6/özel çocuklar lisesi

125 13 4
                                    

   Aklımdaki soruyu boşverip okulun bahçesine girdim. Okul çok ihtişamlıydı. Okulun yanında aynı alan içerisinde birde pansiyon vardı. Gözlerimi okuldan alamıyordum bi süre okula aynı yerde dikili kalıp baktıktan sonra dıştan bu kadar güzel okulun içine bakmak için içeriye girdim. Şimdi müdürün odasını bulmam gerekiyordu, sınıfımı ve okul hakkında bilgileri öğrenmeliydim. Ben müdürün odasını bulmak için koridorda sağa sola bakarken bi anda sarsıldım. Beni sarsan şey bana çarpan çocuk olmuştu. Kumral tenli, kahverengi gözlü ve giydiği dar tişört sayesinde baklavaları burdan sayılabilecek bir çocuktu. Çocuğa baktığımda suçlu benmişim gibi bana öfkeyle bakıyordu. Kaşlarını daha da çatıp bağırarak
"Önüne baksana" dedi.

Okula mutlulukla girmeme rağmen sinirlerim bozulmuştu. Çünkü karşımda hem suçlu hem güçlü bir çocuk vardı.

 
"Ben önüme bakıyordum, bana çarpan sensin" dedim.

Bana küçümseyici bi bakış atıp
"Seninle uğraşamayacağım" diyip daha cevap vermeme kalmadan hızla merdivenlerden inip bahçede gözden kayboldu.

  Ben o şaşkınlıkla giden çocuğa bakıyordum. Benimde kaşlarım çatılmıştı. Hem bana çarpan oydu hemde suçu üstüme atıyordu o da yetmezmiş gibi bana laf sokuyordu. Arkasından bildiğim hakaretleri saydırırken birinin sesiyle kendime geldim.

"O sürekli böyledir sen takma onu kafana, o herkese sataşır"
Karşımda 17 yaşlarında bir çocuk vardı bana bakıp tebessüm ederek bunları söylüyordu. Bende kaşlarımı gevşetip tebessüm ettim. Karşımdaki çocuk yanıma gelerek tekrar konuşmaya başladı
"Bu arada benim adım Stefan. Senin?"

"Ada"

"Ada?"
Türk olmadığı için adım biraz tuhaf gelmişti sanırım
"Evet ben Türk'üm(yani türk olarak büyüdüm aslında türk değilmişim)"

"Ahh! Anladım biraz değişik geldi de. Sanırım yeni geldin sen, daha önce hiç görmedim"

"Evet yeni geldim. Zaten müdürün odasını arıyordum bana yardımcı olur musun?"

"Tabiki de. Müdürün odası üst katta, çıkalım?"

"Tamam"

Müdürün odasına geldiğimizde Stefan gitmiş, odada tek ben ve müdür kalmıştık. Müdürü görünce şaşırmıştım çünkü bizim klişe bi müdür tiplememiz vardı her okulda olan. Kel göbekli sürekli bizi sırada bekletip tuvaletleri temiz tutun, kitap okuyun diyen müdürlerimizin aksine bu müdür genç, yakışıklı ve hiç öyle dırdır edecek birine benzemeyen bir müdürdü. Bana
"sen Ada olmalısın" dedi. Ahh bunu her gittiğim yerde söyleyecekler mi?

"Evet"

"Memnun oldum Ada" diyip elini uzattı ama ben şaşkınlığımdan müdürle tokalaşmak için elimi bile uzatamamıştım. Şaşkınlığımın sebebiyse müdürün türkçe konuşmasıydı. Amerikaya geldiğim günden şimdiye kadar ilk defa türkçe konuşan birini görmüştüm. Evet, Stefan dışında konultupum kimse yoktu zaten ama yine de tuhaf hissetmiştim.

  Müdür elimi uzatmayacağımı anladığında elini indirdi ve bana soran gözlerle baktı, sanırım şaşkınlığım dışarıdan çok belli ediliyordu.

"Siz türk müsünüz" diyebildim sadece.

"Hayır ama türkçe biliyorum üstelik burda türkçe bilen birkaç kişi daha var. Seninde isminden türk olduğunu anladım ve türkçe konuştum"

"Anladım"

"Şimdi sıra geldi senin gücünü bulmaya"

Güç müü?? Ne gücü? Benimle dalga mı geçiyordu? Bi süre değişik bir yüzle müdüre baktıktan sonra konuşmaya başladım

"Neden bahsediyorsunuz siz, ne gücü?!"
"Sakin ol Ada, sana herşeyi anlatacağım, ama önce sakin ol"


   Beni beni ilk defa bir müdürün odasında gördüğüm oturma odası gibi dizayn edilmiş büyük odanın köşedeki kısmına getirdiğinde oturmamı işaret etti ikili koltuğa oturdum müdürde karşımdaki tekli koltuğa oturmuştu. Ben hala şaşkın şaşkın müdüre bakarken müdür konuşmaya başladı
"Biliyorum bunu kavraman zor ama bu okuldaki herkesin bir gücü var"

Şakınlığım azaldığında konuşmaya başladım
"İyi de benim burda ne işim var. Benim gücüm yok ki?!"

"İşte bende bunu düşünüyordum. Senin bu okula kaydının alınması yurt müdürünün anlattığına göre şöyle oldu. Sen Türkiye de bir yurtta kalmaya başladın sonra işler değişti ve Amerika ya geldin. Burdaki yurdun okulunda da kontenjan dolu olduğu için alınamadın ve yurt müdürü seni bizim okula kabul etmemizi istedi. Ve bence bunlar bir tesadüften ibaret değil. Sen buraya geldiysen bence bir nedeni olmalı, bana göre seni Türkiye'den Amerika'ya taa buralara çeken birşeyler olmalı"






???????????????????????????

Reklamlar :))))

PERİLER VE CADILAR /ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin