2. Bölüm: ''Gülüşler.''

3.3K 720 89
                                    

BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.

Raised By Swans - We Were Never Young

İyi Okumalar.

*

2. Bölüm: ''Gülüşler''

Sabahın ışıkları odayı aydınlatıp gözlerimi açmaya zorladığında, yüzümü buruşturdum. Yattığım yerde ellerimle yüzümü sıvazlarken nerede olduğumu kavramaya çalıştım ilk başta. Doğru ya, amcamın evindeki yeni odamdaydım. Yataktan doğrulup her sabah yaptığım gibi halıyı izlemeye koyuldum bir süre. Her insanda olduğu gibi bende de vardı bu alışkanlık. Hatta tek kötü alışkanlığım da diyebilirdim. Halıya bakmayı kesip yatakta biraz daha esnedikten sonra çıplak ayaklarımı soğuk zemine sarkıttım. Zeminin soğukluğuyla ürperirken aynı anda da rahatladığımı da hissetmiştim. Soğuk her zaman rahatlatırdı. Bir nevi terapi gibiydi benim için.

Bugün büyük gündü benim için. Üniversiteye kaydımı yenilemeye gidecektim. Tabii amcam bana eşlik ederse. Eğer bu şehri bilseydim ona hiç gerek kalmazdı, ama bilmiyordum işte. Komodinin üzerine koyduğum telefonuma uzanıp saate baktım. Saat sekize geliyordu. Normalde hiç bu kadar geç kalkmazdım ama kaç gündür uyumadığımı varsayarsak gayet normaldi bu saate kadar uyumam.
Çoğu kişi bu saatte kalkmıyordur bile. O yüzden saatin geç olmasını pek takmamıştım. Babam manav olduğu için her sabah altıda kalkardı. Ben de sırf işine aç gitmesin diye ondan önce kalkar, kahvaltısını hazırlardım. O çok sevdiği kuymağı yapardım hep. Hatta bazen sürekli kuymak yapıyorum diye hayıflandığı da oluyordu ya.

Yine acı bir gülümseme sardı yüzümü. Galiba onları her anımsadığımda hep böyle olacaktı. Gülümsemem bile acı içinde olacaktı. Şu an bunları düşünmemeye çalışarak yataktan kalkıp, gardırobun önüne geçip kapaklarını açtım. Dolapta benim kıyafetlerim asılıydı. Galiba Nermin teyze ben aşağıdayken yerleştirmişti kıyafetlerimi. Zaten üç dört parça bir şeydiler.

Dolabın karşısında dikilmeyi bırakıp, siyah ispanyol paça pantolonumu ve onun üstüne de pudra pembesi yünlü kazağımı alıp, üstümdekileri çıkarmaya başladım.
Üstümdekileri çıkardıktan sonra onları katlayıp dolabın içine yerleştirdim ve dolaptan çıkardığım kıyafetleri giyinmeye başladım. Annemden aldığım bir özelliğim daha; dağınıklığa asla tahammül edemezdim. Sırf bu huyum yüzünden saçlarımın açık olmasını bile sevmezdim. Hatta gerekmedikçe onları salık bile bırakmazdım. Hoş gerektiği de yoktu ya.

Aynanın karşısına geçip, bağlı olan saçlarımı çözüp taramaya başladım.
19 yıllık hayatımda ilk defa tarıyordum saçlarımı. Tuhaf gelmişti bu gerçek bana. Annemden başka el değmeyen saçımı ben tarıyordum şimdi. Bir insan kendi saçını tarıyorken bile acı çekebilir miydi? Çekiyordum ben ve ne zaman saçımı tararsam yeniden acı çekeceğimi de tahmin edebiliyordum.

Saçımı iyice taradıktan sonra atkuyruğu yaptım. Zaten saçlarım çok seyrekti, açık bıraksam da bir şey fark etmeyecekti. Aynanın karşısından kalkıp, telefonumu da alıp odadan çıktım. Ev çok sessizdi nedense. Sanki kimse yaşamıyor gibiydi. Tek duyduğum ses dışarda yağan yağmurun sesiydi.

Yaban Gülü | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now