(JUSTIN'İN GÖZÜNDEN)
Ruby'nin uyuduğuna emin olduktan sonra dikkatlice kollarımı çekip ondan uzaklaştım.Başını yumuşak yastığa bırakıp alnına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra yataktan çıkıp örtüyü üzerine örttüm.Yavaş adımlarla odadan çıkıp kapıyı sessizce kapattıktan sonra boş koridoru geçip aşağı kata indim.Ruby'nin dinlenmesi gerekiyordu ama benim kafam düşüncelerden dolayı patlayacak gibiydi.Salonda sadece Gabriel vardı ama o da koltukta uyuyakalmıştı.Geniş cam masanın üzerinde duran bilgisayarı açıp,kendime kahve almak için mutfağa gittim.Kahve makinasının içindeki taze kahvenin kokusu mutfağı sarmıştı.Dolaptan bir fincan aldıktan sonra içine kahve doldurup salona geri döndüm.Bilgisayarın başına oturup kahveden bir yudum aldım.Ardından bomba işini planlayanları bulmak için bilgisayarı karıştırmaya başladım.Şehirdeki tüm bombacıların isimleri ve numaraları belge halinde duruyordu.Gerekli olduğu zaman bizde onlardan yardım alıp işimizi hallediyorduk.Listede 6 kişi vardı.İsimler arasında gözlerimi gezdirdim.Tek isimde gözlerim takıldı ve merak duygusu beni ele geçirdi.
- Kyle Kingson
- Sam Patrick
- Victor Thompson
- Adrian Walker
- RUBY WARNER
- Klaus Morgan
Ruby'nin ismini listede görünce şaşırdım.Bu konuda nereden bilgi sahibi olduğunu bilmiyordum ama daha önceden bu ayrıntıyı hatırlamamış olmamada şaşırmıştım.Onunla bu konuyu daha sonra konuşacağımız kesinleşmişti ama bir diğer dikkat çekici şey Sam'in soyadıydı.Nathan'ın da soyadının aynı olduğunu biliyordum.Sam ile aralarında bir akrabalık olabilir miydi?
Bombacıyı büyük ihtimalle bulmuştum ama gecenin yarısında salonda yankılanan saatin akrep ve yelkovanının sesi sinir bozucuydu.Kahvemden bir yudum daha alırken sesle birlikte irkildim.
'Dostum?' Gabriel uykulu gözlerle bana bakıyordu.Buruşmuş yastıktan başını kaldırmış yeşil gözlerini bana odaklamıştı.Saçları karışmıştı ve son derece sersem görünüyordu.
'Bombacıyı buldum.' Olayın ciddiyetiyle üzerindeki uyuşukluk gitmişti.Saçlarını karıştırıp yanıma doğru gelirken kahveden bir yudum daha aldım.Elinin birini sandalyenin sırt kısmına koyarken diğeriyle masadan destek aldı ve ekrana doğru eğildi.Ona baktığımda gözlerinin yavaşça genişlediğini gördüm.
'Ruby?' Gözlerimi devirip tekrar ekrana döndüm.Bu kadar saçma bir düşünceye kapılmış olması komikti.
'Hayır dostum.Tabi ki Ruby değil.' Parmağımla ekrandaki ismi işaret ettim.
'Sam...Sam Patrick.' Kollarını çekip bir kaç adım geri gitti.Kaşlarını çatıp devam etti.
'Nasıl bu kadar eminsin?' Gabriel'in dikkatsizlik yaptığını farketmiştim ama hepimiz dikkatsizdik.Bu listeyi daha öncedende kullanmıştık ama hiçbirimiz Ruby'i hatırlamıyorduk.
'Patrick, Nathan'ın da soyadı.O sikik herifi öldürmenizi söylemiştim.' Sandalyeyi geri itip kalktım ve Gabriel'in üzerine doğru yürüdüm.
'Justin saçmalamayı kes.Hiçbirimiz böyle birşeyin olmasını istemedik.' Yıllardır bu işte olmamıza rağmen hala anlamadıkları şeyler vardı ve bu bir oyun değildi.Eğer insanları öldürüyorsanız daima ölüme yakınsınızdır.Bu nedenle istekler veya arzular geri planda kalır.
'İstememiş olmanız hiçbirşeyi değiştirmiyor.O lanet piç kurusu kızımı öldürmeye çalıştı.Onu benden aldı ve eziyet etti.' Kolları iki yanında duruyordu ve kasları gergindi.Herhangi bir hamlemde beni tutmak için tetikte bekliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/7956836-288-k741662.jpg)
BẠN ĐANG ĐỌC
Crime
Fanfiction'Neden yaptın? Neden canımı yaktın? Neden şimdi peşimden geldin?' Göğsüne vurarak konuşmaya devam ediyordum. 'Neden benimle ilgileniyorsun?' Justin bağırdı. 'Çünkü seni seviyorum.Anladın mı? Kendime engel olamıyorum ve yanında...