Giriş

5.1K 48 4
                                    

Jennifer

16 Eylül, Perşembe

Tarih dersi her zamanki gibi sıkıcı geçiyordu. Dersin bittiğini haber veren zilin çalmasını dört gözle bekliyordum.             

4–3–2–1- Zırrrr. İşte zil çaldı. 

Hemen kitaplarımı toplayıp sınıftan çıktım ve 101 nolu dolabıma gittim. Kitaplarımı yerleştirirken bir el omzumdan tutup beni çevirdi ve ona bakmamı sağladı. Karşımdaki okulun popüler futbolcusu Brad’ti. 

“Selam Jennifer. Umarım teklifimi düşünmüşsündür. Ben senin yerinde olsam kabul ederdim. Ne de olsa ben okulun en popüler erkeğiyim ve sen de benimle çıkma onurunu tadabilecek şanslı kızsın.” 

Off ne kadarda kendini beğenmiş. Onun böyle biri olduğunu hiç tahmin etmemiştim. İçimde hayalkırıklığıyla boğuşurken ona şöyle dedim:

“Aa... Brad üzgünüm ama seninle çıkmak istediğimi sanmıyorum. Umarım bu kararım egonu zedelemez." Ve onu orda ağzı açık kalmış bir şekilde bırakıp bahçeye doğru yürümeye başladım. Ama Brad beni omzumdan tutup çevirdi ve ona bakmamı sağladı.                                  

“Sen nasıl olurda benim çıkma teklifimi geri çevirirsin? Hiçbir kız beni böyle aşağılayamaz. Benim korumam gereken bir popüleritem var ve bu şekilde çekip gitmene müsaade edemem.” 

Vay canına! Bu popülerite olayının bu kadar ciddiye alındığını hiç bilmezdim...

“Bırak beni Brad, sana hayır dedim.”                               

 “Ben de sana bir yere gidemezsin dedim. Hiç kimse bana hayır diyemez.” Ve o an patladım.

“Brad sana hayır diyorum ve buradan gidiyorum!” Karnına dirseğimi geçirip hemen ordan çıktım ve otoparka doğru koşmaya başladım. Ve birden birine çarptım. Baktığımda çarptığım kişi okulda hiç görmediğim bir kızdı.   

“Şey affedersin acelem vardı ve seni görmedim.” 

Kız bana baktı ve kibarca gülümsedi.                       

“Önemli değil. Ben de senin hızla geldiğini görüp kenara çekilmeliydim.” 

Ben de gülümsedim ve geri çekildim.

“Ben Jennifer, Jennifer Mead.”         

“Ben de Alyson Dickens. Tanıştığımıza sevindim. Otoparka birlikte yürüyelim mi?” 

Ne diyebilirim ki yanımda birisi varken Brad bana bir şey yapamaz. Hem bu kızı tanımak güzel olur. Yeni bir arkadaşla tanışmak her zaman güzeldir. “Elbette, hadi gidelim.”

Kız açık kumral saçlı ve yeşil gözlüydü. Saçları uzun ve dalgalıydı. Boyu da benden uzundu. Ve atletik bir yapısı vardı. Sade görünüşlüydü. Uzun kollu beyaz bir bluz giyiyordu. Bu sıcakta kim uzun kollu giymek ister ki? Belki de çok beyaz tenli olduğu için güneşe karşı hassaslığı vardı. Otoparka geldik ve ben arabamı göstererek "İşte arabam bu, senin araban var mı? İstersen seni bırakabilirim,” dedim.                                                                   

“Benim arabam var ama yinede teşekkür ederim. Hoşça kal,” dedi arabasına doğru gitti. Bende arabama binip evin yolunu tuttum.

Eve vardığımda saat 17:18’di. Oh, geç kalmamıştım. Gerçi kalsam da kimse beni sorgulamazdı. Hemen soğuk suyun altına girip duş aldım ve biraz ders çalıştım. Ama çok zaman geçmeden karnım zil çalmaya başladı.

Büyük Kanyon VampirleriWhere stories live. Discover now