0.3

199 30 23
                                    

Bugün Katil'in profilinde hiçbir değişikliğin olmadığı üçüncü gündü.

Yemek yerken, dişlerimi fırçalarken, ders çalışırken, film izlerken yani uyanık olduğum her vakit telefonumu kontrol ediyordum. Belki onu çevrim içi yakalayabilir umuduyla yapıyordum bunları ama bırakın çevrim içliği, son görülmesi bile değişmemişti.

Bugün cumartesiydi ve planım tüm gün yatakta dizi izleyip yatmaktı.

Bir de Katil'i kontrol etmek.

Telefonunu aramıştım ama sadece çalıyordu. Ya karşı taraf beni görmezden geliyordu ya da karşı taraf diye biri yoktu.

Karnım guruldadığında tüm gündür yatmakta olmuş olduğum yatağımdan kalkıp mutfağa indim ve hiçbir umut beslemeden buzdolabını açtım. Her yer sebze ve vejetaryen yemekleri ile doluydu. Annem eve asla abur cubur sokmaz, yememe de asla izin vermezdi. Kilo aldıran, cildi yağlandıran veya sivilce çıkaran her şey bana yasaktı çünkü her zaman mükemmel olmalıydım anneme göre.

Bir havuç çıkardım buzdolabından ve havucu yıkadıktan sonra tezgaha yaslanarak yemeye başladım arka dişlerimi kullanarak. Bir kaç lokma aldım ve ısırıklı havuca bir bakış attım. O da sanki onu yediğim için çok üzgün duruyordu.

Sanırım deliriyordum.

Havucu bitirmeden tezgaha bıraktım ve koşarak odama çıktım. Üzerime düzgün bir şeyler giyip hemen kendimi evden dışarı attım ve adımlarımı markete doğru atmaya başladım. Annem bu hafta sonu işi yüzünden şehir dışındaydı ve babam da eve geç geliyordu çoğu zaman. Markete gidip tüm hıncımı abur cuburlardan çıkaracak ve yiyemediğim, içimde kalan her şeyden tadacaktım.

Market çok uzak sayılmazdı ama yürüme mesafesi vardı biraz. Bu yüzden kulaklığımı takıp yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra markete ulaşmıştım ama karşıdan karşıya geçmem gerekiyordu ve bu yüzden yola çıktım. Bir kaç adım atmıştım ki hemen yanımdan bir araba geçti hızlıca ve onun etkisiyle biraz yana savrulurken kulaklığım kulağımdan düştü. Arabaların bana attığı korna sesleri kulağımı doldururken cebimdeki telefon da aynı zamanda titredi.

Olanlar karşısında küçük bir donma yaşarken daha fazla korna sesi duymam beni kendime getirdi ve hemen yoldan çıktım. Rahat bir nefes alırken ellerim, yaşadığım şok etkisiyle biraz da olsa titriyordu. Onları birer yumruk haline getirip tekrar açtıktan sonra kendime gelmeye çalıştım.

Bir süre geçtikten sonra telefonumu çıkardım ve gelen mesaja baktım.

Katil:

"Hayır, hâlâ yaşıyorum."

"Ama biraz daha dikkatsiz davranırsan ölen sen olacaksın."

Üzerimden büyük bir yük kalktığını hissedip büyük bir rahatlama yaşarken gönderdiği ikinci mesaj hafifçe sırıtmama daha sonra ise kaşlarımın havaya kalkmasına neden oldu.

Etrafımda dönüp çevremde onu ararken sokaktaki insanların hiçbiri o gibi durmuyordu. Yani benim yaşlarımda bir erkek yoktu hiç sokakta. Ya da kadın. Cinsiyetinin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Hemen numarayı aradım ama kulağıma dayamadım telefonu. Aradığımı anlamasını istemiyordum ki telefonunu sessize almasın. Çalan zil sesi ile belki nerede olduğunu anlayabilirdim.

Ama telefon, aynı önceki aramalarım gibi sonuna kadar çaldı ve sonra kendiliğinden kapandı. Hayallerim suya düşerken tekrardan mesaj panosunu açtım.

Arya:

"Beni gözetliyor olman hiç de rahatsız edici değil, gerçekten.'

KatilimWhere stories live. Discover now