-13-

5.4K 281 36
                                    


"Anladım. Para, gün içinde holding hesabınızda olur." dedi elini bana uzattı. Uzattığı elini tuttum ve tokalaştık. Kapıya doğru yürüdü. Kapının önündeki Efe'ye de elini uzattı. Efe önce Selçuk'un eline, sonra da yüzüne ters ters baktı ve pencereye doğru yürüdü.

Selçuk ile tokalaşmamıştı.

Selçuk dışarı çıktıktan sonra, Efe masadaki dosyayı öfkeyle yere attı. Dosyanın içindeki kağıtlar dört bir yana savruldu.

"Efe, biraz sakin olur musun? Kendine gel artık! Anladım, ağabeyim gibisin. Beni korumaya çalışıyorsun. Ama bu kadarı da fazla!"

"Ağabey mi?" Büyük bir sakinlikle söylemişti bu cümleyi. İşaret parmağı ile beni gösterdi ve konuştu:

"Sen körsün Alev! Gerçekten kör olan insanlardan bile daha körsün! Bazen, 'görmek mi istemiyor acaba' diye soruyorum kendime. Ama sonra bakıyorum ki, görmek istememek ile alakası yokmuş. Gerçekten görmüyormuşsun!" dedi ve odadan çıktı.

'Sen körsün Alev!'

'Gerçekten görmüyormuşsun!'

Neye kördüm ben? Neyi görmüyordum? Efe neyden bahsediyordu?

Bu kadar aptal olmamalıyım! Bir şey var ama ben bilmiyorum, anlamıyorum.

Odamın kapısının çalması ile "Gir." dedim.

Kapı açıldı ve kapının ardından sekreterim Gülçin geldi.

"Alev Hanım, Şule Hanım toplantı odasında. Sizi de bekliyor."

Of Şule! Bir sen eksiktin zaten! Sırası mıydı ya?

"Tamam geliyorum." dedim ve odadan çıktım.

O kadar dert arasında Şule'nin toplantısı ile mi uğraşacağım ya?

Toplantı odasının önüne geldiğimde, kapının açık olduğunu gördüm. Yine de kapıyı iki kez çaldıktan sonra  içeri girdim ve kapıyı kapattım.

"Alev de geldiğine göre toplantıya başlayabiliriz."

Siyah, tekerlekli sandalyelerden birine oturdum. Efe tam karşımdaydı. Ama bana bakmıyordu bile.

"Holdinge yaptığım yatırım sayesinde, artık 'iflas etme' gibi bir durumumuz yok."

'Holdongo yoptoğom yotorom'

Kendini beğenmiş kadın. Ama sen dur. Yarın bu holdinge adımını bile atamayacaksın!

"Yeni projeler hakkında konuşmak için sizi buraya çağırdım."

Cebimde titreyen telefonumu çıkardım. Bir mesaj gelmişti. Mesajı açtım ve okumaya başladım.

"Selçuk Mert DEMİRAY'ın hesabından, SARAÇOĞLU HOLDİNG'in hesabına 10 000 000 Türk Lirası gönderilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bankamızı arayabilirsiniz."

On milyon mu? Ama Şule'nin zararı altı yüz bindi. Neden bu kadar fazla gönderdi ki?

Neyse ya, sonra düşünürüm onu.

"Alev, sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında?" diye soran Şule'ye baktım. Konunun ne olduğunu bilmiyorum. Ama koskoca Şule PERU ne düşündüğümü sormuş. Cevap vermezsem ayıp olur.

Şule'ye sırıttım ve konuştum:

"Ben konunun ne olduğunu kaçırdım sanırım. Ama illaki düşüncelerimi soruyorsanız, hemen cevap vereyim." dedim ve ayağa kalktım.

"Sayın Şule PERU, bir gün bile olsa holdingimize yaptığınız yöneticiliğinizden dolayı size teşekkür etmeyeceğim." Elimle kapıyı gösterdim. "Hoşçakalın."

"Ne saçmalıyorsun?"

"Saçmalamak mı? Asla saçmalamıyorum Şule! Sana borcumuz altmış bin liraydı. On beş-yirmi bin lira da holdinge yatırım yaptıysan... Seksen bin lira bu akşam hesabında olur. Ve bir daha bu holdinge asla teklif sunma, asla adımını bile atma!"

Kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı açtım.

"Çıkış buradan."

Şule sinirle buraya doğru geldi. Tam çıkacağı sırada onu durdurdum. Masaya gidip çantasını aldım. Onun koluna taktım. Ve arkasından el sallayarak Demet Akalın'ın 'sepet' şarkısını söyledim.

"Tak şu sepetii kolunaaa. Herkes kendii yolunaaa. Arama sormaa boşunaaa. Gitmiyor hoşuma."

Şule sinirle odadan çıktı. Herkes bu duruma gülüyordu. Az da olsa Efe de gülüyordu.

"Evet arkadaşlar! SARAÇOĞLU HOLDING, Şule PERU'dan kurtarılmıştır."

◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◇◇◇◇◇◇◇◆◆◆◆◆◆◆◆◆

Başta gergin, ama sonda eğlenceli bir bölüm...;)

Holding Şule'den kurtarıldı. Ama başka şeyler Şule'den bu kadar kolay kurtulamayacak...

Efe Alev'e üstü kapalı bir şeyler anlattı. Ama Alev Efe'yi ağabeyi gibi gördüğü için, ona aşık olduğunu düşünemiyor. İhtimal bile vermiyor. Yani 'KUZEN' sıfatının dışında bir sıfat ile ona bakmıyor.

Bakalım bundan sonra neler olacak????

SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)Where stories live. Discover now