●altmış dokuz●

1.3K 95 27
                                    

"Ne istersin bebeğim?"

"B-bunu."

"Emin misin?"

"Evet.."

"Bunun iyi sonuçlanacağından emin değilim."

"Lütfen hyung, sadece yap şunu.." (Ç/N: Diss to Shia LaBeouf - Just Do It)

"Peki, nasıl istersen öyle olsun bebeğim." dedi Yoongi, yumurtalara ve diğer şeyleri fırından çıkarıp ocağın yanına, tezgaha bırakırken.

"Salonda oturabilir ve biraz dinlenebilirsin." diye önerdi büyük olan dün geceyi düşünerek. Kalkalı daha yarım saat olmuştu ve Jimin biraz acı içinde görünüyordu. Küçük olan ona söylemek istemişti ama ayağa kalktığı zaman Yoongi onun yürüyüş şeklini görmüş ve suçlu hissetmişti. Bu yüzden sevgilisine güzel bir kahvaltı hazırlamak, onunla geçirebildiği kadar fazla zaman geçirmek ve ona acısını unutturmak istiyordu. Evde yalnızlardı çünkü Yerim mesaj atarak arkadaşının evinde kalacağını söylemişti.

Yoongi'nin Jimin'in istediği kahvaltıyı hazırlamakla ilgili sorunları vardı çünkü bunu ilk yapışıydı. Ama yine de yapabileceğinin, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu.

Bir melodi tutturup ıslık çalarken, bir anda zil çalmıştı ve Yoongi işini iki saniyeliğine durdurmuştu.

"Jiminie! Kapıyı aç lütfen!" Yoongi yemeği bırakıp gitmek istemediği için mutfaktan seslenmişti.

"Sadece boxerlayım!" diye cevapladı küçük olan. Ama bu doğruydu - sadece boxer ve büyük, bol gri bir tişört giyiyordu.

"Sadece postacıdır!!"

Jimin acıyan poposunu unutarak koltuktan atladı ve hafifçe çığrındı. Zil yeniden çalmıştı, bu ise sadece küçük olanın ön kapıya doğru koşarken sessizce küfretmesine neden olmuştu.

Kapı açıldığında, Jimin karşısında uzun boylu bir çocuk görmüştü, ondan birazcık büyük gibi görünüyordu. Elinde bir çiçek buketi tuutuyordu ve genç olana onun postacı olamayacağı izlenimini veriyordu.

"Uhm, merhaba?" dedi Jimin kararsız bir şekilde, diğerinin surat ifadesi aniden üzüntğden şaşkınlığa yerini bırakmıştı.

"Eh, şey, Yoongi evde mi?" Uzun boylu çocuk geveleyerek konuşmuş ve karşısında duran kendisinden kısa ama yarı çıplak olan çocuğa bakarken.

"Hyuuuung! Senin için gelmişler!"

Yoongi iç çekti ve ve yemeğin yanmaması için ocağın altını söndürdü.

"Kim gelmiş bebeğim?" diye sordu Yoongi. Koridorda ilerlemiş ve gelip Jimin'in yanında durmuştu. Karşılarında elinde çiçeklerle kimin dikildiğini gördüğü zaman, sadece kapıyı çarpıp kapatmak istemişti.

"Ne istiyorsun Namjoon?" Yoongi iğrenmiş bir surat ifadesi takınmıştı, gözlerini devirirken kollarını göğsünde kavuşturmuştu. Namjoon'un yüzündeki ifade Yoongi'ye eski erkek arkadaşının ne kadar hayal kırıklığına uğradığını ve bir o kadar da üzgün olduğunu gösteriyordu ama aslına bakmak gerekirse gerçekten de umurunda bile değildi. Uzun boylu olanın ise dili tutulmuştu, ağzını açmıştı ama dudaklarından hiçbir kelime dökülmüyordu.

"S-sen okula gelmemiştin, bu yüzden ben de hasta ya da o tür bir şeyin olduğunu düşünmüştüm.. Sana birkaç çiçek almıştım umarım beğen--"Yoongi diğerinin anlam ifade etmeyen konuşmasını bölmüştü.

"Ne sikime burada olduğunu sordum??"

"B-ben.. Ben seni geri istiyorum Yoongi."

Jimin yutkunurken kendi tükürüğü yüzünden öksürmeden önce uzun boylu çocuğa şok olmuş bir yüz ifadesiyle bakmıştı.

Namjoon'un söyledikleri hiçbir anlam ifade etmiyordu, Yoongi neredeyse eskisinin saçmaladığı tüm bu boklar yüzünden gülecekti. O Yoongi'yi hiç sevmemişti, sadece kullanmıştı onu. Ve Yoongi ona bir daha asla dönmeyecekti. Jimin ile mutluydu, onu çok seviyordu, hem de daha önceleri Namjoon'u sevdiğinden çok daha fazla bir şekilde.

"Anlamsız konuşmayı bırak ve siktir git." diye tısladı Yoongi. Kapıyı yüzüne çarparak kapatacatı ama Namjoon buna engel olmuştu.

"Lütfen hyung!.. Dinle beni." Üzgün bir şekilde konuşuyordu. "Seni gerçekten de seviyorum, yaptığım her şey için özür dilerim. Lütfen bana ikinci bir şans ver! Değiştim! Her şey şimdi çok farklı!"

"Evet, haklısın. Her şey şimdi farklı. Sonunda mutluyum yani siktir git! Beni aldattın ve benden ayrıldın."  dedi pembe saçlı çocuk kızgın bir  şekilde. "Git, evine git ve işe yarar bir şey yapmış ol." Bunu söyledikten sonra kapıyı çarptı ve iç çekti.

"Hyung.." Jimin sessizliği bölen kişi olmuş ve elini Yoongi'nin omzuna koymuştu, endişeli bir ifadeyle erkek arkadaşına bakıyordu.

"Sorun yok. Umarım bundan sonra beni rahat bırakır."

"Seninle gurur duyuyorum hyung!" Jimin onun moralini yükseltmek için bunları söylüyordu, bu sırada kollarını Yoongi'nin omzuna dolamıştı. Büyük olan ise ciddi bir yüz ifadesi takınmadan önce kendi kendine sırıtmıştı.

"Kahvaltı bekliyor, acele et!" Jimin gülmüş ve önden yürümeye başlamıştı ama aniden bir şaplak yemişti.

"Kahretsin, hyung sen az önce gerçekten de kalçamı mı şaplakladın?" Küçük olan şok olmuş bir şekilde sorarken, Yoongi kahkahasını bastırmaya çalışmış ve şaşkın erkek arkadaşının yanından geçip giderken konuşmuştu.

"Boxerın içinde oldukça mükemmel görünüyorlardı. Bunu yapmak için fazlasıyla uzun zamandır bekliyordum."

#sadlife [yoonmin ]▶[Türkçe Çeviri]◀Where stories live. Discover now