2.4

31.1K 1.5K 337
                                    


Azra

BÖLÜM

2.4

Eliflerin gitmesinin ardından Ahmet'i alarak bahçeye çıktım. Onunla oynamayı seviyordum. Kardeşim olmadığı için onu kardeşim yerine koyduğumun farkındaydım. Ahmet ile her zaman oyun oynamak için fırsat kollardık. Elif'in çalıştığı zamanlarda, özellikle de abla eksikliği çekmemesi için, onunla çok fazla zaman geçirirdim. "Ahmet hadi maç yapalım," dedim onunla eskiden oynadığımız zamanları hatırlayarak. Evde can sıkıntısıyla karşılıkla az maç yapmamıştık. Şimdi koca bahçe varken neden yapmayalım?

Nefesle gözlerini açan ufaklık saniyeler sonra üzgünce bana baktı. "Azra abla top yok ama..."

"Aa ablan boş konuşur mu, paşam? Asla konuşmaz!" dedim bilmişlikle, yanına yaklaştım ve onun yanaklarını sıktım. Geçen gün evin kilerinde görmüş olduğum topu koşarak almaya gittim. Boş zamanlarımda evi kurcalayıp, neyin nerede olduğunu araştırıyordum. Elif'im kendi kargaşasından aklına sinsiliği getiremediği için, bu kutsal görevi seve seve yapıyordum. Ee bu iki hödükle yaşadığımız için her şeyi yerini bilmemiz kârımızaydı.

İki hödüğü kafamdan son hızla uzaklaştırdım. Biraz çocukla çocuk olma zamanıydı. Merdivenin altındaki kileri açmamla sarı topu gördüm. Aldığım topla aynı geldiğim gibi geri koşarak Ahmet'in yanına gittim. Bahçenin korkuluklarından ormana bakıyordu. Dışarı normalde de çıkmıyordu ama bu bakışlar sıkıldığını gösteriyordu. Galiba bu evden uzaklaşmak istiyordu.

"Geldim ben!" dedim, bilerek dikkatini dağıtması için yüksek sesle konuşmuştum.

Ağırlıkla arkasını döndü. "Eski evimize hiç gitmeyecek miyiz?" dedi hüzünlü bakışlarıyla.

"Gideceğiz ablacım, ama biraz daha var. Ne oldu? İstediğin bir şey mi var evden?"

Minik omuzlarını silkti. "Evimizi özledim. Emir abiye oraya götürmesini söyleyeceğim." Emir denen o adamı anmasıyla güldü. O adamda ne buluyordu, anlamıyordum. İtici, huysuzun biriydi...

"Emir abin kesin götürür," dedim doğruluğunu bilerek. Elif'e davrandığı gibi Ahmet'e davranmıyordu. Gerçi bugün Elif'e de davranışları değişikti. Şüpheleniyordum, bizim kızdan etkilenmesinden. Özellikle bu sabah aynı odadan çıkmaları şüphelerimin doğruluğunu arttırmıştı. Elif'ten etkilenmesi çok normaldi. Elif güzel bir kızdı. Aynı zamanda kalbi de güzeldi. Ben ne kadar cazgırsam Elif tam tersi naif birisiydi. Ama bunu yapmayacağını umuyordum. Elif'e yanaşmasını kesinlikle istemiyordum. Onu kırardı. Emir, kendisi için Elif'e acımadan kıyardı...

"Evet, o beni seviyor ve sağ olsun her dediğimi yapıyor," dedi bilmişlikle gözleri kocaman oldu. Büyümüşte küçülmüştü beyimiz... "Neyse hadi maçımıza başlayalım."

"Hadi bakalım paşa... Önce sen başla!" dedim iki ağacın ortasına geçerek.

"İlk gol geliyor hazır ol!" dedi hevesle. Heveslenmekte haklıydı. Çünkü her zaman ona yeniliyordum. Başlarda küçük diye alttan alıyordum, ama gün geçtikçe büyüyordu ve daha isabetli atışlar yapıyordu.

"Hazırım koca bebek!" diye ona karşılık verdim. Ellerimi birbirine vurarak, gözlerimi ona diktim.

"Koca adam oldum," diye sızlansa da o bizim için küçük çocuğumuzdu. Bunu önceden dediğimde cevap vermezdi. Şimdi gerçek anlamda çocuktu. Ahmet çocukluğunu geçte olsa yaşamaya başlamıştı!

Ahmet'in atışlarıyla topu yakalamak için baya enerji harcadım. Erkek çocuğuyla hangi akla hizmet maç yapmaya kalktım bilmiyordum ama galiba sırf zaman öldürmek için kendime eziyet çektiriyordum.

Karanlığa KaçışWhere stories live. Discover now