Yeniden Aşk (DefÖm)

140. bölüm - Yaşıyor!!!

( Yazar'dan )

D: Ömer cevap versene noldu? Donup kaldın öyle. Bembeyaz oldun. 

Ö: Defne... 

D: Eeee ama Ömer. Sen de takıldın Defne Defne Defne diye. Söyle be adam. 

Ö: Defne ara birini gelsin Rüyaya baksın biz bu akşam evde yokuz. Serkan koş oğlum üstünü değiştir. Defne sen de hadi çabuk olun. 

D: Ömer noldu ya bak endişelendirme beni.

Ö: Sonra anlatırım Defne dediğimi yap hadi hadi. 

Ömer koşar adım yükarı çıktı. 

D: Oğlum hadi git üstünü değiştir bakalım ne oldu. 

Defne telefonu çıkarıp Zynepi aradı. 

***

Yarım saat sonra üçü evden çıkıp arabaya bindiler. 

D: Ömer anlatsana artık deliricem ya. 

Ö: Defne dedeme bir şey olmuş. Bizi çağırmış biz de gidiyoruz. 

D: Kö-kötü bir şey mi?

Ömer derin bir nefes aldı. 

Ö: Hem de çok. 

D: Peki Serkanın gelmesi ne kadar doğru? 

Ö: Hiç doğru değil ama dedem istemiş. 

SE: Benim bir çocuk olarak şu saatte dışarıda olmam ne kadar doğru acaba? 

Ö: Hani büyümüştünüz Serkan bey noldu şimdi? 

SE: Peh.

Deyip camdan dışarı izlemeye başladı. 

***

Koca köşkün önünde araba durdu. Arabadan inince Ömer Serkanın önünce diz çöktü. 

Ö: Oğlum. Bak şimdi sen artık büyüdün dimi?

SE: Tabi büyüdüm. Koca adamım artık. 

Ö: Ha bak şimdi içeride ne görürsen gör hiç bir şeyden etkilenme tamam mı? Çünkü koca adam büyümüş adam böyle yapar tamam mı paşam? 

SE: Tamam baba. 

D: Ömer durum bu kadar vahim mi?

Ö: Bilmiyorum. Ama biz yinede en kötüye hazırlıklı olalım. 

Sonra Defnenin kulağına doğru fısıldadı. 

Ö: Kokskoca adam ağlıyordu telefonda Defne. Her şey olmuş olabilir. 

Defnenin gözleri korkuyla doldu. Ömer bunu görünce alnına koca bir öpücük kondurdu. 

Ö: Hadi bakalım. 

Kapıyı çaldılar ve o bıyıklı yardımcı açıp kenara çekildi. İLk Ömer girdi arkasından da Defne ile Serkan. 

Ö: Amca? Noluyor? 

Nec: Oğlum...

Deyip Ömere sarıldı. Neriman ağlıyordu. Hulusiden kurtulmak  çok istiyordu ama şimdi gerçekten çok üzülmüştü.

Ö: Amca noluyor bir anlatın. 

Nec: Ömer deden hiç iyi değil. Çok az zamanım kaldı Ömer gelsin diyor. 

Ö: Odasın da mı?

Necmi başını salladı. Ömer Hulusinin odasına girince içi ürperdi. 

Ö: Dede...

H: O-oğlum?

Ö: Yora kendini dede. Nasıl bu hale geldin sen? Dimdik duran koskoca adamdın. 

H: Vaktimiz geldi işte oğlum napalım. 

Ömerin gözleri doldu. 

Ö: Deme öyle dede. 

H: Ömer. Oğlum son kez beni affettiğini söyle. 

Ö: Dede yapma...

H: Nolur oğlum. Yoksa gözlerim açık giderim. 

Ö: Af-affettim dede. 

H: Çok mutlu ol. Ailene çok iyi bak oğlum. Sen şahane bir adamsın. Aileni hep bir arada tut. Çocuklarını torunlarını etrafında tut. Ailenin direği ol. Huzuru mutluluğu aratma onlara. Belki bazı zamanlar canın yanar. Ama onlara gösterme. Çünkü sen iyi oldukça ailen de iyi olacak.

Ö: Dede konuşma böyle nolur. 

Ömerin gözünden bir damla yaş aktı. 

H: Oğlum...

Ö: Söyle dede. 

H: Bana Serkanı çağır. 

Ö: Dede-

H: Ona da söyliyecek şeylerim var. Ona söyleyeceğim oda kendi karar verecek ne yapacağına. 

Ö: Ne söyleyeceksin dede? 

H: O sana söylemeye karar verirse öğrenirsin. 

Ömer başını salladı ve odadan çıktı. 

Ö: Oğlum?

SE: Efendim baba. 

Ö: Oğlum git dedenin yanına sana bir şey söyleyecekmiş. 

SE: Tamam. 

Serkan odaya girip Hulusinin yanına gitti. 

SE: Dede?

H: Torunum. Gel yanıma otur. 

SE: Ne oldu dede? 

H: Oğlum bak. Benim az zamanım kaldı. Belki bu bizim son görüşmemiz. 

SE: O ne demek dede?

H: Dur şimdi dediklerimi iyi dinle. Sen daha küçüksün. Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim. Bu yaşta büyük bir yük yükleyecem sana. Ama ondan önce başka diyeceklerim var. 

Hulusi nefes nefese kalmıştı.

H: Serkancım büyüyünce çok büyük bir adam ol. Sen İplikçi veliahtısın. Belki farkında değilsin ama bu çok büyük bir şey. Adaletli ol, dürüst ol, mert ol. Aynı baban gibi ol. Tamam mı? Bu kadar büyük bir yük de omuzlarına koyduğum için beni affet. Söylediğim şeyi babana söylemek yada söylememek sana kalmış. Sen kara vericeksin.

SE: Ne yükü dede? 

H: Oğlum. Babaannen... Emine... Yaşıyor!

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu bölüm bugünün ikinci bölümü olduğu için bu kadar kısa. 

Eee ne diyorsunuz? Emine hanım gerçekten yaşıyor mudur yoksa bu bunak kafayı mı yedi? 

Şahane fikirler var. 

Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum