Hiç bir ihtiyarın günlüğünü oturup dinlediniz mi?
Bu hikayede Mehmet Amca'nın acıları tatlıları gerçek bir olaydan esinlenerek kitaba dökülmüştür..
Gençler ileriye , ihtiyarlar geriye bakarlar...
Akıl yaşta değil baştadır; fakat aklı başa yaş getiri...
Mehmet Amca hiç okula gitmemiş çocukluktan itibaren babası ile birlikte çalışmıştı.Babasının 3 tane ineği vardı ve geçimlerini o hayvanlardan sağlıyorlardı.Mehmet o 15 yaşına geldiğinde ilk kez kasabaya gitmişti.O zamanlar araba olmadığı için kasabaya gitmek çok zordu.Biraz birikimleri vardı ve 4.cü ineklerini almak için babası Mehmet'i de götürmüştü kasabaya.Mehmet o şaşkınlıkla unutmuştu ne için geldiğini.Bi süre sonra kendine gelen Mehmet işine odaklandı.Kasabadan ineği aldılar ve köye geldiler.Köyde bir bayram havası vardı.Dışarıdan bir inek gelmişti çünkü.İlerleyen günlerde babası Mehmet'e artık seni evlendirmeliyiz dedi.Mehmet daha çocuktu.Evlilik nedir bilmiyordu.Tek bildiği çalışmaktı.Komşu köyden babası bir kız olduğunu duymuş insanları araştırdıktan sonra Mehmet'e dahi sormadan istemeye gittiler.Mehmet ilk kez o gün görmüştü evleneceği kadını.Henüz adını bile bilmiyordu.O akşam aileleri tanıştırdı ve 1 ay içerisinde imam nikahı ile sade bir düğün yaptılar.Mehmet evlendikten sonra tanımaya başladı Haticeyi.İkisi de çok saf kalpli oldukları için eş ilişkisinden daha çok arkadaş gibi birbirlerini sevdiler.Günler ilerledikçe sevgileri artıyordu.Artık babası yaşlanmış inekleri Mehmet ve Hatice'ye devretmişti.Artık ineklere Mehmet ve Hatice birlikte bakıyordu.2 yılın sonunda bir bebekleri oldu ve ismini o zamanın en modern isimlerinden biri olan Engin ismini koydular.Birkaç yıl sonra bir bebekleri daha oldu ve onunda ismini annesi Merve koydu.Mehmet o zamanlar çocuğuklarına çok düşkündü ve kendisi gibi yetiştirmek istemiyordu çocuklarını.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
