Fourty Eight

2.7K 184 78
                                    

Bölüm şarkısı; Dua Lipa- Blow your mind

Keyifli okumalar!

**

''Kendini ne sanıyor?''

Kylie,sinir dolu kelimelerini yüzüme çarpa çarpa bağırırken Aiden'ın oyuncak ayısına daha sıkı sarıldım. Şuurunu kaybeden biri bile yaptığı şeylerin bilincine vardığı zaman utanırdı. Fakat ilk kez böyle bir şey hissediyordum.

Ona yeni kavuşmuşken kaybetmek.

''Hatalıydım.'' dedim ayıcığın yanağına yanağımı bastırırken. Kylie sanki ona küfretmişim gibi sinirle çığlık attığında yerime biraz daha sindim.''Kızım,'' dedi ellerini saçından geçirip '' onu her hatasında affeden sensin! Siktiğimin herifi yüzünden şimdi de akli dengen mi bozuldu?''

Omuz silkerek koltukta rahat bir pozisyon aradım ve öylece kıvrıldım. Biz Zayn ile,ilk kez o kadar mutluyduk ve ben bunu mahvetmiştim. Beynimde dönüp duran tek şey buydu.

''Kalk.'' ellerim arasındaki oyuncağı çekip başımın koltuğun pürüzlü yüzüne değmesine sebebiyet verdiğinde acıyla inledim. Ben bir bok istemiyordum ki. Zayn'i istiyordum! '' Ergen gerizekalılar gibi davranmaya başladın iyice. Şu haline bak. Herifin bir git ve kendini as Effie demediği kalmış,sen burada seni görmek istemiyor diye üzülüyorsun.''

''Kylie beni rahat bırak.'' dedim ellerinden kurtulmak için kendimi koltuğun diğer yanına atarken '' Bana vurmuş olması,kalbimdeki ağırlığı-''

''Sana vurdu mu?!''

Kylie bu kez duyduklarına inanmıyormuş gibi gözlerime baktığında yutkunarak,yanağıma dokundum. Bunun için ona kızmalıydım ama söyledikleri,kalbimde açtığı deliğin yanında bu tokat hiç bir şey gibiydi. '' Sen kimsin'' dedi geriye adımlarken '' ve ablama ne yaptın?''

Göz devirerek ayaklarımı zemine bastırdım ve tişörtümün bileklerini avucumda toparladım. Şuan tam anlamıyla depresyona giren liseli kızlar gibi davranıyordum.

''Sözleri o kadar eziciydi ki Kylie. Sanki boğuluyordum ve o sadece izliyormuş gibiydi. Çok korkunçtu.''

'' Bu Zayn haddini iyice aştı.''

Kylie beni dinlemediğini belli edercesine cebinden telefonunu çıkarttığında tırnaklarımı avuç içlerime bastırdım. Belki de haklıydı.

Akıl sağlığımı oynatmıştım.

Ziraa sözlerini bırak,bana vurması bile bende etki yaratmıyordu. Hastalıklı bir derecede onu seviyor,özlüyordum. Şuanda bile,yanımda olmasını o kadar istiyordum ki. Koca meraklısı,otuz yaşına basmış kadınlar gibiydim. Hormonlarım tarafından yönetiliyordum tamamen.

''Onu mu arıyorsun?'' dedim yerime daha fazla sinerken. Bana sinirli bir bakış fırlatıp telefonu kulağında daha da sıklaştırdı.

''Merhaba.'' dedi bir süre sonra. Karşısındaki her kimse o da bir şeyler söylediğinde bu kez yüzünde zoraki bir gülümseme ile ileride duran ve bavulları sakladığım büyük sandığa doğru adımlamaya başladı. '' Evet,Kylie. Nasılsın?''

İçinden büyük bir bavul çıkartıp yanıma doğru adımladığında boş gözlerle onu izliyordum.

''Gelip,Effie'yi alabilir misin? Biraz uzaklaşması gerekiyor.''

Söylediği cümle ile mızmız bir şekilde ayağa kalkmak için yeltendim. Her kim ile konuşuyorsa konuşsun buradan bir adım bile atmazdım. İkizlere yeni kavuşmuştum ve tek güç kaynağım onlardı. Kokuları olmadan geçirdiğim 36 saat sonunda sıyırmış bir şekilde geri dönüştüm. Bir daha bu kadar uzun süre onlardan uzak kalmamayı düşünüyordum.

Baby's Father•zaylenaWhere stories live. Discover now