8

844 55 64
                                    

Bu bölümde cinsellik (smut) var. Rahatsız olmayacaklar okusun.

Kapıyı setçe kapattım. Wade'in başka bir eve geçmesi gerekiyordu. Bu ev bildiğin dökülüyordu. Parası olduğunu biliyordum. Zaten yoksa da çalardı. Ne kadar çalmasını istemesem de bu evde yaşamasına göz yumacak değildim.

Kıyafetlerimden kurtuldum ve aynada kendime baktım. Lavabonun üstünde de bir diş fırçası vardı. Kutusunda duruyordu. Diş fırçasını kaptım. Açık mı diye baktım ama değildi. Yeniydi!
Pete, bu senin için bebeğim ;), yazıyordu. Güldüm. Almıştı ve önemli olan buydu. Kutusundan çıkardım ve Wade'in kullandığı macundan sıktım. Fırçayı ağzıma sokup fırçaladım.
Bununla işim bitti ve suyu açarak banyonun içine girdim.

Su beni rahatlattıyordu, her seferinde. Sıcacık suyu tüm iliklerimde hissetmek beni kendimden alıyordu. Tüm çıplaklığımla, berrak suyun içinde uyukluyordum. Saçlarımı ıslatmadım, böyle kalması daha iyiydi. Ayaklarımı suyun içinde oynattım. Parmaklarımın da hoşuna gitmişti sıcak su. Sudan, su soğuyana kadar ve Wade gelmeden çıkmayacaktım. Sudan çıkmak şuan yapmak istediğim son şeydi.

Su ıslanmamış sırtıma çarpınca irkildim. Yana doğru dönmüş uyuyordum. Su ılıklaşmıştı ve pompa açılmış, musluktan sıcak su dökülüyordu. Bu sefer yüzüme doğru bir su darbesi aldım ve Wade'e baktım. Başka kim olabilirdi ki? Tabi ki Wade'di.

"Ne yapıyorsun burada Wade?" Wade şaşırmış suratını takındı. Çok sakin sormuştum, bu doğama aykırıydı. Ancak su beni rahatlatmıştı. Wade mırıldandı ve tişörtünü çıkardı. O kemerini çıkartırken onu süzdüm. Belirgin kasları ona hava katmıştı. Süzdüğümü fark edince kafamı dizlerimin arasına gömdüm. Neden soyunuyordu? Neden ona bir şey demiyordum. Boxerini çıkarmamıştı. Siyah ve kalça kısmında 'kiss the ass' yazıyordu. Ne kafiye ama! Suya girdi ve ayaklarını bana doğru uzattı. Bense özel yerimi kapatmaya çalışıyordum.

"Wade burada banyo yapıyordum ben. Gider misin?"

Kaşlarını kaldırdı ve bana yaklaştı. "Gerçekten gitmemi istiyor musun?" Çok yakın olmasak da yakındık ve şuan bulunduğumuz pozisyondan şişkin karın kasları daha güzel gözüküyordu. Onlara dokunmak isteğimi gerçekleştirdim. Aslında isteyerek olmamıştı. Ellerim karın kaslarında gezindi. On saniye kadar dokundum ve elimi geri çektim. Bu yaptığım yanlıştı ancak kendime hakim olamamıştım. Uzanıp beni öptü. Geri çekilmesini istemiyordum. Ne kadar yaptığım yanlış olsa da kuralları çiğnemek istiyordum. Yumuşak dudaklarını hissetmek istiyordum. Benden beklediği her şeyi ona bahşetmek istiyordum. Ona uzandım ancak öpmedim. İstediğini biliyordum, yıllarca beklemişti. Kafasını yan yatırıp tekrar birleştirdi dudaklarımızı. Bana birkaç öpücük daha bahşettikten sonra mırıldandı. "Kendinde değilsin, bunu istemiyorsun aslında."

Gerçekten, istiyordum. "W-wade. Bana öpücüklerini bahşet." Wade gözlerini dudaklarımdan çekip gözlerime kenetledi.

"Dalga falan mı geçiyorsun yine?" Kafamı iki yana salladım. Hayatımdaki tek kişi oydu. Elini yanağıma koyup beni kendine çekti. Öpüşmemiz git gide derinleşti. Onun kucağına oturdum ve ellerimi ensesinde birleştirdi. Beni kendiyle daha çok birleştirdi ve pişman olduğundan eminim -ki artık erkekliğim Wade'in karnına değiyordu.- Beni öpmeyi bıraktı ve gözlerime baktı.

"Acayip kalktım şuan. Seni rahatsız ediyor mu?" Aslında erkekliğinin kalkması, benimkinin de kalmasını sağlıyordu ve erkekliğimin Wade'in karın kaslarına değmesi beni rahatsız ediyordu. Ancak bir şey söylemek yerine kalçamı ileri geri oynattım ve bu onun inlemesine neden oldu. Bu yaptığım şey beni pişman etti çünkü küçük Wade'i -küçük olmadığını biliyordum- içimde gibi hissediyordum.

O kadar sertleşmişti ki birden üzerindeki boxeri yırtılacak ve o da kendini kaybetip beni düzecekmiş gibi hissediyordum. Ama öyle bir şeyin mümkün olmadığını biliyordum.

"Sen beni öldüreceksin biliyorsun değil mi?" Boxerinden kurtulmak istiyordu. Beni inletmek istiyordu. Bunları duyar gibiydim çünkü kalçamın altında şekilli bir taş vardı.

Cevap vermedim. "Seni istiyorum. Gelmemi istiyor musun?"

"Bil- bilmiyorum Wade." Wade kafasını geriye attı ve yutkundu. Çıkan ademelmasını ısırmak istedim ama yapmadım. Biliyordum, bu onun başlama hamlesi olurdu.

"Seni yıllarca bekledim. Hayal ettim, tamamen benim olmanı. Kendini bana adamanı hayal ettim. Senin sevgilin olmayı hayal ettim. Özgürce elini tutmayı, özgürce dudaklarını ısırmayı hayal ettim. Adımı inlemeni, ve beni sayıklamanı hayal ettim. Ve daha demin beni hayallerimin gerçekleşeceğine inandırdın, şimdi ise bilmiyorum diyorsun. Seni anlamıyorum, neden beni sevmi-" İşaret parmağımı dudaklarının üstüne koydum. Dudaklarımızı yaklaştırdım. İstediğim yakınlıkta olduğumuzda dudaklarımızın arasında sadece işaret parmağım vardı. Yavaşça parmağımı çektim ve çeker çekmez dudaklarımızı birleştirip ayağa kalktım. Elinden tutup onu da kaldırdım. Küvetten çıktık. Çırılçıplak olmamı umursamadım. O da umursamadı. Islaktık ve üşümeye başlamıştık. Odasının kapısını açtım ve o içeri girince kapıyı vurarak kapattım. İstediğim zaman seksi olabilirdim. Kitap okuyan birisiydim. Bu işleri daha önce yapmamış olabilirdim, ancak okumuştum. Elini bıraktım ve ona emrettim. "Çıkar şu kumaş parçasını!" Şaşkındı. ancak bir şey demeden kurtuldu. Erkekliğine baktım. Birazdan içime girmesi çok acıtacaktı. Onun üstündeki yerimi aldım. Aslında alamadım çünkü biraz genişlemem gerekiyordu ve Wade'in de şuan vermediği yardımı lazımdı.

"Wade istemiyor musun?" Wade büyülenmiş gibiydi. Ağzını açtı ve kapadı. Biraz zamanla tekrar açtı ve konuştu.

"Öyle bir istiyorum ki." Bana ne olmuştu bilmiyordum ama Wade izin verecektim. İzin verecektim ve bundan zevk alacaktım.

"Öyleyse inlet beni. İzin veriyorum." Wade ayağa kalktı. Artık komuta ondaydı.

"Arkanı dön." Arkamı döndüm. Ayağıyla yerdeki oyuncakları falan temizledi ve sırtımdan bastırarak beni iztediği hale getirdi. Bacaklarımı araladım ancak korkuyordum. Acıtacaktı. "Kendini kasma Pete. Acımayacak." Ona pek inanmıyordum, ancak kendimi kasmayı bıraktım. İçimde parmak hissettim ve bir diğerini ve bir diğerini. Bir tane daha ve bir tane daha. Fazladan bir-iki tane daha sokmuştu. Sanırım gerçekten genişlemem gerekiyordu. Hiç değilse direk girmek istememişti -ki öyle isteseydi canım fena acırdı.-

"Gelebilir miyim?" Diye kibarca konuştu. İş işten geçmişti. Bacaklarımın titremesini kesmem gerekiyordu. Derin bir nefes aldım. "Seni seviyorum, Pete," deyişiyle "Gel," dedim. Yavaş yavaş iliklerime kadar onu hissettim. Bir yere tutunmam gerekiyordu. Bunu söylemeden Wade anladı, daralmamam için içimden çıkmadı ve yatağın direğinin oraya götürdü. Sıkıca oraya tutundum. Wade hazır mısın gibi birkaç soru sordu ve ben sakin olmaya çalışarak hepsine onay verdim. Bu sefer Wade hayallerinin gerçek olmasıyla birlikte derin nefes aldı. Birinci rounda başladı...

...güneşi hisettim çıplak tenimde. Beni kendime getiren Wade'in ıslak öpüşleriydi oysaki. Ona karşılık verdim. Gülümsedi, gülümsedim. Bir şeyler söyledi, dinlemedim. Önemli değildi bence. Şuan hiçbir şey onun gülüşünden önemli değildi...

Umarım beğenmişsinizdir.
All my love...

Because We Can/SpideypoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin