Mektup...

38.9K 1.3K 293
                                    

Ve uyandım. Sabah olmuştu yine. Bugün ders işmiyecektik. Çamaşırhaneye gitmek için iyi bir zaman. Hemen kalktım. Duş aldım. Hazırlanıp çıktım. Çamaşırhaneye giderken kirli giysilerimi de aldım. Hazır gitmişken onları da yıkamış olurdum. Çamaşırhaneye geldim. Çamaşırlarımı makinenin birine yerleştirip çalıştırdım. Ve o kırmızı kapının oraları incelemeye başladım. Kapı Yoktu. Duvarla kapattırılmış yada bişey olmuş. Belki arkası boştur diye duvara tıklattım. Bu duvarın arkası kesinlikle doluydu. Nasıl tamamen yok edebilirler? Çamaşır makinelerinden birisinin üstündeki siyah nokta dikkaimi çekti. Bu siyah bir nokta değildi. Bu bir delikti! Aynı odamdaki gibi... Ve müdürün odasındaki tablo gibi! Bu deliklerlen heryerde vardı. Bunu şimdi anlamıştım. Ama amacı neydi? Makinenin birinin üzerine çıkıp tavanı da incelemeye başladım.

"Oradan inmelisin tamam mı? O makine benim işime yarıyacak."

Arkadan gelen bir sesle irkildim. Hemen indim. Kısa boylu, sevimli bir kız duruyordu. Elinde bir sepet dolusu çamaşır vardı.

"Kusura bakma, sadece bir şeyden emin olmak istedim."

"Sorun değil. Zaten o makine bozulmayacak kadar sağlam."

"Teşekkür ederim. Bu arada kolay gelsin."

Bu kızı sevmiştim. Samimi birisine benziyordu. Şimdi ise tekrar delik konusuna dönelim. Odamda, müdürün odasında, çamaşırhanede... Kim bilir onlardan daha kaç tane vardı. Odama gelip garip şekil kağıdımı aldım. 3.şekil için çözmem gereken bir kağıt gizemi vardı. Kafamı yastığa koydum. Tavanda deliğe istemeden göz ucuyla baktım. Hemen yataktan kalkıp köşeye gittim. Bu delikte bir şey beni izliyordu. Buna emindim. Küçüklüğümden beri izlendiğim zaman tedirgin olurdum. Ve yanılmazdım. Yine yanılmıyordum. Birisi beni izliyordu. Ama bu deliğe sığamazdı. Tabi ya! Kameralar...

..

Bugün yatağımın altında sabahlamıştım. Kendimi o delikten saklıyordum. Yatağın altında adeta bir korkak kız çocuğu gibiydim. Aslında 17 yaşındayım. Yetişkin oldum sayılır. Yataktan yuvarlanarak çıkıyordum ki bir şeye çarptım.

"Nathalia temizlik mi yapıyorsun?"

"Aa Jade sen miydin? Yok canım sadece yere düşen kitabımı alıyordum."

Bunu söylerken elimdeki defteri işaret ettim. İnandırıcılık kazandırdığına emindim. Üzerimde bir önceki gün giydiğim giysiler vardı. Onları değiştirdim. Derse girmek için ilerliyordum. Bir yandan da çantamı düşmekten koruyordum. Artık ciddi anlamda ağırlaşmıştı ve taşımak ölümdü. Derse başmadan önce arka sıraya geçtim. Ders dinlemek için vaktim olmadığını düşünüyorum. Dersler boyunca kağıt, defter neyim varsa inceledim.  Ve buldum. O borulu kağıt dediğim kağıt deliklerin haritasıydı. 10 a Yakın çıkış vardı. Bu daha birçok delik daha var demekti ki bunu zaten tahmin etmiştim. Dersler bittiğinde odanın köşesinin bir yerine oturdum ve kağıdı elime aldım. Uzun bir süre düşündükten sonra odama açılan deliği buldum ve işaretledim. Diğer deliklerin nereye açıldıklarını bulacaktım. 

..

"Nathalia kalk."

"Nathalia..."

Gözlerimi açtım. Ana ve Jade başımda dikiliyordu. Önce anlam veremesem de sonra farkettim. Benim odanın köşesine yığılıp kalmama şaşırmış olmalılardı.

"Afedersiniz uyuya kalmış olmalıyım."

"Sabaha kadar burada mı yattın?"

"Sabah oldu mu?"

"Aslına bakarsan öğle oldu."

"Okula geç mi kaldım?"

"Nathalia sakin ol sadece bir gün."

"Devamsızlığım tükeniyor!"

Bunu der demez eşyalarımı aldım ve odadan çıktım. Saçımı bile düzeltmediğimi hatırlamam birkaç dakikamı aldı. Hemen tuvalete koştum.Çavtamı bıraktım. Kısa bir süre içinde kötü görüntümden kurtuldum. Aynadaki yansımama baktım. Bu olaylar nedeniyle kendime bakmaz olduğumu farkettim. Elimi yana savurmamla çantamın yere yapışıp içindekilerin saçılması bir oldu. Hemen eğilip topladım. Ayağa kalkar kalkmaz geriledim ve takılıp yere düştüm. Aynadaki görüntü ben değildim. Yavaşça tekrar kalkıp baktım. Evet bu bendim. Ama az önceki ben değildim. Aynaya bakmayı kestim ve çantamı alıp arkamı döndüm. Olamaz. Tuvaletin birinde çöpe attığım bebek duruyordu. Elime alıp ona baktım.

"Seninle işim bitti sanıyordum bebek."

Bunu söyledikten sonra onu elime alıp tuvaletten çıktım. Çantam bir bebeği daha kaldıramazdı. Odama gelip onu yatağın altına attım. Ve geri çıktım. Kulübenin karşısındaki köşeme geldim. Ama orada birisi vardı. 

"İsimsiz.."

"Biliyor musun bu beni üzüyor."

"Ne seni üzüyor."

"İsimsiz diye çağrılmak... Beni anlayamazsın."

"Adını söyle o zaman. "

"Ben bunu yapamam."

"Neden?"

"O ad bana ait olamaz."

Yanına oturdum. Hiçbir şey söylemedim. Oda söylemedi. Sürekli ''ne desem ne'' diye içimi kemiriyordum. En sonunda belkide hiçbir şey kararına vardım. Konuşmayacaktım. Gözlerimi kapattım. Açtığımda birkaç dakika geçmişti ve İsimsiz gitmişti. Ne çabuk! Kalkıp etrafa bakındım. Yoktu. Okul binasının yatılı bölümüne ilerledim. Binanın çevresini turlayıp delik aradım. Aşağı taraflarda bir tane vardı. Kendi oda deliğimi takip ederek bunun hangisi olduğunu buldum. Başka renk bir kalemle de bunu işaretledim. Okula ilerlerken o adamı gördüm. Kim olduğunu bilmediğim o adam... En son onu müdürün odasına gittiğimde görmüştüm. Beni görmesini istemedim. Arkamı dönüp görmezden geldim.

..

"102 numaralı odada kalanlardan birisisin değil mi?"

Birisi bunu bana sormuştu arkamı dönüp baktım. Ne söyleyecekti ki? Korkudan ne yapacağımı şaşırdım.

"Evet ne oldu?"

"Çamaşırhanede çamaşırlarını unuttuğunun farkında bile değil gibisin."

Tamamen unutmuştum. 

"İnanamıyorum. Nasıl unuttum ben onu."

"Alsan iyi olur."

Kafamla onaylayıp çamaşırhaneye geldim. Makinenin önüne eğildim. Eğer oda numaraları ile yıkanmasaydı onlara asla kavuşamayacaktım. Hemen sepete doldurdum. Çıkacakken istemsizce deliğe baktım.

..

Hala bakıyordum. Bu? Kağıtta mavi kalemle işaretlediğim çamaşırhamedeki deliğin çevresi mavi olmuştu. Ağzım açık bakıyordum. Hareket etmeyi bile düşünemedim. Bir süre sonra kendime geldim. Bu kadar ilgi çekmek yeterdi. Odama döndüm. Çamaşırları banyoya bırakıp tavandaki deliğe baktım. Harika! Bu da sarı olmuştu. Masanın başına geçtim. Kafamı masaya koydum. Elime bir kağıt takıldı, alıp baktım. Bir zarftı bu arkasını çevirdim. Mektup bana gelmiş. Hemen kimden olduğuna baktım. Son zamanlarda hayatım ne tuhaftı.

..

Mektup Andy'den gelmişti...

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin