burnunu çekti. Bu kız gerçekten ilk geldiğim zamanlardaki Hülya mıydı? Gözyaşları her ne kadar gerçek olsa da içimde ona karşı zerre inanç yoktu. Belki pişman olacaktım ama ona güvenmeyecektim. Oturduğum yerden alt basamaktaki çantama eğilip parmaklarımla sıkıca kavradım. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla basamakları tırmandım. Arkamdaki hıçkırıklar içimdeki ateşi körüklese de artık yanmak istemediğimi anladım.

Ayaklarımı sürüye sürüye kapının önüne geldim. Saat sabahın on biriydi, kendimi saatlerce dövüşmüş gibi hissediyordum. Kapıya boş boş bakmayı kesip çalma gereksinimi dahi duymadan kapıyı araladım. Ağır adımlarla içeri süzüldüğümde gecemin sahibi tüm mükemmelliğiyle arkası dönük bir şekilde karşımdaydı. Bugün önemli bir toplantısının olduğunu biliyordum. Boy aynasının karşısına geçmiş, siyah kravatını beyaz yakasında uzun parmaklarıyla bağlıyordu. Giydiği siyah takım elbise onu her zamankinden daha uzun gösterirken bir an olduğum yerde kalakaldım. Toplantısı bittikten sonra mı söylemeliydim?

Aynadan ışıltılı gülümsemesini bitkin yüzüme bahşederken yüzü bir anda düştü. Siyahımsı, kavisli kaşı orta yerinden yukarı doğru çizgisini artırırken huzursuzca yerimde kıpırdandım. Kara incileri aynadaki yansımamla yetinmeyip gerçek bedenime döndü. Kalkmış olan kaşı yavaşça çatılmaya yüz tutarken adımları çoktan konumuma ulaşmıştı. "Şehnaz," dedi en güzel tonunu ismimde kullanarak. Avuçlarıyla yanağımı kavradığında keskin bakışlarını bıçak gibi tenimin altına nüfuz ettirdi. "Neyin var? Biri bir şey mi söyledi? Dışarı çıktığınızda Hülya yine rahat durmayıp seni incitecek bir şey mi yaptı?" Hülya ile dışarı çıktığımı biliyordu.

MİNİKŞE (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now