KELEBEK

110 17 15
                                    

Bu aralar vote ve okuma sayımız düşüşte . Üzgün olarak belirtmek isterim ki ; finale adım adım yaklaşıyoruz . Sizden çok ricam okuduğunuz bölümlere , sayfanın sol alt köşesinde bulunan yıldıza dokunmanız . Ve aynı şekilde ; iyi-kötü yorumlarınızı bilmek istiyorum . Sizleri kocaman seviyorum ❤ Allah'a emanet olun .





3 gün sonra ...

Ezgi KOÇ

Kardeşlik , kutsal bir duygudur . Önünüze gelen her insan arkadaşınız olabilir , ama kardeşim diyeceğiniz insanlar özeldir. Kardeşlik , onun uğruna öleceğini bilsen dahi sesini çıkarmamaktır . Çoğu şeyden vazgeçmektir . Kendinden önce onu düşünmek , ona göre hareket etmektir . Bazen ne kadar yanlış yaptığını bilsen bile ; bırakamamaktır kardeşlik . Size , hiç kan bağı olmadan bu duyguyu tattıran kişiler oldu mu ? Nelerden vazgeçtiniz kardeşiniz için ? Ben ... Ben , o kadar çok şeyden vazgeçtim ki onun için . Kanser ağrısı çekerken , sırf İpek baş ağrısı cekiyor diye kendimi önemsemedim . Ailesi ile ettiği kavgaların hırsını benden çıkardığı zaman dahi , sesimi ona karşı bir kere bile yükseltmedim . Adım atamayacak haldeyken ; sırf o gelmez diye koşa koşa gittim ona . Değdi mi ? Bağırarak sorun bana yaptığım tüm iylikleri serin önüme ; değmedi . Büsbütün değmedi . Kendi acımı dahi yaşayamadım ben . Batu , bizi bırakıp gitmişti . Kardeşim ölmüştü . Ve ben ; bunun acısını dahi yaşayamadım . Sırf İpek , iyi olsun kendine gelsin diye çabaladım . Ama İpek , bize karşı ağlayıp diğerlerine gülen biriydi . Ve ; bu benim canımı çok yakıyordu . Neymiş efendim ; hayatının sonuna kadar tek kişiyle olmazmış . Ne demek olmaz ? Nasıl olmaz ? Günlük ilişki miydi bir insanı ömrü hayatında mutlu edip iz bırakan ? Yoksa ; ömrünün sonuna kadar olmasa bile belirli bir zamana kadar yanında olan , yaşanmışlıkları olan mı ? Şu son üç gündür aklımı yitirmekten o kadar çok korkuyordum ki ... Kendimi ne zaman bir işle meşgul etmesem ; olanları düşünürken buluyordum . Pencerenin kenarında kahvemi yudumlarken uzun zamandır sosyal medyaya bakmak gibi bir olanağım olmamıştı . Telefonu elime alarak ilk önce ; İnstagram'a girdim . Anasayfada dolaştıktan sonra , ciddi anlamda içimin sıkıntısını bu dahi geçirmemişti . Telefonumu tam bırakmışken ; ısrarla çalması üzerine sıkıntıya oflamıştım . Arayan kişi annemdi . Normal şartlarda işi düşmediği sürece , bu saatte asla aramazdı . Telefonu alarak ; kaydırarak açtım .



"Ezgi , nasılsın annecim ? "



"İyiyim anne , sen nasılsın ? "





"Ben de iyiyim bitanem de müsait misin ? "

"Evet anne , ne isteyeceksin söyle bakalım ? "


Ben annemle konuşurken kapının usulca açılmasıyla Burak , içeriye girmişti . Kiminle konuştuğumu sormak yerine yanındaki tekli koltuğa oturarak beni seyretmeyi tercih etmişti .



"Ezgi , cok kırıldım bak şuanda . Sanki sadece işim düştüğü zaman arıyormuşum gibi aktarma olayı şimdi . "


"Ha anne ? Anlamadım . Şimdi aradığın zamanları mı başa kakıyorsun ? Her neyse , ne diyeceksin ? "


"Az önce Can'ı , bize bıraktı ailesi Asya ile biraz vakit geçirsinler diye . Benim normalde bugün hiç işim yoktu oturup onlarla ilgilenecektim fakat ; yarınki toplantım bugüne hatta birkaç saat sonraya alınmış . Ece ve Efe'yi , aradım . İstanbul dışına çıkmışlar  . Yani son seçenek siz kaldınız Ezgi , yardımcı olabilecek misin bana ? "



BİR GÜNLÜK SENTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang