3. bölüm

100 17 6
                                    

    Birisinin elini omzumda hissedince irkildim. Arkama döndüğümde Berk'i gördüm.

  "Be-berk senin burada ne işin var?"

    Hemen kasıldığım yerde toplandım ve ona baktım.

  "Buraya koştuğunu görünce geldim. Kötü görünüyordun, yardım etmek istedim."

  "Yardımını falan istemedim!"

   Hemen yerden kalktım. Elimi tuttu. Gözlerimi şaşkınlıkla açtım.

  "Mira yapma böyle."

  "Bir şey yapmıyorum ben, bırak."

    Hızlıca elimi çekip spor salonundan çıktım. Berk şımarık ve tehlikeli biriydi. Yani bana göre değildi.

                     (Çağtay)

    Sabah alarmın sesiyle uyanıp duşa girdim. Su bir türlü ısınmıyordu. Yeni eve lanet edip soğuk suyla duşumu  yaptım. Giyinip aşağı indim.

  "Anne bu ne ya, su bile ısınmıyor."

  "Çağatay, bir süre idare etmeliyiz. Yani kısaca ben işleri düzeltene kadar. Bunu bulduğuna şükretmelisin çünkü maalesef ki yakında su da kesilebilir."

  "Of siktir."

    Diyerek içimden, okula gitmek için evden çıktım.

    Babam ölmeden önce her şey iyiydi. Babam öleli 1 ay olmuştu. Şirket boş kalınca boklamıştı. Ben de zaten anlamıyordum ki. Şu saray gibi evin bile hiçbir güzelliği yoktu.
Annem şirketle uğraşıyordu ama halledebileceğini hiç sanmıyordum.

    Babam şu halimizi görse önce benim yüzüme tükürürdü muhtemelen. Şirkete bakacak bir  oğlunun olmadığından herhalde gözü açık gitmişti. Ama bana göre işler değildi, o masada saatlerce oturup şirketi düşünmek. Bence sıkıcı ve iğrençti.

    Çok alıştığım yaşamdan  kilometrelerce uzaktaydım. Şirketi merkezden yönetmek için buraya, İstanbul'a gelmiştik. Burada, eski evimden fazla farkı olmayan evdeydim ama okula alışamamıştım. Tabii daha 2. günümdü.

    Okulun kapısından girdim. Yeni arkadaş çevresi yapmıştım. Onların yanına gidiyordum ki birinin çarpmasıyla irkildim. Sabah ki sinirim ikiye katlandı.

  "Kızım mal mısın? Önüne baksana!"

  "Hemde ne mal ama Çağatay değil mi?"

    Diyen Ege'nin sesini duydum.

    Kız balköpüğü gözlerini bana dikmiş, korkakça bakıyordu. Daha doğrusu titriyordu. Dokunsam bayılacakmış gibi. Tam "İyi misin?" diyecekken koşar adımlarla yanımdan uzaklaştı. Arkasından baktığımda yanılmadığımı farkettim. Var gücüyle koşuyordu. 

  "Bu kız kim? Neden şimdi böyle davrandı?"

    Diyerek bizimkilerin yanına gittim.

  "Boşver. Mira işte, hiç pas vermiyor ki güzellik bir öğrenelim neyi varmış..."

    Diyerek piç gibi sırıtan Ege'ye baktım.

    Berk de kısa bir süre kızın arkasından baktı ve kızın olduğu yöne doğru yürümeye başladı. Yani, ismini şimdi öğrendiğim Mira'nın.

  "Hey Berk! Nereye?" 

    Ona bağırdım ama dönüp cevap vermedi.

    Ege'ye döndüm. N'oluyor anlamında kafa salladım.

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin