9.Bölüm

12.9K 811 117
                                    


Gel seninle bir kez daha ağlayalım.Yaşanmışlara,yaşanmamışlara ve birde hiç yaşanmayacaklara.
-Oğuz Atay





Narin,mutfakta otururken mavi incileri yemek yapan Melahat Annesinde idi.Yaşlı kadın hararetle altın saçlısına bir şeyler anlatırken,genç kızın son üç gündür olduğu gibi yine durgun olan yüzü gözünden kaçmamıştı.Mavi gözlerinde ki ışık sönmüşken birden bire alevleniyor daha sonra tekrardan durgunlaşıyordu.Sebebini merak etsede kendini frenliyordu yaşlı kadın.

"Narin? Yavrum?"

"Hııı?"



Genç kız,üç gün önceki akşamı değerlendirirken yine daldığını anladığında kızarmadan edemedi.Melehat Annesi'ne de mahcup olmanın verdiği utanç vardı birde.Yaşlı kadın kendisinin kafasının dağılmasına yardım etmeye çalışırken düşünceleri tekrardan Devran Aşiyanoğlu ile dolması ise tam bir fiyaskoydu.Sanki yüzüne bakan biri çığlık çığlığa Devran'ın kendisini öptüğünü söyleyecekmiş gibi hissetmesi ise yüzünün kızarmasını daha da artırıyordu.


"Çocuğum daldın yine."

"Farkında değilim anne.Özür dilerim.Ne demiştin?"

"Marulu doğramaya başla demiştim.Ekrem Bey'ler neredeyse gelecek yavrum."




Narin olumlu anlamda başını sallarken salatayıda doğramaya başlamıştı.İnce ince marulları doğrarken,aklı tamamen Devran'daydı.Onu üç gün boyunca görmemiş olan genç kız,içinde kabaran özlem duygusuna mani olamıyordu.Onu on bir sene uzaktan severken ve şimdi de bu kadar yakınında iken uzak durması Narin'i kahrediyordu.Ama aklına gelen zorba herifle de birden sinirlendi Narin.Sanki tüm hıncını maruldan almak ister gibi onları tüm gücüyle doğruyordu.



Zihninde üç gün öncesi akşam canlanırken,Devran kendisine hiçbir şey demeden çıkıp gitmişti.Ama genç adamın kahve hareleri öyle bir bakıyordu ki Narin o konunun kapanmadığını o dakikada anlamıştı.


Devran Aşiyanoğlu,burnuna kadar girmiş gözlerini kendi mavi incilerinden de bir dakika ayırmamıştı.Kendi ufacık bedeni o iri bedenin yanında iyice küçülürken onun geniş bedeniyle kendini güvende hissetmesi aptal duygularının bir sonucuydu.




Ve sonrada çekip gitmişti.Terasına çıkıp genç adamın lüks spor arabasına binmesini ve asfaltı ağlatacak bir şekilde gaza basmasıyla uzaklaşmasını izlemişti.

Narin marulu ince ince doğradıktan sonra yağlayıp tuzladı.Sofranın salona kurulmasına da yardım ettikten sonra odasına çıkan genç kız kısa bir duşun ardından hazırlanmaya başladı.Turuncu dizlerinin üzerinde biten ve omuzlarında nakış işlemeleri olan elbisesini giydi genç kız.Altın sarısı saçlarını ise düz bir örgü yaptı ve yanlardan iki tutamını dışarı çıkardı.Eli kendi yaptığı portakal çiçeği kokulu parfümüne giderken aklından Devran'la konuştuğu konuşma geçti.O gün ne kadar da mutlu olmuştu.Yüzünde ufak bir tebessüm peyda olurken,parfümden birkaç kere üzerine ve bileklerine sıktı.


Tüm hazırlıklarını yaptıktan sonra,salona geçti genç kız.Ekrem Bey ve Handan Hanım'da daha yeni gelmiş ailesiyle tokalaşıyordu.Hemen o kervana katılan genç kız yüzünde içten bir gülümsemeyle Handan Hanım ve Ekrem Bey'le selamlaştı.Handan Hanım'ım kendisine olan sıcacık bakışları genç kızın içini ısıtmaya yetiyordu.

Narin'in gözünden Devran Aşiyanoğlu'nun gelmemesi gözünden kaçmamıştı.Genç adamı üç gündür görmemesi içinde kocaman bir boşluk yaratırken onu ne kadar özlediğini bir kez daha kavradı genç kız.O kahverengi hareler görme nedeniydi Narin'in.Baktığı yerler kendisinin de gördüğü yerlerdi.Aldığı nefes,genç kızın ciğerlerini dolduran cennet bahçesinde ki çiçeklerin kokusuydu.Onun varlığı şükür sebebiydi.Onun kendisi ise cayır cayır yanacağının resmiydi.


Beyaz Kelebek(Beklemede)Where stories live. Discover now