Bölüm 11.Keşfetmek

1.3K 116 58
                                    

Altında imzamızın olduğu bir sürü hatalar var. Bazılarını bilerek yaparız, bazıları ise bizden izin almaya gerek duymaz. Fakat ne şekilde olursa olsun acıyı biz çekeriz. Bizim canımız yanar. Bizim gözlerimiz isyan edene kadar gözyaşı akıtır. Bizim ruhumuz yaralarla parçalanır. Bu gün imza atmak sırası Hazandaydı.

Ruhunu saran suçluluk duygusu genç kızı boğuyordu. Yaptığı ne büyük aptallıktı. Yağız Saygıneri evine almamalıydı. Onun kızıyla görüşmesine izin vermemeliydi. Hatta o gece onunla birlikte olmamalıydı. Eğer bu hataları yapmamış olaydı babası kadar sevdiği adamın önünde bu halde olmazdı. Hızla yataktan kalktı ama ani hareketi acıyla inlemesine sebep olmuştu. Ateş sevdiği kıza yardım etmek için hareket edeceği sırada Yağızın kolları sarıldı Hazanın beline. Kızın ağırlığını kendi üzerine alırken bakışları buluştu. Hazan ne kadar ondan uzaklaşmak istese de, sürekli kendini onun kollarında bulmaktan nefret ediyordu. Yine de bakışlarını kaçırmadı. Yağız ise her zamanki gibi boğulduğunu hissediyordu kızın gözlerinde. Aşk yoktu onlarda ama ondan çok daha yoğun duygular vardı.

İkisi de birbirlerinin gözlerine kilitlenmişken yaşlı adam derin bir nefes aldı. Hazan bu işi istediğinde ona engel olmak için her şeyi yapmıştı. Onunla defalarca konuşmuştu. Canının yanacağını anlatsa da inatçı kız onu dinlememişti. Yaşlı adam haklı olduğunu görüyordu şimdi. Hazanın canı yanacaktı. Hem de sadece işi yüzünden değil, kalbi yüzünden de acı çekecekti. Ferdi baba bunu kızın bakışlarından anlamıştı. Elinden geleni yapmalı, Hazanla Saygınerin bağlarını koparmalıydı. Yağız Saygıneri bir başkası da bitire bilirdi. Hazanın hüznüne değmezdi.

Ateşin yalandan öksürmesi ile bakışlarını birbirlerinden ayırdılar. İkisi de saatlerce kahveyle maviyi buluştura bilirlerdi ama o an değil. Hazan Yağızdan güç alarak sırtını dikleştirdi ve yine onun yardımıyla arkadaşlarına doğru ilerledi.

"Ferdi baba, hoşgeldiniz."

Kız adamın elini sıktığında bakışlarıyla Ferdi babanın neler demek istediğini anlıyordu. Yağız buradayken düşündüklerini dile getiremezdi fakat elini tutan kızın kendisini anlayacağını biliyordu. Hazanın ardından Yağız sıktı yaşlı adamın elini. Ferdi babanın fazla güç kullanmasının kendisine söylenen "Burada ne işin var? Hemen defol!" kelimeleri olduğunu anlaması zor değildi. Bu yüzden diğerlerine bir baş selamı vererek genç kıza döndü.

"Biz gidip üzerimizi değiştirelim. Hem annem de seni merak etmiştir. Eğer her hangi bir şeye ihtiyacın olursa ara," dedikten sonra Hazanı biraz daha kendine yaklaştırarak alnından öptü. Ferdi babanın demek istediğini anlamıştı ve yapacaktı da. Ama bu kendisinin de bir mesaj vermesine engel değildi. İlk tanışmaları kötü olsa da bu Hazandan uzak duracağı anlamına gelmiyordu. Yanlış anlaşılmayı düzeltip yanlarında rahat olmalarını sağlayacaktı. Kız onun bu hareketi karşısında şaşırsa da, bozuntuya vermeden kulağına doğru fısıldadı.

"İki saat sonra geri gel. Lütfen."

Yağız duyduklarına ergen çocuklar gibi tepki veren kalbine küfür ederek ayrıldı Hazandan. Bu kız kendisine ne yapıyordu böyle? En son lise döneminde karşı cinsten birinin söylediği kendisini bu kadar heyecanlandırmıştır her halde. Herkese soğuk olan birini böyle etkilemeyi nasıl başarıyordu? Yine de karizmasından ödün vermeyerek kıza göz kırpıp odadan kardeşini alarak ayrıldı. Dış kapının da sesi geldiğinde Hazan derin bir nefes aldı. O kadar gerilmişti ki, aniden rahatladığı için az kalsın yere kapaklanacaktı. Şanslıydı ki, yaşlı adam bunu fark ederek kızı kolundan yakalamış, dikkatli bir şekilde yatağa oturmasına yardım etmişti. Kendisi de onun karşısına oturduğunda hasar tespit kontrolü yapmak için Hazanı süzdü. Günlerdir göremediği kızın gözlerinin altı kararmış, yüzü beyazlaşmıştı. Üstelik zayıflamıştı da. Ferdi baba bir kez daha kızdı kendisine bu görevi Hazana verdiği için.

{Tamamlandı} Tutkunun Rengi|YağHaz|Where stories live. Discover now