Fourty Seven

3K 224 180
                                    

Bölüm şarkısı: Christina Aguilere -Hurt

Keyifli okumalar!

**

Bir insan sizi hayatınızda kaç kere hayal kırıklığa uğratabilirdi?

Ben saymayı bırakmıştım artık. Çünkü, mutlu hissederken bile bir şeyler olacak korkusunu vermişti o bana. Ve öyle de olmuştu. Mutluluğum hep yarım kalıyor,kısacık sürüyordu.

Ellerimi saçlarımdan geçirerek,yatak odasına doğru hızla adımlamaya devam ettim ve üzerimdeki kazağı fırlatıp gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülmemesi için çabaladım.

Zayn'e inanamıyordum.

Bir şekilde işleri boka sürmenin bir yolunu her zaman buluyordu ve benim artık tahammül edecek halim kalmamıştı. Ağlamaktan,sinirden kendimi yemekten bıkmıştım artık. Gerçekten bu yaptığı şey ne kadar onur kırıcıydı göremiyor muydu?

''Effie-''

''Sus.'' dedim o bana yaklaşırken '' Sesini duymaya bile tahammülüm yok lütfen sus.'' Bunu umursamadan yanıma yürümeye devam ettiğinde gerileyerek dolabını açtım ve kıyafetleri fırlatmaya başladım ''Bunları da giydi mi?''

Öylece bakmasından nefret ediyordum. Deliren bendim anlamıyor muydu? Onun bu hatalarından sıkılmıştım artık. Ona hissettiğim aşkı baltalıyordu.

''Sakin ol,konuşalım lütfen.'' ellerini bana doğru uzattığında bağırarak onu geri ittim.

''Bana sakın dokunma. Sen beni hak etmiyorsun. Sen seni kandıran ucuz kadınları hak ediyorsun.''  ağzıma ne gelirse söylemek istiyordum ona.Kalbim un ufak olmuştu.Artık mantıklı düşünecek kadar aklı başında bile hissetmiyordum.

Dolaptan büyük bir kazağı daha alarak ona döndüm. Dudaklarımda tuzlu bir tat belirmişti. Yeniden onun karşısında ağlıyordum. '' Bunu da giydi değil mi?''

''Effie,'' dedi kolumu yakalayıp sinirle çenesini kasarken '' yeter.''

'' Bence de yeter Zayn.'' dedim kolumu ondan kurtarmak için çabalarken '' Eve götür beni seni daha fazla görmek istemiyorum.''

Kolumu sertçe bıraktığında sendeleyerek ona bakmayı kestim. Kalbimi hissedemiyordum. Bu öyle bir şeydi ki. Onunla seviştiği yatakta dokunmuştu bana. Ona verdiği kazağı giydirmiş belki ona da yemek yapmıştı.

Onunla bir şeyler paylaştığı bu yere getirmişti beni. Ruhum eziliyordu.

''Ne duymak istiyorsun?'' diye konuştu sakince. Kulaklarım kopsun istiyordum. Böylece onun yalanlarını daha fazla duymazdım. '' Ne duymak istiyorsun?''

''Hiç bir şey.'' sırtımı dolaba yasladığımda ağlamaya devam ediyordum. Bunu durdurmak isteyip durduramamak.. Berbat bir histi. Kalbimi her kırdığında ona ödül veriyormuş gibi karşısında ağlıyordum. '' Sen seni sevmeme bile değmezsin.''

Güldü.

Gülerdi tabii. Onun çok sevgili oyuncağıydım ve bu onu eğlendiriyordu. Gel Effie,git Effie, özür dilerim Effie,son bir şans ver Effie..

Hepsi palavraydı.

''Ağlanacak haline gülüyorsun değil mi?'' dedim ona doğru yaklaşıp tam karşısında durarak '' Bu oyuna başlarken Trisha,bana öyle güzel şeyler söylemişti ki. İçinde bir yerlerde iyi bir insan olacağına inandım. Ona,oğlunu geri getirmek istedim.'' dudaklarımı ısırıp,ağlamamak için kendimi kastım. Ama bu çok zordu. Karşısında ağlamamak için direnirken bile,yüzüne bakınca yaptığı bu iğrenç şey geliyordu aklıma '' Sen hiç bir şeye değmezsin.''

Baby's Father•zaylenaWhere stories live. Discover now