13-VATA 2

997 385 119
                                    

Duvardaki katran tasını buldu el yordamı ile. Cebinden çıkardığı küçük çakmakla yaktı yapışkan sıvıyı.Sığınak kesif bir koku ve cızırtılar eşliğinde aydınlandı az sonra.

Vata, kızın ne durumda olduğunu net bir şekilde görebilmek için üçüncü bir tas daha yaktı. Sığınakta ileri geri hareket ettikçe duvardaki dev gölgeler de amaçsız hayaletler gibi geziniyordu loş ışığın altında.

Katranın yaydığı koku ve is rahatsız ediciydiVata kızın yanı başındaki yüksekçe bir çıkıntı buldu ve işe koyuldu. "Önce ateşini düşürmeliyim ."dedi. Kız titriyordu.

Bu iyi bir şey olabilirdi.. Ara ara kendinden geçse de henüz bilinci tamamen kapanmamıştı demek.

Kızın çantasını açtı ve onun yaptığı hareketlerin aynını yaparak kupaya bir parça kristal koydu. Az sonra kütle altında berrak bir su bırakarak çoğaldı.

Vata eriyen madde hal değiştirince kütlesinin de arttığına ilk kez şahit oluyordu.Sudan bir yudum içti.Lezzetliydi ve hafif.

Çamurlu su içmeye alışkın olan genç asker bu berrak lezzetin tadına alışmamalıydı.

Kızın başını kaldırıp sayıklar haldeki aralık dudaklarından bir kaç yudum içmesini sağladı.Ardından kol bandını çıkarıp kalan suya batırdı ve kızın alnına bastırdı.

Ateş öyle yüksekti ki böyle giderse bilinci bir daha açılmazdı.İlaç olduğunu tahmin ettiği şişelerden çıkarıp ağzına döktü bir parça.

Biraz bekleyip kontrol ettiğinde herşey aynıydı.Küfür edip kızın kıyafetlerini çıkardı utana sıkıla.Bir şekilde onun mahremiyetine saygısızlık ettiğini biliyordu.

"Üzgünüm."dedi tulumunun fermuarını açarken."Bunu senin rızanla yapmak isterdim."

Gözlerini kızın fildişi rengindeki vücudundan kaçırarak bardağa uzandı yeniden. Isıyı düşürmesi gerekti.Acele ile sudan biraz daha eritti ve diğer kol bandını da ıslatıp önceki ile birlikte koltuk altlarına ve bacaklarına serdi.

"Haydi göklerden gelen kız.Dayan."

Ana titremeye ve sayıklamaya devam ederken ara ara ateşini kontrol ediyordu.Saatler sonra durum değişmeyince umutsuzluğa kapıldı.

"Nerede yanlış yapıyorum."dedi kendi kendine.Bir noktayı atlıyor olmalıydı.Ateş devam ediyorsa bunun tek bir nedeni olabilirdi.

Katran tasını kıza yanaştırıp vücudunu inceledi dikkatle. Bacaklarına ,dirseğine, kollarına...Ters çevirdi sonra. Kızıl saçlar belinin ortasına kadar uzanıyordu ve terden su içinde kalmıştı. Saçları kenara itip kontrol ettiğinde aradığı şeyi bulmuştu.

"İşte buradasın ufaklık." dedi.

Parazit, Ana'nın ensesinin az aşağısına yapışmış bir yandan sinsice kanını emiyordu bir yandan da açtığı yaraya kendi bakterilerini zerk ediyordu.

"Medusa."dedi Vata.Bildiği en zararlı parazitti. Bir keresinde annesine yapışmıştı. Uzuvları o kadar inceydi ki fark etmiyordunuz üzerinizde olduğunu. Hindiba otunu kaynatınca kısmen iyi geliyordu erken fark edildiğinde. Annesi şanslıydı. Vata, Ana'nın da öyle olmasını diledi.

Çizmesindeki küçük çakıyı çıkarıp Ana'nın kanını emmekten şişmiş paraziti çıkardı yerinden. Yere düşen hayvan rahatı kaçmış bir top olmuştu. Vata ayağının altında iyice ezdi ve Ana'nın sırtına ilaçtan sürdü.

"Haydi Anahita. Göklerden gelen kızı küçük bir parazit öldürmemeli."

