22.BÖLÜM "Huzur"

3.4K 72 41
                                    

Karanlık bir huzurdan bilincim yerine geliyordu. Karanlıkta dinlenen gözlerim, Doğu'nun kokusuyla şenlenen ruhum dinlenik uyanmıştım.

Sırtımın üzerine dönüp sağ elimi yatakta gezdirdim. Boştu. Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Doğu yoktu yanımda.

Onun kokusuyla harmanlanmış yatağın üzerinde huzur, parçalarını aradı bedenim. Her karışındaki huzur yaralarıma çareydi.

Çok güzeldi onun kokusu. Biraz lavanta, biraz papatya, yoğun yağmur sonrası toprak kokusu karışımıydı. Kokusunun en yoğun olduğu yer, boynunun sağ tarafıydı. Sol gözünde, turkuazın içinde kahverengi lekeler vardı. Alt kirpikleri üst kirpiklerine göre daha kıvrımlıydı. Sinirlendiği kasılan çene kemiğinden belli oluyordu. Güldüğünde elmacık kemikleri ortaya çıkıyordu. Belki daha fazla gülse daha çok çıkardı.

Aklımın en güzel yerine onun fotoğrafını asmıştım. Hiçbir ayrıntısı silinmiyordu hafızamdan. Her karışı aklımdaydı.

İndim yataktan. Kulağımı dolduran melodiye doğru ilerledim. Çıplak ayaklarımda ılık parkeye basa basa sese doğru ilerledim.

Piyano sesinin rüzgarı bütün evi sarıyordu. Odadan çıktım. Koridorda ilerledim. Koridorun sonundaki sağ odanın aralık kapısıydı sesin kaynağı. Yaklaştım. İnce çorabımdan ve boyunlu kazağımdan rahatsız olmaya başlamıştım. Dün akşamın gürültüsü kulaklarımda uğultu, içkinin bulantısı midemdeydi.

Önce kafamı uzatıp aralık kapıyı ittirdim. Piyanonun karşısında oturan Doğu'ydu. Zarif parmakları piyanonun üzerinde geziniyordu. Ne kadar da yakışıyordu oraya. Karşısında ne kadar çekici duruyordu.

Bitirene kadar izledim onu. Müziğin tınısına kendisini kaptırmış, aşkla çalıyordu. Bitirince yerinden kalktı. Usulca arkasını döndü. Beni karşısında görünce duraksadı. Yüzüme baktı bir süre. Ardından gözlerini devirip yürümeye devam etti.

"Beni mi dinliyordun?"

"Evet." O önden yürüyor, ben ise arkasından geliyordum. "Dinleyemez miyim?" Birden durdu. Vücudumu sırtına çarptım. Durduktan hemen sonra bana döndü.

"Dinlenmeye hazır olsaydım herkesin önünde çalardım."

"Güzel çalıyorsun." Arkasını dönüp yoluna devam etti.

"Sen nereden anlarsın!"

"Balerinim ben." Bu sefer sesim daha sert çıkmıştı. Doğu'nun ilgisini çekmeyi bekliyordum. Ama öyle olmamıştı.

"Ne güzel!" Dedi sadece. "Elini yüzünü yıka. Okula gitmemiz lazım." Haklıydı. Ailem beni merak etmişti. Hafta içiydi.

"Neden okula başladın?" Aklımdan geçen soruyu sordum o an.

"Neden başlamayayım?"

"Neden geç başladın?"

"Sana ne!"

"Ya..." ve sırtına yumruğumu geçirdim.

"N'apıyorsun kızım?"

"Kızın mıyım senin?" Sırtı dönükte olsa sırıttığını duymuştum.

"Küçük bir kız gibisin." Sinir de olsam yüzümde yayılan gülümsemeye engel olamamıştım. Yan gözle bana bakıyordu. Daha da güzeli o da sırıtıyordu.

Banyoya girip aynanın karşısında saçıma biraz şekil verdim. Yüzümdeki geceden kalma makyajı temizledim. Babamın bana verdiği kolyeyi boynuma taktım. Dün akşam kaybetmemek için çıkarmıştım. Babamın bana ilk hediyesiydi. Küçük bir kuğu vardı üzerinde. Altındı. Çok kibar bir kolyeydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 13, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Siyah Kuğu Where stories live. Discover now