BÖLÜM 1

19.7K 1K 330
                                    

BÖLÜMLER TANITIM AMAÇLIDIR. YAKINDA TAMAMINI DREAME ADLI UYGULAMADA YİNE ÜCRETSİZ OLARAK OKUYABİLECEKSİNİZ.

DESTEĞİNİZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER


Multimedya - Ashley Miller

Riverside...

Anlamı, nehir kıyısı demek. Yada ona benzer bir şey işte. Kalifornia eyaletine bağlı, Los Angeles şehrine yaklaşık yüz kilometre uzaklıkta, sırtını kayın ve sedir ağaçlarıyla çevrili büyük bir ormana vermiş, bol yeşillikli bir zengin kasabası.

Adını alan, Santa Anna Nehri kıyısı boyunca uzanan, tüm günün yorgunluğunu yalnızca akan suya ve yemyeşil bitki örtüsüne bakarak atabileceğiniz sakin bir çevrede, bin dönümlük bir arazinin üzerine kurulmuş, üç katlı ve dört yüz elli metrekarelik şirin mi şirin, mütevazi Miller malikanesinde yaşıyorum.

Yeşilden maviye çalan nehrin ve parlak güneş ışıklarının altında muhteşem doğa manzarasına uyumlu tenha, çift şeritli yolda giderken, dikkatini yola vermiş adama aynadan kısa bir bakış attım.

Şöförüm Leonardo -ki herkes ona kısaca Leo der, asık suratlı herifin tekidir. Konuşmayı pek sevmez. Hani şu, yüzü eyalet hapishanelerindeki gardiyanlara benzeyen, uzaktan bakıldığında sakin fakat belalı görünen tiplerden. Aslında oldukça kibar biridir. Uzun boylu ve kafam kadar pazuları olması onu biraz korkunç yapıyor sadece.

Hemen hemen babamla yaşıt olmasına rağmen, babamın aksine onun kısa kesim saçlarında çok daha fazla kır var. Babam onun, ailesini kaybetmiş eski bir asker emeklisi ve aynı zamanda çok da güvenilir bir adam olduğundan bahsedip duruyor. Ben ise ona suratsız demeyi tercih ediyordum. Ve de gereksiz...

Çünkü, gıcır gıcır beyaz bir Honda S2000 evimizin garajında onu kullanacağım günü sabırsızlıkla beklerken, bu soğuk, siyah makam aracına benzeyen Mercedes bozuntusuyla ve aynı soğukluktaki adamla, her gün okul için kilometrelerce yol gidip gelmek benim için tam bir işkence. Üstelik sevgili arabam henüz sıfır kilometredeyken. Tıpkı benim gibi...

On sekizinci yaş günümde öz amcam Rick tarafından bana hediye edilen o eşsiz parçaya, ne yazık ki ailem tarafından eğitimimi tamamlayana kadar el konulmuş durumda.

Babam, kendi Audi R8'ini, annemde Mini'sini kullanırken, benim ancak üniversiteyi bitirip, mesleğimi elime aldıktan sonra arabama kavuşabileceğim gerçeği, kulağa çok acımasızca geliyor değil mi?

Yirmi yaşındayım ve yaşıtlarım çoktan ikinci son model arabalarını eskitmeye başlamışlardı bile. Genellikle babam beni hiç bir konuda kırmazdı ancak, ne kadar şirinlik yaparsam yapayım, aksi olması için onu bir türlü ikna edememiştim. Böylesi şimdilik çok daha güvenliymiş. Bende, çaresizce peki deyip makus kaderime razı oldum.

Yatırım uzmanlığı üzerine ihtisas yapmam ve gelişmiş şirketlerinden birinde kendisi gibi iyi bir Ceo olmam, onun en büyük ve tek hayaliydi. Bu genelde erkek çocukları için düşünülen bir gelecektir. Ancak, henüz liseye giden kardeşim Ryley, Billy amcamız gibi bir bilgisayar dehası olma yolunda emin adımlarla ilerliyorken, (şimdilik bunu konsol oyunlarıyla yapıyor da olsa) bu görev, ne yazık ki bana düşüyordu... Sanki, ailemizin bir tane daha bilgisayar profesörüne ihtiyacı varmış gibi.

Billy amca, babamın iş ortaklarından ve en yakın aile dostlarımızdan biridir. Adam, kendi alanında tam bir efsane. Onunla ilgili neredeyse yazılan tüm makaleleri okumuştum. Elektronik üzerine tanıdığım gelmiş geçmiş en iyi bilim adamı.

AŞK HIRSIZI (Hırsız Serisi-3)Where stories live. Discover now