Artık yapabileceği bir şey yoktu. Sırtını zeminin tümseklerinden birine dayadı ve yaptıklarının işe yaramasını umarak rahatsız bir uykuya daldı.

Uyandığında küçük bir hamam böceği elinin üzerinde geziniyordu. Vata hayvanı iki parmağının arasında tuttu ve ağzına atıp hala kımıldarken çiğnemeden yuttu.

Yediği en lezzetli şey değildi belki ama nihayetinde etti.

Ayağa kalkıp gerindi. Her yeri uyuşmuştu bu rahatsız yer döşeğinde. Aniden kızı hatırladı. Katranların ışığı sönmek üzereydi ,buna rağmen yüzünde beliren yumuşak ifade netti.

Kız Vata' nun onu bıraktığı yerde yüzüne vuran zayıf ışığının altında huzur içinde uyuyordu. Vataelini alnına bastırdı ve ateşin düşmüş olduğunu gördü.

"İşte böyle ."dedi." Şimdi uyanıp seni kurtardığım için bu güzel kılıcı bana hediye edebilirsin".

Kız duyduğu yabancı ses yüzünden huzursuzca kıpırdansa da uyanmadı.İç çamaşırları haricinde tamamen çıplaktı. Vata bunun aralarında ne tür bir sorun yaratabileceğini düşününce istemsiz gülümsedi.

"Uyumaya devam et." dedi Vata. "Biraz yiyecek bulalım biz de.."

İçinden bir ses kızın hamam böceği yemeyeceğini söylüyordu. Hayatında ilk kez birine karşı sorumluluk hissediyordu genç asker.

"Tuhaftı. Hele de kız onu yaraladıktan ve öldürmesine ramak kaldıktan sonra.

Eşyalarını topladı ve yiyecek bir şeyler bulma umudu ile sığınaktan dışarı çıktı. Güneş tepeye varmak üzereydi. Bu kadar uyumasına şaşırdı.

"Oksijen yüzünden olmalıydı. Vata 2 günden fazla zamandır direkt nüfus ediyordu havayla. Ciğerleri kendini korumak için daha az çalışıyordu.Vücudu kendini rölanitye alıyordu.

Kız iyileşince hemen koloniye dönmelilerdi. Açlık, parazitler ya da oksijensizlik yüzünden ölmezlerse bile yolda kavga edip birbirlerini öldürme ihtimalleri vardı zira.

Vata nedense artık bunu yapamayacağını hissediyordu. Kıza gelince...Fırsatı varken o da yapmamıştı.Gülümsedi genç asker ve kayalıklara doğru yürüdü. Çölde haşereden başka bir şey olmazdı ama eğer şanslıysa kayalıklarda lezzetli bir yılana denk gelebilirdi.

"Güzel bir gün olacak" dedi kendi kendine.Kayalıklardaki tüm oyukları eline geçirdiği ince bir sopa ile yokladı.Bir yılanı deliğinden çıkarmanın en akıllaca yolu değildi belki ama zaman kazandıracak kadar hızlıydı.

Uzaktan hızla yaklaşan toz bulutunu zamansız bir kum fırtınası sandı önce.Fırtına tam da onun bulunduğu yöne doğru sabit bir şekilde ilerliyordu.

Gözlerini kısıp ufka baktı.

"Kahretsin."dedi. "Bu fırtına değil. Kendilerine Çöl Kargaları adını veren bu topluluk Dünya'daki en kuralsız ve acımasız organiklerden oluşuyordu. Kalın sicimlerle bağladıkları vahşi çakallara yolculuk ediyorlar ve önlerine gelen her canlının tüm eşyalarını çalıp sonra da öldürüyorlardı.

Vataiki günde ikinci kez kızın hayatı için karar vermek durumunda kaldı.Şimdi kaçarsa kayalıklarda izini kaybettirebilirdi ama kızın böyle bir şansı olmazdı.Kız çakallar için tabakta sunulmuş taze bir et kokusu yayarken onu es geçmelerine imkan yoktu.

"Düşün."dedi Vata." Üç dayanaklı ,palet ve tekerlek değişkenli motorlar çölde hızla ilerliyordu ona doğru.

"Yutkundu Vata ."

Kız kendiyle beraber belayı da çekmiş olmalıydı.

Kıyamet Savaşları 1-Lemurya (Kitap Oldu)#wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin