❄️VERTA; Altıncı Bölüm

3.4K 307 39
                                    

•Costantino Carrara - Heathens (piano)

•Costantino Carrara - Heathens (piano)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

08.07.2017

GÜNAHKÂR RUHLAR ADASI❄️

Bir zamanlar zarafet akardı asil bir kadının parmak uçlarından. Söylediği her kelime okyanusları fetheder, dans ederek yaşadığı yere, bir adamın zihnine işlenirdi. Mesut olan kadın bembeyaz kağıttan hayal kurardı, sonsuzluğu iliklerine kadar arzulardı.

Ama o kadın yarım bırakıldı. Ve kağıttan hayaller suya düştü. Kadın dağıldı; dağılmaktan ziyade, toparlanamadı. Her şey böyle bitti, belki de yeni başladı.

"Bayan Albertin." diye uyarıda bulundu Lord Aaron. Sesini duyduğum anda hayallerim kırıldı, gerçeklik soğuk bir nefes oldu dudaklarıma. Kadın, buradaydı. İçimde ve soylu bir katilin dizinin dibinde. "Okyanusun, bulutların rengini aldığını biliyor muydunuz?"

Büyük, dört atın çektiği arabanın içinde yankılanan cümle yalnızca buydu. Lordu tanımlayan başka bir kelime de, rahatlık olsa gerekti. Hiçbir şey olmadı ona göre, değil mi? Kimse ölmedi, kimse susmadı ve kimsenin aklı yerinden zorla alınmadı.

Omuz silktim. Sudan nefret ederim, dedim kendi kendime. Çünkü hayallerimi kendi içinde şeffaflaştırmıştı. "Bilmiyordum."

"Sizi ilk gördüğümde bu ten renginizi nereden aldığınızı merak etmiştim. Aileniz olmadığı kesindi." İster istemez yanağıma gitti elim, anneme benzerdim aslında. Önceden öyle derlerdi, son iki senedir kendimi incelemekten, insanları duymaktan kaçındığım için nasıl göründüğümü pek bilmiyordum. "Hasta da değilsiniz, Bayan Albertin. Ölen birinden alıyorsunuz, bu normal olmayan gri teni. Öyle değil mi?"

Kimse ölü değil.

"Konuşmak istemiyorum," dedikten sonra hafif iğneleyici sonra, "İzninizle tabii." diye ekledim.

Sessiz kalınan zaman boyunca uzun yol katettik. Bir süre dalmış olmalıydım ki kapı sesleri duyduğumda kendime gelmiştim. Yukarıdan aşağıya doğru açılan demir parmaklıklardan yapılan kapıdan geçtik, ihtişamlı ve rengarenk olan sarayın girişinde nedense bir huzursuzluk vardı.

Diklendim ve eğilerek dışarıyı daha net görmeye çalıştım. Daha önce hiçbir saraya ayak basmamıştım, gördüğüm en büyük yer grandükün eviydi.

"Günahkâr ruhlar adasına hoşgeldiniz." diye mırıldandı Lord Aaron. At arabası açıldı, Lord saygıyla karşılandı. Aşağıya inen Lord, elini bana doğru uzattı. Yutkundum, gerildim fakat o deri eldivenleri tutmaktan çekinmedim.

VERTA (ASKIDA)Where stories live. Discover now