BİlGE

69 1 0
                                    

Bilinçaltımız hala sırları ve sınırları çözülememiş bir halde binlerce yıl boyunca tüm insanlığa hizmet etmeye devam ediyor.Biz farkında bile olmadan olasılıkları hesaplıyor,bunu belli değişkenlere bağlayarak en doğru çıkarımları yapmaya çalışıyor,bu çıkarımları yaparken de gidilecek olan tali yolların seçimini bize bırakıyor. Bu insanlık tarihinin var oluşundan gelişimine kadar böyle devam etmeye çalıştı. Öte yandan şöyle bir durum var ki bilinç sisteminin ana temel yapısını oluşturan kısım düşünceler... Daha da işin derinine inecek olursak düşüncelerimiz belli frekanslarda var olan enerji dalgaları oluyor. Farklı frekanslarda var olan enerji dalgaları da bizim duygularımızın temelini oluşturuyor. Anlatmak istediğim temel nokta şu duygularınız her olayın gidişatını,oluş şeklini değiştirebilir. Bir insan onun hakkında ne söylediğinizi ya da ona yaptığınız bir davranışı unutabilir ancak sizi gördüğü zaman ona hissettirdiğiniz duyguyu asla unutmaz. Odaklanmamız gereken temel nokta şu enerji yok edilemez ,yoktan da var edilemez ancak enerji dönüştürülebilir. Peki size bir soru: Madem her zihin düşünme ve sorgulama yetisine sahip tüm zihinlerin bir araya getirdiği toplumsal bilinç var olabilir mi? Size bu cevabı ben vereyim.Toplumsal bilinçten kasıt,evrensel bir düşün seli. İnsanların duygu ve düşüncelerinin var ettiği ana hatlarını enerjinin çizdiği,yüzyılların birikimi.Yani evet var olabilir. İnsanı iki temel olgu yönetir: Birincisi yaşama arzusu ,ikincisi ise korkularımız. Bu iki temel yapı yüzyıllar boyunca birbirleri ile savaş halinde olmuştur.Kimin galip geleceği hiçbir zaman net bir şekilde anlaşılamaz. Toplumsal bilinç iki karşıt gücün mücadelelerinin meydana geldiği yerdir. Buna BİlGE diyoruz. Açılımı olarak Bilincin Gerçekleşme Ekseni. Bunun sonucu olarak bilinçaltı ortaya çıkıyor. Bizi bu etkilerden koruyan yapı bilinçaltı. Bilinçaltı bu karşıt iki gücün savaşı sırasında paralel bir boyut açıyor ve savaş sırasında oluşan yıkımdan bizi koruyor. Her birey kendi bilinçaltı hapishanesinn gardiyanı olmak zorunda... Mahkum asla serbest kalamaz. Ya mahkum serbest kalırsa? O zaman SAHEYLU'ya davetlisiniz. Aslına bakarsanız en büyük mirasımız bu. Geleceğe bırakacağımız en değerli mirasımız MAHKUMUN kendisi. Toplumsal bilincin var ettiği sistem içinde her bireyin olgusu çok önemli. Zincirin halkaları gibi düşünün,halkadan biri hasar görürse ya da yok olursa tüm zincir yok olmanın eşiğine gelir. Başka bir soruyu da beraberinde getiriyor. Zincirin ilk halkasını kim oluşturdu? İşte bu da büyük bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. İlk olmak ... Hepimiz sistem içindeki rollerimizi oynuyoruz.Sabah belli saatte uyanıp ,programlanmış gibi sorgulamadan sistemin çarklarını döndürmesine yardım ediyoruz. Mesela bir sabah uyanıp hiç düşündünüz mü farklı bir şey yapmayı ? Mesela o gün ne programınız varsa iptal edip diğerleri için delilik olan şeyi yapmayı... Aslında hepimiz bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındayız. Memnun olmadığımız kısımlar var. Bizi mutsuz eden,kızdıran,hüzne boğan.... Ancak korkuyoruz... Korkumuz tüm benliğimizi ele geçiriyor görüşümüzü kısıtlıyor. Bazen duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemeye çalışıyoruz... Emin olun bakış şeklinizi değiştirmeniz lazım . Bazen görmek istediğimizle baktığımız yer farklı olabilir. Görmek istiyorsanız size farklı bir yol sunuyorum... Kaçılması imkansız bir yerden kaçıp,dünyaya bakışınızı değiştirecek bir mahkumun bakışlarını sunuyorum size. Cesaretiniz varsa buyurun. Yeni bir başlangıç sizi bekliyor. Eğer bu yazılanları okuyorsanız bu asla bir tesadüf değil. Bunları okumak için bir sebebiniz var,buraya çekildiniz. Bir düşünün hangi duygudan sonra bu kitabı okumaya karar verdiniz?Gün içinde ne yaptınız? Şu an bu yazdıklarımdan korkarak kaçabilirsiniz,kitabı başlamadan bitirebilirsiniz. Ama biraz olsun içinizde korkunuza baskın gelebilecek duygunuz varsa yeni bir bakış açısına hoşgeldiniz. Görülememişleri görmeye ,duyulamamışları duymaya ve gerçekten hissetmeye hazır olun. Her insan özeldir ama bazıları daha da özel... Bizim 'DELİ' diye hitap ettiklerimiz... Onlar asla yalan söylemez. Farklı gözlerle insanlara dokunurlar. Sizi düşüncelerinizle görür,hisseder ve duyarlar. Onlar asla deli değillerdir... Deliliğin sınırlarına ulaşmaya hazır olun. Tüm düşünceler duyulana kadar...

SAHEYLUWhere stories live. Discover now