Bölüm 4~

2.3K 162 2
                                    

'Teşekkürler, bana kızmadın değil mi?' Minah çizmeli kediyi andıran o asla hayır diyemeyeceğiniz gözlerini konuşturuyordu yine, Sehun kendini tutamayarak güldü.'Merak etme küçük hanım, bazen annemin seni benden çok sevdiğini düşünüyorum ama bu beni kırmıyor değil.'Minah omzunu silkti.'Bu kadar mükemel olmak benim suçum değil, o yüzden beni hiç yalnız bırakmamalı ve korumalısın.' Çocuğa sıkıca sarıldı, aslında korkuyordu. Her zaman korkmuştu, Sehun her zaman dikkat çeken biriydi, Minah küçüklüklerinden beri insanların ona hayranlıkla bakmasına şahit olmuştu, aslında o da onlardan biriydi, ama hayal ettiği o çocuk onundu ve hastalığı yüzünden onu kaybedeceğinden çok korkmuştu, iyileşmiş olsa da hala korkuyordu. Onu hayatta tutan biyolojik olarak Jongin'in kalbi olsa da , Minah'ı o güne kadar yaşatan bu çocuktu, onun sevgi dolu kalbiydi. Belki de  onu kaybetmek ölmekten daha çok acıtırdı, bunu kabul edemezdi, asla. 'Haklısın, sanırım daha çok boy göstermeliyim? Yarın okula görkemli bir giriş yapıp -bakın bu kız benim- demeliyim ha?' Sehun'un gülünce kolları arasında sarsılan bedeni onu güldürmüştü. 'Oh Sehun, benimle dalga geçme, sonra pişman olursun.'

Minah dairesinden içeri girdiğinde, koca karanlık karşılamıştı onu.Etrafa bakındıysa da onu göremiyordu, belki de tüm gün evde tek kalmasına izin vermemeliydi.'Jongin-shi'Ses yoktu, nerede olabilirdi ki? Işıkları yaktı ve dolaptan soğuk suyu alıp içtikten sonra, yorgunluğunun biraz osun açıldığını hissediyordu.Üstünü değiştirmeden, Jongin'in uyuduğu-aslında teknik olarak sadece uzandığı diyelim- kanepeye oturdu.Belki tuhaftı ama dün gece tezgaha uzanırken yayılan kokusu koltuğu doldurmuştu.Minah istemsizce uzandı ve onun nerede olduğunu merak ederek uykuya doğru süzüldü.

Jongin, yıldızları izlemeye öyle dalmıştı ki ne gelen sesleri ne de ışığın yandığını fark etmişti.Yavaşça içeri geçip kanepeye uzanacakken, cenin pozisyonunda huzurla uyuyan silületi gördü.Buraya ne zaman gelmişti ki? Üşüyor, huzursuz gibi görünüyordu, Jongin bir süre ne yapması gerektiğini düşündükten sonra onu odasına götürmeye karar verdi.Kızı uyandırmamaya özen göstererek kucakladı ve odasına doğru yol aldı. Kız kollarında huzursuzca kıpırdanıyordu, Jongin onu yavaşça yatağa yatırıp üstünü örttü.Yüzünden damlalar akıyordu, kötü bir rüya görüyor olmalı diye geçirdi içinden, ona sarılıp yanında olduğunu korkmamasını söylemek istediyse de bunu yapamazdı.Kalkıp odadan çıkacakken ses onu durdurmuştu.'Jo-Jongin...'Şaşkınlıkla arkasını döndü kız hala uyuyordu, huzursuzca yatakta kıvranırken onun adını söylüyordu.Jongin çıkmak için bir adım daha attı ama ses devam ediyordu.'Gitme...'Jongin tereddüt ederek gelip onu görecek şekilde yatağın yanına yerde oturdu.Ter damlalarının yanında gözyaşı da akıyordu, ahh ne kadar kötü bir rüya görüyordu ki böyle? Jongin, hiç düşünmeden kızın elini tuttu ve sıkıca sardı, bir yandan da gözyaşlarını siliyordu.'Yapmaa...Yalvarırım...'Jongin onun ne gördüğünü bilmiyordu ama o kadar çaresiz duruyordu ki onu sıkca sarmalamak geldi içinden.'Şiştt.. Tamam ben burdayım, senin yanında. Bir yere gitmeyeceğim Minah..'Jongin kızın yüzüne yapışan saçları iterek ona baktı, ifadesi biraz yumuşamış duruyordu.

Jongin ne zamandır orada oturup onu izlediğini bilmiyordu, sadece kabusun geri dönmesinden korkmuştu.Güneşin doğduğunu ve odanın aydınlandığını fark ettiğinde artık odadan çıkması gerektiğini düşündü.Ellerini yavaşça çekti ve kıza son kez baktıtan sonra yavaşça doğrulurken bir anda kendini yatağa otururken bulmuştu.Minah sıkıca ona sarılıyordu, Jongin ise o kadar şaşırmıştı ki tepki bile veremedi.Gözyaşlarının omzunu ıslattığının farkındaydı ama birşey yapamıyordu. 'Çok korktum Jongin, oradan atlayacaksın diye çok korktum, kendini öldüreceksin diye çok korktum.'Jongin taş kestiğini hissediyordu,o.. o bunu nereden biliyordu?Kızı yavaşça kendinden uzaklaştırdı. 'S-sen nerden bahsediyorsun?'Kızın gözleri kıpkırmızı olmuştu, gece boyu terlediği için saçları dağılmıştı, korku dolu bakıyordu.'Oradan...oradan neden atlamak istedin?Onunla böyle tanıştınız değil mi? Seni kurtardı... Sohyun seni kurtardı.'Jongin'in gözleri dolmuştu, anıları beynin de dolanırken kendini tutamamıştı.Herşeyden önce bu kız bunca şeyi nerden biliyordu?

supernaturel~

İki Evren✔Where stories live. Discover now