12/Arah

96 13 3
                                    

"Atarlı çocuk?!"
"Atarlı çocuk mu?!" (Türkçe söyler)
Hay dilimi eşşek arıları soksun ağzımdan kaçırmıştım. Anlamamış bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Ama yüzünde biraz gülümseme oluşmuştu. Niye güldüki şimdi zaten türkçe söyledim

"Şeyy yani... üzgünüm ben adını bilmiyorum diye... " yanaklarım kesin kızarmıştı utançtan.

Atarlı çocuk tam cevap verecekken pörtlek gözlerle, hızlı ve yüksek sesle konuşmaya devam ettim
"bi daki bi dakika sen türkçe mi konuştun!"
"Türkçe biliyorum"
dedi küçümseyerek bakarak. Ayy havanı yesinler yaa beni mi küçümsüyor o. Ama o yüz ifadesini yapınca çok havalı oluyordu hakkını yememek lazım şimdi. 'Ne diyorum ben' dedim ama tabiki içimden sonra tam cevap verecekken atarlı çocuk konuşmasına devam etti
"Bana koyduğun isim bu mu yani 'atarlı çocuk'?" Dedi atarlı çocuk kısmını bastırarak.
Yüzünde ciddi bi ifade yoktu aksine sanki şimdi kahkaha atacakmış gibiydi. Atarlı çocuğu ilk defa böyle görüyordum gülünce kısılan gözleri onu olduğundan daha havalı yapıyordu. İnşAllah hep böyle gülümser çünkü sinirli olunca çok korkunç oluyor.

Onun tebessümünü görünce gerginliğim gitmişti. Hatta bende gülmeye başlamıştım.

Elindeki kitabı bana uzattı. Kitap,benim geçen alışveriş merkezinde aldığım kitapla aynıydı. Kitaba baktıktan sonra atarlı çocuğa sorarcasına baktım.

"Bu kitap senin"

"Ama ben kitabımı aldım hatta şu an çantamda"

"Kitaplarımız karışmış. Bu kitap türkçe yazılmış. Okuyabiliyorum ama sen onu okuyamazsın diye vermek istedim. Zaten ben kitabı bitirdim"

Bu kadar çabuk mu bitirmişti. Ben daha kitabı elime almaya bile fırsat bulamamıştım. Kitap okumayı seviyor olmalıydı. Kitaplara bakılırsa da zevklerimizin benzer olduğu anlaşılıyordu. Ve cidden türkçeyi çok iyi konuşuyordu.

Kitabı uzattığı elinden alıp çantama attım çantadaki diğer kitabı ona uzattım. Bitirmişti ama sonuçta kitap onundu kitabı eline alıp yanımdaki Stefana ait sıradan kalktı. Arkasını döndüğünde hızla tekrar bana döndü

"Bu öğlen arası beraber yemek yiyebilir miyiz. Seninle konuşmam gereken şeyler var"
Dedi.

"Tamam, olur"

"Hıı,bu arada atarlı çocuk yerine Edward desen daha iyi olur"
Dedi gülerek. Bende gülerek ona karşılık verdim. Sonunda adını öğrenebilmiştim.

Benimle konuşacağı şeyi merak etmiştim onun için hemen öğlen arasının gelmesini istiyordum. Atarlı çocuk sırasına gidip kitabı çantasına koymuştu. Daha sonra da sınıftan çıkmıştı. Atarlı çocuk sınıftan çıktıktan sonra yanıma hızla biri oturdu. Oturan kişi Alair'di. Heyecanla ve hızlıca bişeyler anlatmaya başladı.
"Ada,inanmıyorum! Edward 12 yıldır çok az güldü ve seni yeni tanımasına rağmen seninle güldü. İnanmıyorum cidden"
Dedi. Çok heyecanlı görünüyordu. Dediği şeye bir cevap bulamıyordum. Biz bakışırken öğretmen sınıfa girdi Alair'de sırasına geçip oturdu. Ders bittiğinde,daha önce görmediğim bir çocuk yanıma gelerek müdürün beni çağırdığını söyledip sınıftan çıktı. Hızla müdürün odasına gittiğimde 40 yaşlarında bir adam ve aynı yaşlarda bir kadın oturma odasına benzeyen yerdeki tekli koltuklarda oturmuşlardı. Kadın siyah pantolon beyaz gömlek ve siyah bir ceket giymişti, adamsa lacivert çok şık bir takım elbise giymişti. Müdür onların karşısındaki ikili koltuktaydı. Ben odaya girdiğimde hepsi ayağa kalkıp bana baktılar. Adam ve kadın bana çok değişik bakıyordu. Şefkat dolu, sevgi dolu bir bakışları vardı. Müdüre baktığımda sağındaki üçlü koltuğu göstererek oturmamı işaret etti. Oturduğumda yine bütün gözler benim üzerimdeydi ve bundan rahatsız olmuştum. Kadının gözleri dolu doluydu. Dokunsam ağlayacak bi durumdaydı. Adamınsa bakışları ciddiydi. Nihayet müdür konuşmaya başladı. Beni göstererek
"Ada, Arah olduğundan şüphelendiğimiz kız"
Arah mı o da kimdi?

Okul başladığı için artık haftada bir kere bölüm yayınlayacağım 😕

PERİLER VE CADILAR /ARA VERİLDİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora