6. BÖLÜM: ONLAR

2.2K 220 33
                                    

 7. bölümü de birazdan yüklüyoruum! Oy vermeyi ve tanıdıklarınızı önermeyi unutmayıın! Ufacık yorumlara bile razıyıım. Düşüncelerinizi merak ediyorum ! <33

***

Bana gülümsüyordu!

Şaşkınlıktan ve yakalanmanın verdiği heyecandan gözlerim dehşetle açılmıştı. Kaç saniye bakıştığımızı bilmiyordum ama aklımda iki seçenek vardı.

Kaç ya da savaş!

Her zaman yaptığım şeyi yaptım ve ilkini seçtim. Çantama sarıldığım gibi büyük bir gürültü çıkararak sandalyeden kalktım. Koşarak üst katın koridorunu aşıp merdivenlerden aşağıya indim. Bu sırada çantamın iç cebine sıkıştırdığım parayı çıkarmıştım. Para üstünü beklemeden bir yirmiliği kasaya bıraktım ve aynı hızla kafenin çıkış kapısına yöneldim. Tahta merdivenlerden gelen ayak sesleri, peşimden geldiğinin simgesiydi.

Arkama bile bakmadan kapıyı açıp kendimi dışarı attım. Sol tarafa dönüp koşmaya devam ettim. Neden kaçtığımı tam olarak bilmiyordum. Korkmuştum. Gerilmiştim. Onunla tanışmak için yeterince güvenmediğimi hissetmiştim.

Sanırım şu anda hislerim beni yönlendiriyordu. Hislerim bacaklarıma koşmasını ve ondan kaçmasını söylüyordu. Daha önce hissetmediğim bir huzursuzluk vardı içimde. Bir karakol çıksa önüme, içerisine koşar, sığınırım gibi geliyordu.

"Hey! Dur!"

Arkamdan sesini duymamla birlikte, mümkünmüş gibi kendimi daha hızlı koşmak için zorladım.

Çantam omzumdan düştüğünde sapını yakalamaya çalıştım. Arnavut kaldırımlarda koşmak yeterince zorken bir de ellerimin arasından kayıp giden çantama sahip çıkmak beni aşmıştı. Beklen oldu ve dizlerimin üzerine düştüm. Ellerim kaldırıp taşlarına sürttüğünde canımı feci derecede yakmıştı.

Hafif bir şekilde inleyip yavaşça doğrulmaya çalıştığımda o çoktan yanıma gelmişti.

"İyi misin?" diye sordu dirseklerimden tutarak beni kaldırmaya çalışırken.

Gözlerimi sıkıca kapatarak yok olmayı diledim. Kaldırımlar yarılsaydı da içine girebilseydim. Utançla başımı eğerek "Evet." dedim. Sesim düşündüğümden fazla zayıf çıkmıştı.

Kaçtığım kişi, aynı zamanda düştüğümde beni yerden kaldıran kişiydi.

Yerdeki çantamı da alıp bana uzattığında kısa süreliğine ona baktım. Hafifçe gülümsüyordu. Yavaşça uzanıp çantamı aldım. Bir an önce eve gidip kendimi tokatlamak istiyordum. Buraya geldiğim için o kadar pişmandım ki!

"Teşekkür ederim." dedim sessizce. Duyduğundan bile emin değildim.

Başımı aşağıya indirdim, suratına bakamıyordum. Sanırım bakmaya yüzüm olduğunu düşünmüyordum ya da içten içe ona bu kadar yakından bakmaya çekiniyordum. Kaldırım taşlarına bakarken pantolonumun sol dizinin yırtıldığını görünce düşüşümün pek hafif olmadığını bir kez daha anladım. Zaten avuçlarımın sızlaması bunu belli ediyordu.

"Ben gideyim." diye bir şey gevelediğim sırada bakışlarım hala zemindeydi.

Görmek için şekilden şekle girdiğim ayakkabılarından birinin bana doğru bir adım attığını görünce, ben daha ne olduğunu bile anlamadan o kollarını bana dolamıştı bile.

Aniden yaptığı bu hareketle nefesimi tutmuştum ve gözlerim bir kez daha yuvalarından çıkacakmış gibi irileşmişti. İki saniye sonra onu sertçe ittim.

BUZ (Hedef Serisi I) KİTAP OLDUOnde histórias criam vida. Descubra agora