1|

41.4K 763 79
                                    



Gözlerimi şiddetli bir baş ağrısıyla açtığımda kendimi küçük evimin kanepesinde buldum.

Nasıl geldiğimin, dün gece ne yaptığımı en ufak bir şekilde zonklayan beynim yüzünden düşünemiyordum bile, -kaldı ki her ne halt ettiysem bu umrumda bile olmazdı- gerçekten de bu en berbat içişimdi sanırım.

Sarsakça ayağı kalkıp salonumun içerisinde olan mutfağıma doğru ilerledim, bir kaç parça yerde giysilerimi bir kenara atıp buzdolabını kurcaladım ama bomboştu. ''Ne zaman dolu olabilir ki?'' diye düşündüm ve kapağı kapatıp çekmecelerde ağrı kesici ilaç aramaya başladım, sıkıntıyla çekmeceyi sertçe kapattım ve derin bir nefes verdim. Leş gibi kokuyordum ve umarım annem su faturasını ödemiştir, yoksa bitlenecektim resmen.

Sıkıntıyla gidip duşluğun musluğunu açtığımda gelen ılık su ile rahatladım, kıyafetlerimi hemen üzerimden atıp hayatımda yapmış olduğum en hızlı duşumu alarak havluya sarınıp çıktım.

Saate bakmayı akıl ederek odamda ki duvar saatine baktığımda neredeyse akşam üzeri olacaktı ve ben bu saate kadar uyumuştum! Ciddi anlamda fena dağıttığım gerçeğinden kaçamazdım.

Bir süreliğine gidip hurda bilgisayarımdan, güçlükle bağlanabildiğim internetten mail'lerimi kontrol ettiğimde annemin bir süreliğine beni idare edecek kadar hesabıma para yatırdığını ve şuanda meşhur sevgili -benimle yaşıt- Edison ile Iskoçya'ya doğru gittiklerini anlatan mesajı görünce bilgisayarı kapattım.

Görünen o ki, ortalıkta cep telefonuma ve çantama dair en ufak bir iz olmadığından, dün her neredeydiysem orada bıraktığımı anladığım için, hızla akşam ki her zaman ki bar hazırlığına başladım. Kot şort, siyah sporcu atletim ve deri bilek bot/deri mont uyumunuda sağladıktan sonra, çanta alma gereği duymadan makyajıma ve saçlarıma yöneldim. Saçlarımı bu sefer düz ve serbest bırakarak, biraz abarttığım siyah makyajımıda tamamlayınca evden ayrıldığımda saat 8'e geliyordu.

Grup arkadaşlarımla sıklıkla gittiğimiz Raflue barın girişine doğru ilerlerken Lilia'nın yanıma yaklaştığını görünce kollarımı açıp ona doğru ilerledim ve sıkıca sarıldım,

Lilia, geri çekilmeden evvel dudaklarını kulağıma yaklaştırdı, ''Dün gece harika bir kızla 2 saat boyunca seks yaptım!'' dedi ve geri çekildi, onun bu haline gülümseyip koluna girdim ve birlikte bara girdik.

Bu bara rahatlıkla giriyorduk çünkü, barın sahibi olan Sheldon ile daha önceden bir kaç kaçamak yapmıştım.. Bilirsiniz, oral seks gibi.

İçerisi henüz çok fazla kalabalık değildi ama loca da oturan grup arkadaşlarımızın yanına ilerlemeye başladık.

~

Saat 12'yi geçiyordu ki, dün gece beni bu ucube yerde bırakıp gittiğini söyleyen Martin ile Bradford'un en pislik yerinde motoruyla iner inmez göğsünden sertçe ittirdim onu, "Hangi sikik beyninle beni burada bir başıma bırakırsın geri zekalı!" diye küfür ettim, ellerini ceplerine sokup geri adımlar attı, "Sakin ol bebeğim, yalnız olmak istediğini söyledin ve bende sarhoştum." diye kendini savununca suratımı buruşturdum, "Şimdi toz ol!" dedim ve tünele doğru ilerlemeye başladım, "Saçmalama Rose, seni bu-" "Siktir olup gider misin seni ahmak!" diye kükrediğimde hızla motoruna atlayıp uzaklaştı. Dün bir şekilde bu bok çukurundan o kafayla bile kurtulduğuma göre şuan ki normal aklımla buradan geri dönebilirdim. Ah bir dakika ne için gelmiştim?

Kolyem. Evet, büyük annemden bana kalma -daha doğrusu annemin satmasına engel olabildiğim tek aile yadigârı- islemeli özel kolyemi kaybetmiştim.

Onu eğer barda düşürdüysem çoktan o kolyeyi satmış parasını yiyorlardır ama bir ihtimal dün gece geldiğim bu bataklıkta da düşürmüş olabilirdim. -umarım burada düşürmüs olayım ve hemen bulayım- Dün barda bıraktığım cep telefonu ve kredi kartıma, bir miktarda nakit paramı cebime yerleştirerek çıkıp buraya gelmiştim. Bu ıssız yere dikkatlice bakmaya çalıştığımda tünelin ileride ki başka çıkışının aydınlığından başka bir şey yoktu, bir süre etrafa bakındıktan sonra tünelin daha derinlerine ilerledikçe üst çatlak borulardan damlayan su tanecikleri ve benim topuk seslerim dışında hiçbir şey yoktu, cep telefonumun led'ini açtım ve yavaş yavaş ilerleyerek yere bakınmaya çalıştım.

Unconcerned | +18Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang