14.Bölüm

2K 168 66
                                    

"Bugün Minseok'la konuştum."

"Şu Myung Jae'ye numarasını verdiğin çocuk mu?"

"Evet,sevgilisi varmış."

"Al buradan yak, Kyungsoo neden sevgilisi olan adamın numarasını ona veriyorsun." Sinirle ellerini saçlarına atarken devam etmişti. "Hemen birini bulmasını sağlamalıyız." diyerek telefonunu eline almıştı.

"Bilmiyordum gerizekalı! Sevgilisi değil sadece yakın birisi sanıyordum onu,şu bizim yazılarımı sevgilisine ileten köstebek Minseok."

"Sen onunla neden hâlâ konuşuyorsun?!"

Evet bu soruyu kendime ben de soruyorum ama cevap veremiyordum. Utanarak gözlerimi gözlerinden çekerken kucağımdaki ellerimde sabitlediğim bakışlarla konuşmaya başlamıştım.

"Jongin,ben Minseok'un böyle bir şey yapacağına hâlâ inanmıyorum. Birileri zorladı gibi geliyor."

"Bak. Hayatım," karşımdaki koltukta yatar pozisyonundan oturur hale gelince benim takıldığım tek şey bana hitap şekliydi. "İnsanlar hep böyledir,bu yapmaz dediğin ilk insan seni arkandan bıçaklar ki bu adam zaten yaptı bunu. Daha ne istiyorsun?"

"Ama Jongin o gün Minseok çok üzgündü. Ben Jongdae'nin odasındayken."

"Üzgün olması,seni zor duruma soktuğunu gerçeğini değiştirmiyor ama."

"Biliyorum ama konuştum işte. Minseok,Jongdae'yi sevdiğini o yüzden ona yardım ettiğini söyledi. Kendini kullandığını bilse de,devam ediyor." Gözlerinin içine bakarken beni anlaması ve bana hak vermesi için resmen çırpınıyordum. Aşk aşk! Çok değişik bir şeydi bu...

"Bu olayı değiştiriyor." Beklediğim tepkiyi aldığımda sesindeki değişim bile beni mutlu etmişti.

"Evet,yardım etmek istiyorum."

Sinirlice nefesini dışarıya verip oturduğum koltuğa doğru gelmişti. Önümde diz çöküp o da gözlerimin içine bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Melek gibi bir kalbin olduğunu biliyorum Kyungsoo ama senin de zarar alabileceğin işlere girişme."

"Ama Minseok-"

"Minseok'a yardım edebilirsin ama dikkatli olmak zorundasın. Sevdiği adamın ne derece pislik birisi olduğunu bilmiyoruz. İşini,o kadar emek verdiğin işini,elinden alabilir."

"Ama o çocukla oynaması yanlış!"

"Evet,bebeğim evet. Yanlış." demişti uzamış olan saçlarımı kulağımın arkasına atarken.

"Ne yapacağım Jongin?"

"Şimdilik sadece Minseok'la konuşup biraz fikrini değiştirmeye çalış,eğer olmayacaksa..." devam etmek için biraz beklemesi gerekmişti. "Jongdae denen herifle konuşuruz."

Resmen boynuna kollarımı doladığım an nefessiz kalacaktı,o derece sıkıyordum. Çünkü benim için sorun olan şeylerle bu kadar ilgilenmesi çok hoşuma gitmişti. Bana bebek gibi davranması,kırılmamı istememesi çok değerli şeylerdi. Ve 'biz' olarak konuşuyordu.

"Teşekkür ederim."

"Teşekkür etmeni gerektirecek bir şey yapmıyorum ki. Neler yaptığını bilmem gerek,neler hissettiğini."

"Ben de senin neler hissettiğini bilmek istiyorum." demiştim kafamı boynuna gömerken.

"Ben de bir şeyler hissediyorum işte. Şu yaptığın hareket çok tatlı mesela."

Saçlarımı boynuna sürterek huylanmasını sağlayıp gülmüştüm.

"Gel benimle." diyerek beni odasına çekiyordu.

you're stupidWhere stories live. Discover now