01. Still an Innocent

8.3K 343 18
                                    

"O o kadar da kötü değil!" Anneme bağırdım. 

"Çakı taşıyor Annie! Nasıl o kadar kötü olmaz!" Alay ederek bana geri bağırdı.

Dudaklarımı büktüm. "Onunla kimseyi incitmedi. O gerçekten önemsiyor. Bir sineği bile incitmez. Bir kez onun sert kabuğunu geçersen, onun tatlı, sevecen, önem veren biri olduğunu görürsün anne."

Gözlerini devirdi. "Lütfen."

Somurttum ve kollarımı göğsümde çaprazladım. "Çoğu insan bıçak taşır." diyerek karşı çıktım.

Sürekli çıktığım çocukları yargılamasından bıkmıştım. Onlarla alsa mutlu olmaz ve her zaman onlarda bir şeyi yanlış bulurdu. Kıyafetinden ya da yürüyüşünden, her zaman şikayet ederdi.

Ve açıkçası, bundan bıkmıştım.

"Oh, tamam. Bu herşeyi daha iyi yaptı!" diye bağırarak kollarını yukarı kaldırdı. Ellerini birleştirdi. "Tanrıya şükür! Bende sadece tek o var diye endişelenmiştim!"

Ona sertçe baktım. "Biliyor musun? Bu konuşma ile işim bitti. Gidiyorum. Senden uzaklaşmam gerek. Sokağa çıkma yasağımdan önce gelirim."

Ceketimi ve araba anahtarlarımı aldım. Kanımın kaynadığını hissedebiliyordum. Ona çok kızgındım, ağlayacak gibi hissediyordum. 

Kapıdan fırtına gibi çıkarken sesli iç çekişini duydum.

Arabama bindim ve kapıyı çarptım. Araba sallandı ve ceketimi yolcu koltuğuna attım. Başımı direksiyona dayadım ve titrek bir nefes bıraktım.

Nefes al, AJ, sadece nefes al.

Bir kaç derin nefes aldım ve sonra arabayı çalıştırdım.

Tam olarak nereye gideceğimi biliyordum.

Doğruca apartmanının olduğu siteye sürdüm. Şehrin yanlış tarafındaydı ama ben orada çok kez bulundum, bunun hakkında düşünmüyorum bile. 

Eski yıkık binanın önüne park ettim. Dışarıdan çok kötü görünüyordu. İçinden o kadar da kötü değildi. Araçlar ayarlıydı. Kliması vardı ve kışın sıcaktı. Sıcak ve soğuk su akardı. Her şey temizdi. Etrafta hiç böcek ya da fare yoktu. Gayet iyiydi. Makul bir kirası bile vardı.

İç çektim, ceketimi alıp arabadan çıktım. Kapıyı kilitleyip, içeriye yol aldım.

Resepsiyonda ki adamla karşılaştım. Bana gülümsedi. Geçmişte beni bir çok kez görmüştü.

"Zayn biraz önce girdi, çok fazla olmadı." diye söyledi.

Başımı salladım ve gülümsedim, sessizce teşekkür ettim. "Yukarı çıkmak için asansörü kullanırım." Hoşçakal deyip, yürümeden önce karşılık verdim.

Gideceğim katın düğmesine bastım ve bekledim.

Bir nedenden dolayı heyecanlıydım. Eh, çok değil ama bir bakıma. Sadece onu görmek için bekleyemeyeceğim. Bir haftadır onunla görüşemedim.

Bugün cumartesi. Sadece haftasonları gidebilirim çünkü annem bana karşı katı.

Bunun için abimi suçluyorum. Annemin söylediği hiçbir şeyi asla dinlemez ama bana yapmam gerektiğini söyler.

Her zaman başını belaya sokar, annem onu kontrol etmeye çalışır ama yapamazsınız. Ne kadar denersen dene, onu evcilleştirmenin bir yolu yok.

Sadece annem, ben ve abim vardık. Babam ben küçükken bizi terk etmiş. Onu hatırlamıyorum bile, sadece annemin bana onun hakkında anlattığı şeyler var. Bu yüzden, asla gerçek bir babaya sahip olmadım, abim, Andy, bize baktı. Evde ki tek erkek o.

Mama, I'm in Love with a Criminal (TÜRKÇE)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora