3.

12.1K 915 458
                                    

Jimin :
Jungkook özür dilerim
Öyle demek istemedim gerçekten bir anlık sinirle
ağzımdan çıktı amacım seni kırmak değildi
Hadi ama bakmayacak mısın mesajlara
Kıyacak mısın bana cidden? Bana bana Jimin'ine

Kookie :
İşe gidiyorum Jimin sonra konuşuruz

Jimin :
Yah bana soğuk mu yapıyorsun sen? Şaka yapmıştım
evet hoş değil hem seninle evlenmek de eğlenceli olurdu

Kookie :
Hyung yazma dediğim gibi çalışıyorum

Jimin :
Oh peki...


+++

Jungkook önündeki kristal bardakları silerken bir yandan da kara kara düşünüyor gibi bir hali vardı. Yakışıklı mı değildi? Ya da herkes onun gönlü olsun diye mi hep iltifat ederdi emin olamıyordu. Jimin'in o sözlerinden sonra hem özgüveni hem hevesi oldukça kırıktı.

Mini barın kapısı itildiğinde girişteki çan çalmış, Jungkook da ilgilenmek adına başını çevirmişti.

" Buyrun ne istersiniz?"

" 5 dakikanızı."

Jungkook duyduğu sesle başını kaldırdığında Jimin'in asık yüzünü görmüş, derin bir iç çekmişti.

" Jimin hyung çalışıyorum rahatsız etme beni."

Jimin hemen en köşedeki masada oturan Jungkook'un babasının yanına patenle yaklaşmıștı.

" Jung woo amca Jungkook bizimle kaykay sürmeye gelebilir mi nolurrr"

Bay Jung woo pembe saçlı çocuğun şirin hallerine gülmüş, başını sallayarak onay vermişti. Jimin yüzünde zafer kazanmış bir şekilde bardağı masaya bırakan gencin elinden tutmuş, patenine daha çok asılıp cekiștirmeye başlamıştı.

Jungkook ne olduğunu anlamadan elini sımsıkı tutan pembe saçlı arkadaşının peşinden zaruri olarak koşmuş bir süre sonra elini çekerek Jimin'i de durdurmuștu.

" Hyung çalışıyorum dedim sana niye yapıyorsun bunu?"

Sesi ne kadar kızgın çıkmasını istese bile sakin ve uysal bir şekilde Jimin'in gözlerinin içine bakıp başını yana çevirmişti.

" Jungkook senin benimle küs kalman yasak bu yüzden hey yüzüme baksana hani o kadar güzeldim ki başka şeylere bakmayı unutuyordun."

Jungkook derin bir nefes alıp en yakın arkadaşının gözlerinin içine bakmıștı. Jimin'in minik burnuna nazaran oldukça büyük olan dudağı ne kadar ilgi çekici olsa da Jungkook'un en sevdiği şey kesinlikle Jimin'in mavi çekik gözleriydi.

" Bilemiyorum artık bundan emin değilim sanırım."

Ne kadar şakayla karışık söylese de kaykay alanına yürüyeceği esnada Jimin kolundan tutup kendine çekmiş, yüzlerinin ne kadar yakın olduğunu umurmadan konuşmaya başlamıştı.

" Beni sinir etme Jungkook, senin en sevdiğin hyungun benim en güzeli de. "

Jungkook hiçbir şey dememiș, köşede kaykay süren gencin yanına ilerlemeye başlamıştı. Jimin onu kırdığını fark ettiğinden beri içine oturan öküz yüzünden huysuzca pateniyle yürürken başı yere eğik olduğu için yeniden biriyle çarpışmıștı.

" Hay böyle işi-"

Başını kaldırdığı esnada festivaldeki çocuğun belini kavrayarak tutup gözlerinin içine şaşkın şaşkın bakması beklediği şey değildi elbette. Usulca geri çekildiğinde çekingen bir tebessüm edip elini uzatmıştı.

" Oh şey üzgünüm ben Jimin. "

Karşısındaki uzun boylu adam gülümsemiș ve pembe saçlarıyla uyumlu bir sevimlilik katan pembe mavi patenine bakıp tebessüm etmeye devam etmiști. Usulca Jimin'in elini kavramış, dudaklarını minik tombul parmaklara bastırmıştı.

" İkinci defa karşılaşıyoruz hem de çarpışarak. Sanırsam bu bir işaret olmalı hm? Ah bu arada ben Taehyung, tanıştığıma memnun oldum patenci çocuk."

...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
1997༆ 𝖏𝖎𝖐𝖔𝖔𝖐Where stories live. Discover now