●elli●

1.7K 126 2
                                    

Yoongi büyük binaya doğru ilerledi, daha sonra durdu ve duvara yaslandı; özel bir insan için bekliyordu. Biraz erken gelmişti ve yaklaşık 15 dakika kadar beklemesi gerekiyordu.

Sonunda Jimin'in dersi bitmişti ve siyah saçlı çocuk arkadaşları Taehyung ve Jungkook ile okuldan dışarı çıkıyorlardı. Binadan ayrılırken, matematik öğretmenlerinin ne kadar aptal olduğu hakkında konuşuyorlardı.

Etrafta çok fazla öğrenci vardı, bu yüzden biraz bekleyip ondan sonra okuldan ayrılmaya karar vermişlerdi.

"Sanırım şimdi gidebiliriz~" dedi Jungkook, bu yüzden yürümeye devam etmişlerdi, Jimin olduğu yerde donup kalana kadar. Gözlerinin ne gördüğüne, daha doğrusu kimi gördüğüne inanamıyordu.

"Hyung..??" Jimin bir aptal gibi sırıtmadan önce çığlık atmıştı. Yoongi'nin dikkatini çekmişti. Aynı anda Jimin hyunguna doğru koşmaya başlamıştı ve ikisinin de yere düşmesine neden olabilecek bir şekilde kollarına atlamıştı. Jimin daha önce birisini gördüğüne hiç bu kadar sevinmemişti, bu şekilde Yoongi'nin onu ziyaret edebileceğini hiç düşünmemişti. Özellikle de okulunun önünde onun için beklerken görmeyi hiç beklemiyordu.

"Burada ne arıyorsun?" diye sordu Jimin hala büyüğü ona sarılırken, aslında onu hiç bırakmak istemiyorken. "PE hocam hastaydı yani ben de seni ziyaret etmem gerektğini düşünmüştüm~ Beni gördüğüne sevinmedin mi?" Yoongi küçük olana şakacı bir şekilde gülümsediğinde Jimin anında kafasını sallamıştı. "Tabiki de sevindim!"

Sarılmayı bıraktıklarında Taehyung ve Jungkook yanlarına ulaşmıştı, sonra Jimin de Yoongi'yi arkadaşları ile tanıştırmıştı.

"Bu Kim Taehyung veee bu da Jeon Jungkook."

"Merhaba ben de Yoongi, tanıştığımıza memnun oldum."

Birbirleriyle selamlaştılar ve Yoongi'ye etrafı gezdirmeye karar verdiler. Her zamanki gibi biraz zor başlamıştı ama Jimin komik bir şeyler yaparak ya da komik hikayeler anlatarak ortamın modunu yüksek tutmaya çalışıyordu.

Yarım saat yürüdükten sonra, Taehyung ve Jungkook yanlarından ayrılıp diğer ikisini yalnız bırakmaya karar vermişlerdi.

"Ne yapmak istersin?" Jimin ne cevap vereceğini bilemeyen Yoongi'ye sormuştu. "Aç mısın?" diye sordu büyük olan. "Bilmem." Jimin er ya da geç arkadaşlarının onları yalnız bıraktığında biraz gergin hissetmişti. Neden olduğunu bilmiyordu. İlk defa yalnız kalmıyorlardı, sonuçta bu üçüncüsüydü.. ama bu sefer farklıydı, bir şekilde farklıydı.

"Haydi bir şeyler yemeye gidelim. Sushi sever misin?" Jimin onaylamıştı, bu yüzden ikisi de Jimin yemek ve genellikle sevdiği şeyler hakkında konuşurken çok da uzakta olmayan sushi restoranına gitmişlerdi.

Yemekten sonra "Haydi sinemaya gidelim!" diye önerdi Jimin, ikisi de bu fikirden hoşlanmıştı.

"Ben ödeyeceğim." Yoongi bir anda Jimin'in ona değişik bir ifade sunmasına sebep olacak şekilde söylemişti. "Uhm, hayır?"

"Kapa çeneni, ben ödüyorum."

-

"Ve bu da benim odaaaam!" Film bittikten sonra, çocuklar Jiminlere gitmeye karar vermişlerdi ve şimdi ise genç olanın küçük oma tatlı apartmanındalardı. Annesi evde olmadığından dolayı yalnızlardı.

"Ve bu da Sugaaaa!" Yoongi genç olan söylemeden önce Jimin'in yatağındaki beyaz battaniyelerinin üzerinde uzanmakta olan kediyi görmemişti bile.

"Oh." Uyurken sevdiği anda memnun bir şekilde mırlayan kedinin yanına oturmuştu. "O çok tatlı~"

"İkiniz birbirinize çok benziyorsunuz." Jimin hyungunun yanına oturmadan önce şakacı bir şekilde söylenmişti. Ama Yoongi'nin gözleri kalbini çalmış olan kedinin üzerindeydi.

"Şimdiden Suga'ya aşık oldum."

"Hmm aynen." dedi Jimin, hyunguna bakarken.

#sadlife [yoonmin ]▶[Türkçe Çeviri]◀Where stories live. Discover now